Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,8071
EURO
43,6506
IMKB
9.668,000
ALTIN
4.032,380
 
Hava Durumu ANKARA
6 / 19 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
İKTİDAR BOŞLUĞU: AK PARTİ, MUHALEFET BOŞLUĞU: CHP
İKTİDAR BOŞLUĞU: AK PARTİ, MUHALEFET BOŞLUĞU: CHP
 
Türkiye’de zaman zaman yaşanan ve siyasetin aşamadığı tıkanıklıklar gündeme geldiği zaman ilk başvurulacak kaynağın Türkiye Cumhuriyeti Tarihi olması gerekiyor. Çünkü Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan sıkıntıların hemen hemen tamamı aynıdır, sadece ve sadece biçimi içinde bulunduğu konjonktüre göre değişiktir.
 
23.5.2006 - 12:03

 Cumhuriyet ile ilgili tartışmaların en somut örneği Topal Osman’dır. Derin devlet efsanesinin belki de ilk kahramanı olan Topal Osman’ın adı o dönemin siyaset dışı bütün operasyonlarında geçer. Türkiye Komünist Partisi (TKP) kurucuları  Mustafa Suphi ve arkadaşlarının ölümünden Bursa mebusu liberal Şükrü Bey’in öldürülmesine kadar hepsiyle Topal Osman’ın adı ilişkilendirilir. Sonuçta sistem Topal Osman’ı da yer ve ibret verici bir biçimde idam edilir. Bu gün hala Topal Osman’ın kahraman olup olmadığı tartışılır. Ve hala çok sayıda onu kahraman olarak gören isim vardır. Menemen’de genç subay Kubilay’ın öldürülerek başının ellerde dolaştırılması, Mustafa Kemal Atatürk’e suikast girişimi gibi hemen akıllara gelen bazı tarihsel olayları da bu parantez içinde değerlendirmekte yarar var. Özetlemek gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti’nin ciddi bir tehlike algılama refleksi ve bununla birlikte ciddi bir düşman ihtiyacı ve düşmanları da vardır.

İşte Türkiye’de her zaman yaşanan da bu. Çok partili demokrasi denemelerinin partileri, Serbest  Fıkra ya da Terakki Perver Cumhuriyet Fıkrası ve hatta Demokrat Parti (DP) için de durum farklı değildir. 27 Mayıs 1960 ile başlayan darbeler sürecinin ise bugün siyasetin kabullendiği duruma bakıldığı zaman bitmediği ortaya çıkıyor. Darbelerin de tarihsel süreç içerisinde biçim değiştirdiğini de iyi gözlemlemek gerekir. Artık bir cemse dolusu asker ile radyo evine gidilerek darbe yapılan günler hayli geride kalmış gözüküyor. Onun yerini “balans” ayarları aldı. Darbelerin amaçları da hala Türkiye’de tartışmalıdır. Bir önceki darbeyi savunacak kimse bulunmazken, siyasetin yarattığı boş alan nedeniyle yeni darbelerden umut bekleyenler hiç eksik olmamıştır. Son olarak Danıştay’da gerçekleştirilen saldırı sonrasında askerlerin geniş halk yığınları tarafından alkışlanmaları, siyasetçilerin sağdan sola hepsinin (Bülent Ecevit hariç) tepki görmesi bunun en somut örneğidir. Ve Kocatepe Cami avlusunun ortaya çıkardığı bu fotoğraf aynı zamanda da bir testtir: Siyaset dışı bir gücün, siyaset üzerine yapacağı bir girişimin geniş halk yığınları üzerinde bir desteği halen vardır.

Bu anlamda Danıştay 2’nci Dairesi’ne yapılan silahlı saldırının iyi okunması gerekir. Saldırıya uğrayan Daire laiklik ile ilgili çok ciddi bir karar almıştır yani Daire laiktir. Saldırgan hukuk fakültesi mezunu ve 5 yıldır avukatlık yapmaktadır. Yani hukukçudur ve her hukukçu gibi yüksek yargı organlarının kutsal mekanlar olduğunu iyi bilmektedir. İslamcı camianın en radikal kesimleri ile birlikte hareket etmektedir, yani katı bir İslamcı’dır. Hukukçu kimliği İslamcı kimliğine yenik düşmüş ve katil olmuştur. Derken gazetelerin birinci sayfalarını süslediği üzere son dönemde özellikle AB üyelik sürecinin de kabarttığı bir duygu olan ulusalcılıkla ilgili, ilginç bir örgütlenmeyle bağlantısı olduğu ortaya çıkıyor. Ve bu aşamada ezberler de şaşırıyor. Çünkü ulusalcı kimliklerin hepsi siyasal İslam karşıtıdır. Ama gazeteleri süsleyen haberlere bakıldığı zaman “Vatansever Kuvvetler Birliği Hareketi” ilişkisi Danıştay’da meydana gelen cinayet kadar yer alıyordu. Bu yapının askerlerle bağlantıları da dikkatlerden kaçmadı, özellikle emekli ya da atılmış askerlerin ön plana çıkması da ilginçti.

Danıştay’a saldırının “organize bir plan” olup olmadığı tartışılırken gündeme gelen ilişkiler olayı bir anda karmaşık hale dönüştürdü. Aynı, gazeteci Abdi İpekçi’nin katili, Papa’nın suikastçısı Mehmet Ali Ağca, ya da 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ olayındaki gibi. Ama bu olayın ortaya çıkardığı iki gerçek var.

1- AK Parti üzerinden yükselen dini duygulara karşı askerin de desteğini almış bir laik yapı ve onun karşısında her zamanki gibi sinen, korkan, tırsan siyasal İslam.

2- kontrol dışı gelişen ve bir anda tüm Türkiye’yi saran, bugün olmasa da yarın tehdit oluşturabilecek bir ortam yaratan, yükselen Türk milliyetçiliği ve bundan yararlanmak için oluşturulan yapay örgütler. (Bu arada Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne bugüne kadar giren 3 iç tehdit vardı: İrtica, bölücülük ve sonradan çıkarılmış olsa da aşırı Türk milliyetçiliği. Bölücülüğü bir kenara bırakırsak diğer iki tehdit için ciddi biri ayar söz konusu değil mi?)

Şimdi bir yandan AK Parti’ye Cumhuriyetin her zamanki tehdit algılaması ile ciddi bir “balans” ayarı yapılırken, öte yandan yükselen Türk milliyetçiliğinin ucuna takılan gizli kapaklı ve kontrol dışı örgütlenmeler, Danıştay cinayeti bağlantısı ile devreden çıkarılıyor. Bir anlamda ulusal kimlik AB ile ABD’nin de talep ettiği gibi erozyona uğratılıyor.

Tüm bunlar olurken siyaset cephesine bakıldığı zaman ciddi bir sıkıntı göze çarpıyor. İktidar ortaya çıkan bağlantıyı kullanarak, “Susurluk” benzeri devlet içindeki hukuksuz örgütlenmeleri açığa çıkardığı gibi bir heyecan yaşarken, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kendisine asker ile aynı yerde rol biçerek laikliğe vurgu yaparak AK Parti’yi siyaset dışı etkenlerin yardımıyla erken seçime zorluyor. Sonuçta ortaya her zamanki gibi ciddi bir iktidar ve muhalefet boşluğu çıkıyor. Ortaya çıkan boşluk da Danıştay saldırısı örneğindeki gibi çok rahat bir biçimde dolduruluyor.

(Sedat Bozkurt/The New Anatolian)



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


EMNİYET:"DANIŞTAY'A SİLAHLI SALDIRI ÖRGÜT İŞİ"


FETULLAH GÜLEN'E DÖNÜŞ YOLU GÖZÜKTÜ!
»  AKP MECLİS GRUP TOPLANTISI İPTAL EDİLDİ
»  ECEVİT İÇİN KRİTİK GÜN
»  RUSYA'NIN UZAK DOĞUSUNDA ŞİDDETLİ DEPREMLER
»  BAKAN, AŞKI İÇİN KARAKOLLARA DÜŞTÜ!
»  ASKERLERE, KADINA ŞİDDET EĞİTİMİ
»  SEZER, TOPLUMSAL REFLEKS'TEN MEMNUN
»  AK PARTİ MKYK'DA SÜRPRİZ İSTİFA
»  REKTÖRLER ÇANKAYA'DA
»  SÖYLENTİLER DOĞRU ÇIKTI
»  BU FOTOĞRAFA DİKKAT!
»  ANAYASA MİMARI ARAMIZDAN AYRILDI!
»  SALDIRGANIN BABASI KONUŞTU: "ACILARIMIZ BÜYÜK"
»  "DANIŞTAY'A SALDIRININ HEDEFİNDE AKP VAR"
»  OKUL MÜDÜRLERİNE PRİM CEZASI
»  ŞENER'DEN BİRLİK ÇAĞRISI
»  CHP'Lİ VEKİLLERİN KOLA TURCA TEPKİSİ
»  LİCE'DE HAİN PUSU, 1 UZMAN ÇAVUŞ ŞEHİT
»  ECEVİT'İN İLAÇLARI KESİLDİ
»  BAŞKENT'TE GÖZLER KÖŞK'TE
»  ERDOĞAN: "KOCATEPE TÜRKİYE DEĞİL"
»  UMUT UYKUSU SÜRÜYOR
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.