ALMANYA’daki Deniz Feneri e.V. isimli derneğin yan bağlantıları ile ilgili soruşturmalar son aşamasına gelmek üzere.
Özellikle de, derneğin bir dönemler başında bulunan kişilerin derneğin bir kolu olarak kurdukları kooperatif soruşturması büyüyor.
Çok yakında ikinci skandal patlayabilir.
Bu kez olay “basit bir dolandırıcılık” ya da “milletin parasını alıp ev yapmamak”tan çok öte…
Devletin dolandırılması var.
Hem de teşekkül oluşturarak…
Anlatalım...
Bazı Deniz Fenerci’ler birkaç “uyanık” emlakçı ile bir konut yapı
kooperatifi kurmuştu.
Kuruluş yılı, Deniz Feneri’nin en palazlandığı yıllardan olan 2002’ydi.
Daha sonra bu kooperatif, Avrupa’daki Türk gazeteleri ve televizyonları aracılığıyla üye toplamaya başladı.
Tabii her üyeden de aidat almaya…
YARDIMLARA TOKAT
Aidatlar kişi başına aylık 70- 100 Euro arasındaydı ama asıl büyük hedef başkaydı.
2005 yılı başına kadar ev sahibi olan herkese devlet aile başına 4.500 Euro’ya kadar yardım yapıyordu.
Yedi yıl boyunca ödeniyordu bu para…
Önemli olan sisteme 1 Ocak 2005’ten önce girmekti.
Sonuçta yaklaşık 1.700 kişi ya da aile adına bu paralar yıllarca toplandı.
Çıkan rakam 12.000.000 Euro oldu.
Tabii Fenercilerle bazı kooperatif yöneticileri bu parayı kaybetti.
Sonunda olay iflas masasına gitti.
Ev sahibi olabilen tek bir kişi bile olmadığını söylememize gerek var mı bilmiyoruz…
Artık orasını anlayan anlamıştır. İşin içinde Deniz Fenerciler olduğuna göre, ne döndüğünü de az çok kestirebilirsiniz.
SAHTE ÜYELERLE OYUN
Gelelim asıl suça;
Bu kooperatifçiler, ilan ve reklam kampanyalarıyla gelenler yetmemiş olacak ki, sahte üyeler yazarak devletten onlarca kişi adına yardımı tokatlayıvermiş.
Sahte üyelerin çoğu da Türk, yine çoğu Frankfurt ve çevresinden… Yani bir çok kişi adına, hiç haberi olmadan devletten konut teşvik primi alınmış. Şimdi maliye ve polis bunu araştırıyor. Belgelerini de teker teker topluyor.
2002 ile 2005 yılı arasında Deniz Feneri’nin yönetiminde olan ve aynı zamanda kooperatifin yönetiminde bulunan iki kişi var…
Bunlardan biri Almanya’da cezaevinde… İkincisi Ankara’da.
İsim vermiyoruz, onları artık siz bulun.
Ama bu suçun cezasının da “nitelikli dolandırıcılık”la aynı ağırlıkta olduğunu bilerek
Kaynak:Habertürk