Şırnak’ın Silopi ilçesinde PKK terör teşkilatından kaçan iki terörist güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan iki teröristten biri üniversite mezunu bir bayan. PKK terör örgütüne sadece merak için kısa bir süreliğine katılan Üniversiteli kız aradan üç yıl geçtikten sonra kaçarak kurtulmayı başardı.Terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan teröristler ilginç itiraflarda bulundular işte pkk dan kaçan örgüt elemanlarının itirafları: Haziran 2004 yılında sadece örgüte katılış gayem, kısa bir süreliğine eğitim ve oradaki ideolojileri görmekti. Ancak dışarıdan söylenilen Demokrasi ile bağdaşmadığını gördüm.
Örgüte Türkiye’den katıldığını oradaki hayat tarzının ilk önce askeri ve siyasi fikir alınıp daha çok emir komuta zinciri dahilinde üst düzey yöneticler tarafından verilen talimatlar sonucunda hayat biçimi belirleniyor.
Ancak orada kaldığım süre içerisinde demokratik bir yaşam yaşamadığını ondan ziyade dışarıda anlatılan ideolojiye zıt bir yaşam tarzı var.
Ben örgüte katıldığımda kısa bir süre eğitim alıp dönmeyi planlıyordum ancak belli bir eğitimden geçtikten sonra kendilerine dönmek istediğimi söyledim. Bu önerinin kabul edilmediğini belirtti. Yapılan propagandalar ile anlatılan hayat ideolojisi ile bağdaşmadığını gördüm ve bunları fark edince geriye dönüş kararı aldım ve bu çerçevede kaçıp geldim.
Ben üst düzey yöneticlere artık örgütten ayrılmak istediğimi çünkü sadece birkaç aylığına geldiğimi ve buradan ayrılmak istediğimi belirttim.
Onlar bu önerinin kabul edilmediğini çünkü örgütten ayrılman halinde infaz ile cezalandırılacağımı söylediler.
Örgütte kaldığım süre içerisinde 2005 yılında örgütten kaçmak isteyen Suriye uyruklu Botan kod adlı bir kişinin infaz edildiğini duydum ancak infazın kimse belli edilmeden gizli yapıldı.
Örgütten kaçışımın sebebi örgüt içinde yaşanan infazların gerçekleştiğine dönük bilgiler aldıktan sonra örgütten geri dönmek istedim o çerçevede edindiğim bilgiler sonucu yirmi beş bin ile yirmi sekiz bin arasında infaz ve kayıp olayları gerçekleşmiş örgütün elinden.
Bundan bir hafta önce kaçtık
Saddam Hüseyin’in idam edilmesi PKK tarafından da tasvip edilmedi, idama dönük üst düzey yöneticiler tarafından kınama metni yayınlandı.
Ancak bu idama karşı olduklarından değil çünkü eğer idama karşı olsalardı kendi içlerinde infazlar gerçekleştirmezlerdi bunu 1999’ki Abdullah Öcalan davası ile bağlantı kurabiliriz yani benim mantığıma göre o neticede Saddam idam edildi sonuçta o bir devlet lideriydi eğer devlet olsaydı Saddam müebbet hapse çarptırılacaktı ancak devlet olmayınca idamı gerçekleşti. Aynı şekilde 15 şubat 1999 yılından bu yana İmralı cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan var onunla bağlantılı bu konu ele alınırsa siyasi dengeler açısından kendi stratejileri doğrultusunda böyle bir kınama metni gerekli görülmüştü.
Abdullah Öcalan’ın hapiste, ancak emir niteliğinde görüşme notları geliyor.
Bu gelen görüşme notları üzerinde üst düzey yani konsey elemanları karar veriyor ama değişiklik olma ihtimali var yani genel savaşçı cephesi tarafından kabul görüyor.
Güvenlik güçleri tarafından beklemedikleri kadar iyi bir şekilde yakalandıklarını belirten terör örgütü mensupları güvenlik güçlerinin bize çok iyi davrandığını ve hiçbir işkence veya farklı bir zorlama metoduna maruz kalmadıklarını anlatıyorlar.
Örgütten kaçmak isteyen çok kişi var!
Ama özellikle gelip KDP’ ye teslim olup orda kalanlarda var çünkü hem kanunları tam olarak bilmiyorlar hem de teslim olduklarında güvenlik güçleri tarafından işkenceye tabi tutulacakları inancında oldukları için gelemiyorlar.
Buradan bütün örgüt elemanlarına sesleniyorum gelin teslim olun burada anlatıldığı bir işkencenin olmadığı aksine çok iyi karşılanacaklarını ve çok rahat imkânlar sağlanarak ifadelerimiz alınıyor, güvenlik güçlerinin çok sıcakkanlı bir karşılaması ile karşılaştıklarını ve örgütten kaçmak isteyen diğer kişilerinde gelip teslim olmasını istiyorum.
Bundan sonraki hayat şekli için henüz bir karar veremediklerini çünkü örgüt ortamından sivil hayat dönüş yeniden doğuş anlamına geliyor benim için ancak ilk önce yeni hayatıma adapte olmaya çalışamaya çalışacağım en azından buradan ayrıldıktan sonra şimdiki zihniyet ile yaşamayacağımı belirtmek istiyorum.”
PKK’lı erkek terörist ise, şunları anlattı:
Örgüte Ağustos 2006 katıldım ancak oraya kendi isteğimle gitmedim. Komplo sonucu götürüldüm. Ankara da abimle birlikte çalışıyordum aynı köyde beraber olarak kaldığımız ve köydeki kapı komşumuz yanımızdaydı, bizimle çalışıyordu ancak ben örgüte katıldıktan sonra onun iki yıldır PKK’ın kadrosunda yer aldığını öğrendim.
Daha sonra İstanbul da bir inşaat işi tuttuklarını söyledi abime, birlikte gidelim diye ancak abim kabul etmedi ve abim benim gitmemi istedi onunla. İstanbul’da otobüs terminalinde o işin olmadığını söyledi Van’da bir kamyon çay aldığını söyledi ve ikimizin oraya gidip o bir kamyonu getirip satmamı istedi.
Ben abimin fikrini almadan gelemeyeceğimi söyledim oda ben ona telefon açarım dedi ve telefon açtı ancak abimi mi aradı yoksa başkasını mı onu bilemedim ve abimin benim onunla gitmemi söylediğini söyledi bende artık güvendim.
Aynı gün Van’a oradanda Özalp ilçesinin bir köyüne gittik ve orada bekleyen sekiz PKK’lı kişinin sivil olarak bizi beklediğini gördüm silah zoru ile benim de onlarla gitmemi istedi ve yapacak bir şeyim kalmamıştı beni zorla götürdüler.
Ben gittikten sonra aldığım eğitim süreci içerisinde kendi isteğimle örgüte katılmadığım için bende hep kaçma duygusu ve isteği vardı.
Ancak kaçamıyordum 3,5 aya kadar çıkamadım çünkü tam orta yerde olduğum için kaçamadım. Ancak daha sonra bölgeye gidince kaçma fırsatı bulup kaçtım ben buradan örgüt içerisinde olupta kaçmak isteyen bütün arkadaşlarıma seslenmek istiyorum bize burada herhangi bir işkence yapılmadı ve orada anlatıldığı gibi değil aksine çok güzel karşılandık”