Başbakan Erdoğan, Hilton Oteli'nde düzenlenen ''İmedya Ekonominin
Yıldızları Ödül Töreni''nde yaptığı konuşmada, ''Türkiye'nin bu yıl
geçen yıla göre çok daha iyi, güneşli ve aydınlık bir görünüm içinde
olduğunu'' söyledi.
Türkiye'nin, son 2.5 yıl içinde, tek bir gününü zayi etmeden, tek
bir saatini boşa harcamadan, kaybettiği zamanları geri kazanmanın
mücadelesini verdiğini ifade eden Erdoğan, bu yıl ki ekonomik
göstergelerin, Türkiye'nin gelişmeye, iyileşmeye, kalkınmaya devam
ettiğini göstermekle kalmadığını, artık elde edilen kazanımların
istikrarla korunduğunu da ortaya koyduğunu kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bizi asıl sevindiren nokta budur. Çünkü lokal başarıların,
dönemsel iyileşmelerin, istikrarlı bir yönetim anlayışıyla, seviyeli
bir siyaset ile dünyaya açık bir demokrasi vizyonuyla desteklenmemesi
durumunda uzun ömürlü olmayacaklarını biliyoruz. Türkiye bu üzücü
tabloları sıklıkla yaşamış, insanlarımızın gelecek hayalleri, birçok
defa, hayal kırıklıklarıyla kararmıştır.
Bugün öyle görünüyor ki milletimizin ilerleme iradesi,
sürdürülebilir bir ekonomi yönetimi, korunabilir bir demokratik seviye
ve gerçekçi bir gelecek vizyonu ile nihayet buluşmuştur. Ben bu
kimyanın, Türkiye'nin gelecek hedeflerini gerçeğe dönüştürecek güce,
birikime ve heyecana sahip bir kimya olduğuna samimiyetle
inanıyorum.''
Başbakan Erdoğan, geçen hafta, ekonomideki son 39 yılın en iyi
sonuçlarına işaret eden büyüme rakamlarının açıklandığını anımsattı.
Türkiye'nin 2004 yılındaki büyüme hızının yüzde 9.9 olarak
gerçekleştiğini dile getiren Erdoğan, adından sıkça söz edilen Çin'in
ise 9.1'de kaldığını kaydetti.

-''TÜRKİYE ŞIMARSIN MI? HAYIR''-

Erdoğan, ''Türkiye, bu atılımı yapmak suretiyle, böyle bir
neticeyi almak suretiyle şımarsın mı? Hayır. Rehavete kapılsın mı?
Hayır. İşi daha sıkı tutacak ve bu istikrarlı sürece aynen devam
edeceğiz. Bundan hiç taviz vermeye niyetimiz yok'' dedi.
Türkiye'nin, 28 ay önce ''krizlerle, dertlerle, sıkıntılarla en
kötüsü de umutsuzluk, karamsarlık ve yılgınlıkla sarsıldığını''
söyleyen Erdoğan, o günleri unutmadıklarını kaydetti.
O dönemlerde bir işadamının akşam yatarken, ''yarın ne olacak?''
diye düşündüğünü ifade eden Erdoğan, şimdi ise bu işadamının, ''yarın
hangi müjdeyle kalkacağım'' diye düşündüğünü söyledi.
Başbakan Erdoğan, törene katılanlar arasında bulunan Ankara
Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün, Başbakan olduğu zaman kendisini
ziyaret ederek, Türkiye'nin o gün içinde bulunduğu ekonomik durumu
gösteren iki adet çerçevelenmiş tablo hediye ettiğini söyledi.
Bu tabloları odasına astığını ve her odaya girişinde baktığını
belirten Erdoğan, ''Bu tablolarda, 'neredeydik, nereye geldik?'...
Buna bakıyorum. 'Önceki Türkiye nerede, bugünkü Türkiye nerede?' diye
baktığımda, hamdolsun o gösterilen rakamları aşmışız, geçmişiz'' diye
konuştu.

-HEDEF 5 BİN DOLAR-

İktidara geldikten sonra, kişi başına düşen milli gelirin 2 bin
160 dolardan 4 bin 172 dolara çıktığını ifade eden Erdoğan, milli
gelirde 5 bin doları yakalamayı hedeflediklerini söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bazıları bize söylüyor ki 'çok geziyorsunuz, çok
dolaşıyorsunuz'. Biz turist değiliz. Dünyada iş bitirmek için
dolaşıyoruz. Acaba nerede, hangi piyasayı yakalayabiliriz? bunun
gayreti içinde koşturuyoruz. Tabii bir de ülkeme turist çekme gayreti
içindeyim. Bunun da neticelerini almaya başladık. Geçen yıl 17.5
milyon turist çeken Türkiye, daha şu anda belirlenen hedefleri aşmış
durumda. İnşallah bu yıl 20 milyonu yakalayacağız. Fevkalade bir hal
olmadığı taktirde, bu sayıyı yakalayacağız. Türkiye artık turizmde bir
cazibe merkezi haline gelmektedir. Türkiye'nin zenginliği sadece
güneş, kum ve deniz değildir. Onun için getirdik, kültürü turizmin
yanına koyduk. Kültür, turizmin en büyük sermayesidir.
Ziyaret ettiğimiz ülkelerde hep 'bunu nasıl başardınız' diye
soruyorlar. Biz daha olması gereken noktada değiliz, ama olması
gereken noktaya doğru devam ediyoruz. Bazı şeyler kanıksanamadığı için
bazen garipseniyor, ama sonra alışılıyor. Bakıyorlar ki netice öyle
zannedildiği gibi değil. Tabii kolay değil. Yıllara dayalı
alışkanlıklarımız var. Bu alışkanlıkları bırakmak kolay değil. Ama
olacak... Tüm AB üyesi ülkelerle görüştüğümüz, konuştuğumuz zaman bize
şunu söylüyorlar; 'Biz de AB'ye tam üye olurken, uyumdan uygulamaya
geçerken çok sıkıntılar çektik. Halkımız birçok şeyi kabullenemiyordu.
Onlara bunu anlatabilmek için adeta bize hendek atlatıyorlardı. Siz de
bu sıkıntıları çekeceksiniz' diyorlar. Zaman zaman bizi AB'ye teşvik
edenler bile şimdi önümüze engeller koyuyorlar. Niye? Uygulamaya
geçince bazılarımız bunu hazmedemez oldu. Hazmedeceksiniz arkadaş, bu
işin lamı cimi yok. Biz bu yola girdik. Eğer Türkiye içine kapalı bir
ülke olmayacaksa bir dünya ülkesi olacaksa bunu başarmak durumundayız.
onun için de bunu da kimsenin provoke etmeye hakkı yoktur. Bunu hep
birlikte aşacağız.''

-TÜRKİYE'NİN HER KÖŞESİ MÜBAREKTİR''-

Başbakan Erdoğan, son dönemde ekonomide, kamu yönetiminde ve
hizmetlerin yürütülmesinde, demokrasi ve özgürlükler alanında
attıkları adımların Türkiye'nin müktesep hakkı haline geldiğini
söyledi. ''Kimse bizden bu medeniyet kazanımlarını geri alabileceğini
aklına bile getirmesin'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin artık gözünü
geleceğe çevirdiğini kaydetti.
Erdoğan, kalkınma, demokrasi, gelirleri adaletli paylaşma ve
değişim yolunda ileriye doğru hızlanma kararlılığında olduklarını
ifade etti.
Başbakan Erdoğan, hızlarına ayak uyduramayanların, kendi
menfaatleri için zaman içinde, milletin bu büyük medeniyet koşusundaki yerlerini alacaklarını dile getirerek, ''Çünkü biz bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına ve bu bütünlüğün zenginliklerine ve gelecek hayallere inanıyoruz'' diye konuştu.
Milletin hiç bir ferdini bir diğerinden ayırmadan, hiç bir şehrini
bir diğerinden farklı görmeden, kalkınmanın hesaplarını, en hassas şekilde yaptıklarını kaydeden Erdoğan, ''Çünkü Türkiye'nin her köşesi,her insanı, her zenginliği bizim için mübarektir'' dedi.