-“KAFANA TAŞ MI DÜŞTÜ”-
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı’nın eleştiri oklarının hedefinde Başbakan Erdoğan vardı. Başbakan’ın MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin koalisyon dönemini inceleteceklerine ilişkin sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, özetle şöyle dedi:
“Sağlıklı çalışan bir demokraside siyasal iktidar şantaj yapmaz. Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şimdi şantaj yoluna başvuruyor. ‘Senin dönemini inceleteceğiz’. Aklın başına yeni mi geldin senin? Kafana taş mı düştü bir yerden. Şantaja asla izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde şantaj olmaz. Ülkeyi yönetiyorsan bir yerde yolsuzluk varsa üzerine gidersin. Sen gidebilir misin? Gidemezsin. Yolsuzluktan beslenen yolsuzluk konusunu araştıramaz. Sen daha bu millete malvarlığının hesabını vermedin. Kime ne hesap soracaksın.
Sen değil miydin ‘ben düşük fiyatla özelleştirirsem bana sen ihanet ediyorsun diye sorarlar’ arkasından yandaşına değer tespitinin çok altında kamu kurumlarını peşkeş çekmedin mi? Kime hesap soracaksın sen? Hesap vermesi gereken adam hesap soracakmış. Önce sen bu millete otur kul hakkını nasıl yediğinin hesabını ver.
-“PABUÇ BIRAKAMAYIZ”-
Şantajmış, tehditmiş, bunlara pabuç bırakamayız biz. Siz bir ülkede gazetecileri hapse atacaksınız, üniversite öğrencilerini hapse atacaksınız, askerleri hapse atacaksınız, yazarları hapse atacaksınız, avukatları hapse atacaksınız, demokrasiden de giderek siyasal partilerin üzerine şantaj yapacaksınız. Sevsinler senin demokrasi anlayışını.
-"RECEP TAYYİP ERDOĞAN HANGİ ÜLKENİN BAŞBAKANI"-
Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyorsan sen demokrat olamazsın, sen çağdaş olamazsın. Ortak değerleri dikkate alacaksın. Ben Recep Tayyip Erdoğan’a sormak isterim. Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin başbakanı. Diyebilir mi acaba ben Türkiye Cumhuriyetinin başbakanıyım, diyebilir mi? Türkiye Cumhuriyetini siliyor. O bakanlıktan siliyor, vali de valilikten siliyor. Sen hangi ülkenin başbakanısın Sayın Başbakan? Bunu yapanlar şimdi birbirine düştü. Ben yapmadım o yaptı diye. Sanki birisi yurt dışından ithal edilmiş.
-"SENİN GÜCÜN YETMEZ, BOYUN DA YETMEZ"-
Takiye kültüründen gelen yani yalancılığı asıl amacına ulaşmak için kullanan ve rahatlıkla dillendiren birisi ülkenin milli değerlerini koruyamaz. Türkiye Cumhuriyeti kolay mı kuruldu? O cumhuriyet sen Rize’den yırtık ayakkabı ile buraya geldin, bu cumhuriyet seni başbakan yaptı. Bu cumhuriyet Kayseri’de küçük bir esnafın oğlu olan Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı yaptı. Bu cumhuriyet Tunceli’de küçük bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Başkanı yaptı. Cumhuriyet bu, şimdi kalkmışsın cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun. Takiye kültüründen gelenler bir süre sonra en yakınındakilere bile ihanet ederler. Erbakan’ın önünde diz çöküp elini öpüyorlardı, geriye dönüp arkadan hançerlediler. Aynı şeyi Türkiye Cumhuriyeti için yapmak istiyorlar, senin gücün yetmez, boyun da yetmez.
-"SENİN KİŞİSEL İHTİRASLARIN BU ÜLKEYE BAŞKANLIK SİSTEMİNİ GETİRMEZ"-
Anayasa için uzlaşma komisyonu kuruldu. AKP’nin Seçim Beyannamesi’nden bir bölüm okuyorum, şöyle diyor; ‘Hazırlanacak anayasa kısa, öz ve açık olmalı. Erkler arasındaki ilişkiler parlamenter sistem esas alınarak açık, net ve anlaşılır bir biçimde belirlenmeli’. Hangi sistem, parlamenter sistem, şimdi neyi getirmek istiyorlar, başkanlık sistemini. Ne dedim ben size, yalancıdan başbakan olmaz. Halka ne vaat ettin şimdi neyi yapıyorsun. Yalan söylüyorsun onun için söylüyorum yalancıdan başbakan olmaz diye. Başkanlık sistemi getirecekmiş. Parlamenter sistem Türkiye’nin 150 yıllık geleneğinde vardır. Senin kişisel ihtirasların bu ülkeye başkanlık sistemini getirmez. Çünkü bu Meclis’te CHP var Recep Tayyip Erdoğan, bunu sakın unutma.
-"AVUCUNU YALARSIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN, AVUCUNU YALARSIN"-
Bize soruyorlar, barış istiyor musun, istemeyen mi var, huzur istiyor musun, istemeyen mi var? Niye destek vermiyorsun? Neye destek vereceğiz, bilen var mı? Bilen yok, neye destek vereceğiz. Senin başkanlık sistemi için yaptığın çalışmalara mı destek vereceğiz, o hayaline mi destek vereceğiz, avucunu yalarsın Recep Tayyip Erdoğan, avucunu yalarsın. Açıkça söyledik biz, bu sorunu çözmek istiyorsan dürüst ve samimi olacaksın. Yalancıdan dürüst ve samimi çıkmaz. Gizli kişisel bir ajandan olmayacak dedik. Başkanlık hayali ile yatıyor, başkanlık hayali ile kalkıyor. O ben başbakan olayım, ne olursa olsun diyor. Ne sen başkan olacaksın, sen o hayalinle kalacaksın. Milletin kabul etmeyeceği angajmanların altına imza atmayacaksın dedik. Millete bilgi vereceksin dedik, yaptı mı bunları? Şimdi ben şakşakçılık yapan köşe yazarlarına bir şey sormak istiyorum, bilmediğiniz bir konuyu nasıl destekliyorsunuz? Vahiy mi geliyor.
İşin özü şu, demokrasimizi seviyoruz, cumhuriyetimizi seviyoruz. Türkiye Cumhuriyetini seviyoruz. Bayrağımızı seviyoruz. İnsanımızı seviyoruz. Demokrasimizi güçlendirmek istiyoruz. Parlamenter rejimimizi güçlendirmek istiyoruz. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istiyoruz.
-"HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR"-
Korkuyorsan kalemini bırakacaksın. Yürekliysen kalemini eline alacaksın.
Onun için hepimize görevler düşüyor. Genel Başkan olarak bana, milletvekilleri olarak size, illerde, ilçelerdeki başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, yurttaşlarımıza hepimize görev düşüyor. Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak çağdaş bir ülke haline getirecek adres bellidir, adres CHP’dir. (ANKA/