Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5031
EURO
34,8485
IMKB
9.916,000
ALTIN
2.439,430
 
Hava Durumu ANKARA
15 / 23 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
"BATININ AMACI SURİYE'Yİ KANA BOĞMAK"
 BATININ AMACI SURİYE Yİ KANA BOĞMAK
 
Eski Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Prof. Dr.Abdüllatif Şener ABD, İngiltere ve Fransa'nın müdahalesinin an meselesi olduğu Suriye krizini değerlendirdi.
 
28.8.2013 - 11:03

Eski Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Prof. Dr.Abdüllatif Şener Rusya’nın Sesi radyosuna verdiği demeçte Suriye krizini değerlendirdi.
 
AMUR GADJİEV: Evet, sayın Abdüllatif Bey, şimdi Şam çevresinde kimyasal silah kullanıldığı ile ilgili uluslararası soruştuma bitmeden Batı’dan Şam rejimine karşı askeri müdahalenin yapılabileceğine dair söylemler yükselmeye başladı. Hızla ilerleyen son gelişmeler ışığında Batı, Suriye’de askeri müdahalede bulunma konusunda daha önce hiç olmadığı kadar yaklaştığını söyleyebilir miyiz acaba?
 
ABDÜLLATİF ŞENER: Maalesef, Batı belli ilkelerden hareket ederek davranmıyor. Çifte standart uyguluyor. Herhangi bir olayda menfaatleri, beklentileri ne ise, neyi gerçekleşmesini, hangi sonuca ulaşmasını arzu ediyorsa ona göre tutum sergiliyor. Yani, neyin doğru olduğunu, neyin de yanlış olduğunu ortaya koymaktan öte kimin yanında, kime karşı olduğunu ön plana getiriyor. Bu, uluslararası ilişkilerde hiç yapılmaması gereken bir şeydir. Çünkü Dünya karışık bir ortamdadır. Bu ortamda ilkeler ön planda olmalıdır, doğrular ön planda olmalıdır. Şimdi Suriye konusunda Batı’nın tutumunu ben başından beri hiç anlayamıyorum. Şimdi Suriye’de muhalefet dediğimiz kesim, ağırlıklı olarak zaten Suriyeli değil, Dünya’nın diğer ülkelerinde yetiştirilmiş, eğitilmiş, kendilerine ağır silahlar kullanmaya öğrettikleri bir takım militanlar, bunun da ötesinde terörist gruplar 30’dan fazla ülkeden Suriye’ye sokulmuşlardır ve Suriye’yi kan gölüne çevirmektedirler. Şu anda Suriye’de olup biten bütün katliamların bir numaralı sorumlusu bu ülkeye dışarıdan gelen yabancılardır, terörist gruplardır. İkinci derecede bu Suriye’deki katliamların sorumlusu ise bu terörist grupları, bu yabancı unsurları besleyen, silahlandıran ve destekleyen ülkelerdir. Şimdi hayret ediyorum, Şam yakınında bir kimyasal silah kullanıldığı ile ilgili bir iddia var. Bu kimyasal silahın etki ettiği alan muhaliflerin kontrolünde ve bu muhalif dediğimiz gruplar bu bölgeye de hakim olan grup, Suriye’de birçok muhalefet grubu var, doğrudan doğruya terör eylemleri yapmış, şimdiye kadar yaptığı eylemlerin tamamı terör eylemi sayılacak bir gruptur. Ve bu terör eylemleri yapan muhalefet grubunun yapmış olduğu bir açıklama tüm Dünya medyasında “aman Esad kimyasal silah kullanmış” diye kamuoyuna duyuruluyor. Medya bundan besleniyor, yani medya doğrudan doğruya bu terörist grubun, muhalefetin yapmış olduğu açıklamalardan besleniyor. Onu tekrar ediyor. Ve diğer taraftan henüz bir soruşturma, inceleme yapılmadan Batı ülkelerinin diplomatları, başkanları taraf tutarcasına, kimi desteklediklerini gösterircesine daha inceleme yapılmadan önce sanki kimyasal silahı Hükümet Suriye’de kullanmış gibi yanlış açıklamalar yaptılar. Bu, ne diplomasi kurallarına uygundur, ne gerçeklere uygundur, ne de uluslararası temel olarak korunması gereken ilkelere uygundur. Dünya, sürekli terörist eylemler yapan, bombalar patlatan, Suriye’yi kan gölüne çeviren ve ağırlıklı olarak da Suriyeli olmayan yabancılardan oluşan bir terörist grubu nasıl destekler? Ne işiniz var Suriye’de sizin? Siz yabancısınız! Suriyeli değilsiniz! Her gün de terör eylemi yapıyorsunuz! Ondan sonra da Hükümet’i itham altında bırakmak için açıklama yapıyorsunuz! Bilmem, kimyasal silah kullandı diye, ve bu, gayri ciddi, kaynak olarak kullanılmaması gereken kaynak, Washington’un da kaynağı haline geliyor, Londra’nın kaynağı haline geliyor ve tüm medyanın da Dünya televizyonlarında kaynağı halinde geliyor. Doğrusu, ben bunu anlayamıyorum. İnsani bir duyguyla baktığımız zaman anlaşılır bir tarafı yok, diplomatik açıdan baktığımızda anlaşılır bir durum yok. Asıl sorgulanması gereken şudur: bu terörist grupları niye destekliyorsunuz? Şimdi bu bahaneyle, yani bu kimyasal olayla ilgili iddialar doğrudan doğruya Batı medyasında abartılmasının sebebi, bu muhalefet gruplarına psikolojik destek sağlamak maksadıyladır. Siz teröristlere destek sağlıyorsunuz!
 
AMUR GADJİEV: Bahaneden söz ettiniz. Şimdi bakıyoruz, kitle imha silahlarından biri olan kimyasal silahların kullanıldığına dair iddialar, bir savaş nedeni olarak gösterilmesi çok tanıdık bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor ki, en bariz örneği – Irak Savaşı öncesi bir durum, yani 2003 öncesi bir durumdur. Aynı bahane, bu sefer de daha önce kararlaştırılmış bir politikanın uygulanması için Batı tarafından uydurulmuş olabilir mi acaba? Öyle bir senaryo Siz nasıl görüyorsunuz?
 
ABDÜLLATİF ŞENER: Olayı ben şöyle görüyorum: Batı doğrudan doğruya Orta Doğu’daki çıkarlarıyla ana politikalarına uygun sonuçlar elde etmeye çalışıyor. Bu elde etmeye çalıştığı sonuçların gerçek olması, doğru olması, ilkesel olması diye bir şey söz konusu değildir. Suriye’nin kan gölüne dönmesi lazım. Bu nasıl gerçekleşir? Bu, bir ton teröristlere destek sağlamakla gerçekleşebilir. Şimdi bunu ilkesel olarak değerlendirebilir misiniz? Nasıl teröristleri destekliyorsunuz? Sonra arkasından teröristler, Hükümet kimyasal silah kullandı diye bir açıklama yapıyor. Onu da koz olarak kullanıyorlar. Bakın, açıklama yapıldı bilmem ne diye. Ama, şu bir gerçek ki, kimyasal silahı bir dış müdahale nedeni olarak gösteren Batı, bu konuda kötü sicile sahiptir. Nedir o kötü sicil? “Irak’ta kimyasal silahlar var, nükleer silahlar var”. İddia bu değil miydi? Yüz kere araştırma yapıldı, raporlar yazıldı, bilmem ne oldu. Tüm Batı kontrolündeki Dünya medyasında yapılan abartılarıyla “Irak’ta bilmem tehlikleli nükleer silahlar var, kimyasal silahlar var”, iddiasıyla Irak’a girildi. Irak işgalinden sonra anlaşıldı ki, bu iddiaların hepsi yalandır. Şimdi Suriye konusundaki iddiaların hepsinin yalan olmadığını kim söyleyebilir? Asıl maksat şu: aynen Irak’ta olduğu gibi, yeni bir bahane icat ederek zor durumdaki muhalefete destek sağlamak ve Suriye konusunda istedikleri sonucu elde etmektir. Ama bu çok yanlış bir şeydir.
 
AMUR GADJİEV: ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale yapacağı ile ilgili söylemler üzerine Türkiye de bu askeri müdahaleye katılımcı olacak gibi görünüyor. Nitekim, sayın Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları da bu iddiaları destekliyor niteliktedir. Bu durumda Suriye sınırında yaşayan Türkiye vatandaşlarının durumu ne olacak acaba?
 
ABDÜLLATİF ŞENER: Türkiye’nin bir komşu ulkeye uydurma iddialarıyla girmeye kalkması çok yanlış bir şeydir. Ancak Türkiye’de yayınlanan bazı haberlerdeki bu kimyasal silah iddiaları ile ilgili gürültünün arkasından, Türkiye’deki tüm televizyon kanallarının ve diğer medya yayınlarının Hükümet’in kontrolü altında olduğu için medyadaki Suriye’da kimyasal silah kullanıldı diye yaygaradan yararlanmak suretiyle, basının da ifade ettiği gibi, Türkiye çok miktarda Suriye’deki muhaliflere ağır silahlar göndermiş. Şimdi bu bile son derecede yanlış, tehlikleli bir şeydir. Hem de Türkiye’nin ağır silahlar gönderdiği ifade edilen Suriye’deki grup, Amerika’nın bile terörist olarak ilan ettiği “En-Nusra Cephesi” grubudur. Böylesine yanlış şeyler sonunda uluslararası sorunlar oluşturur. Bunun arkasından Irak’ta gördüğümüz gibi, yine gerçeklerle ilgisi olup olmayacağı belli olmayan ama belli bir sonucu elde etmek için oluşturulan bu gürültülerin arkasından Türkiye Batılı müttefikleriyle beraber Suriye’ye yönelik bir dış müdahalede bulunursa bu da yanlış olur. Bu, Türkiye’deki kamu vicdanını da rahatsız eder. Ama bunu meşru hale dönüştürmek için gece gündüz medyanın halkı etkilemesine de özel çaba gösteriliyor. Ve bunu ben çok çirkin bir senaryo olarak ve çok yanlış bir hadise olarak görüyorum. Böylesine büyük bir yanlışın içerisine herşeye rağmen Türkiye’nin girmemesini bekliyorum.
 
AMUR GADJİEV: Suriye’da savaşan muhalif gruplara baktığımız zaman, orada daha çok islamcıların ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Öte yandan biliyoruz ki, bu islamcılar için devlet sınırı diye bir şey yok ve laik bir devlet otoritesini kabul etmiyorlar. Radikal selefi ve vehhabilerden söz ediyorum. Ve nitekim daha dün Kilis’in sınırında, yani Öncüpınar Sınır Kapısı’nda Türkiye’ye geçmek isteyen iki kişinin bulunduğu bir araçta 177 kilogram’lık patlayıcı madde ele geçirilmişti. Uzmanlar, bu tür olayların artabileceğini söylüyor ki, bu, direk olarak Türkiye’nin iç güvenliğine bir darbe olacak gibi görünüyor. Bu koşullarda Suriye’ye yapılacak olasılı dış müdahale, Türkiye’nin iç güvenliği bakımından ne derecede tehlikeli sonuçlara yol açabilir?
 
ABDÜLLATİF ŞENER: Suriye politikasıyla Türkiye kendi iç güvenliğini tehdit altına sokmaktadır. Bir kere bölgeyi, uluslararası kaçak silah ticaretinin bölgesi, merkezi haline getirmek, buna destek olmak, Türkiye açısından yanlış bir politikaydı. Suriye’de istikrarsızlık demek, muhalefetin bir yerlerden silahla beslenmesi demek, bölgenin bir anlamda da silah kaçakçılığının merkezi haline gelmesi demektir ki, bu çok tehlikeli bir şeydir. Türkiye-Suriye arasının böylesine bir merkez haline dönüşmesi, yarın için Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek bir hadisedir. Ama bunun ötesinde başka bir şey daha var. Bakın, Suriye’deki eylemlerde bulunan gruplar doğrudan doğruya terörist gruplardır. Bunların yaptığı eylemlerin İslam’la bir ilgisi olduğuna inanmıyorum ben. Yani, insanları katledeceksiniz, masum insanları imha edeceksiniz, katliamlar yapacaksınız, camiyi bombalayacaksınız, türbeyi bombalayacaksınız, pazar yerini bombalayacaksınız, gencecik çocukları gırtlağından keseceksiniz, sonra müslüman olduğunuzu iddia edeceksiniz. Bu fiiler, müslüman fiiller değil ki. Onun için, şekil olarak, ne kadar müslüman görüntüsü içerisinde olsalar da bunlar gayr-i İslami, İslam dışı gruplardır ve kesimlerdir. Doğrudan doğruya Batı’nın oyuncağı haline dönüşmüşlerdir. İslam ülkelerinde kan akıtıyorlar! Müslümanları öldürüyor bunlar! Irak’ta yapılan katliamları bunlar yapıyor! Pakistan’da yapılan katliamları bunlar yapıyor! Afganistan’da katliam yapıyorlar! Somali’de katliam bunlar yapıyor! Nijerya’da katliam bunlar yapıyor! Libya’da katliamı bunlar yapıyor! Suriye’de katliamı bunlar yapıyor! Öldürdükleri, katlettikleri insanlar hep müslüman! Böylesine dün İslam aleminde katliam yapan bir terörist grubun müslüman olduğunu, dindar olduğunu veya bir İslami amaça sahip olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Bana göre, bunların iddiaları da, yolu da, kendileri de İslam dışıdır. Şimdi böylesine azgın bir terör örgütünün bir merkezi haline dönüştürüldü Türkiye-Suriye arası. Bakın, bu gruplar Türkiye üzerinden sürekli olarak Suriye’ye giriyorlar, orada çatışıyorlar ve dinlenmek için de Türkiye’ye geliyorlar kebap yemeye. Şimdi Türkiye’yi böylesine tehlikeli bir terörist grubun merkezi haline dönüştüren bir iktidarın izlediği politikalar, doğrudan doğruya Türkiye’nin de güvenliğini tehdit eden politikalardır. Onun için Hükümet bundan vazgeçmek zorundadır. Bu, sürdürülebilir bir şey değildir!
 
AMUR GADJİEV: Evet, sayın Abdüllatif Bey, çok teşekkür ediyorum röportajımıza katıldığınız için.
 
ABDÜLLATİF ŞENER: Ben de teşekkür ediyorum, görüşmek üzere!
 
Eski Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Abdüllatif Şener’in Türkiye’nin Suriye ‘ye karşı olası müdahaleye katılışının verebileceği sonuçlara ilişkin fikirlerini dinlediniz.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


SİLAH KAZASI 227 ASKERİ ÖLDÜRDÜ

ESAD VE AİLESİ İRAN'A KAÇTI İDDİASI!

"TÜRKİYE'SİZ BİR SALDIRI HATA OLUR"
»  GÜNAY: BARIŞIN HAMİSİ OLMAKTA GEÇ KALDIK
»  "SIĞIRLARINDA AĞLADIĞI GÖRÜLMEMİŞTİR"
»  PKK'DAN,'ÇEKİLMEYİ DURDURURUZ' TEHDİDİ!
»  AKP'Lİ ÇELİK'TEN FLAŞ SURİYEİ AÇIKLAMASI
»  CEMİL ÇİÇEK'TEN KRİTİK MEKTUP!
»  CEZAEVİ'NDEN ÇANKAYA KÖŞK'ÜNE!
»  ''YÜZDE 20'Yİ ÖPSÜN BAŞINA KOYSULAR''
»  SUAT KILIÇ'I ŞOK EDEN TEPKİ
»  ONLARIN AĞLAMALARI DA AYRI BİR YALANDIR
»  ''2 AY'A KADAR ODTÜ'YE GİRERİZ''
»  SURİYE SINIRINDA 10 SAATLİK ÇATIŞMA!
»  MECLİS'TEN MISIR VE SURİYE ATAĞI!
»  FIRTINA DERESİNE YAVRU BALIK!
»  CHP'Lİ LOĞOĞLU'NDAN MÜTHİŞ İDDİA!
»  KANAL A'DAN CNNTÜRK'E TRANSFER!
»  ODTÜ'DE DİRENİŞ ÇADIRLARI!
»  GÜNAY HÜKÜMETİ TOPA TUTTU!
»  KILIÇDAROĞLUNDAN ERDOĞAN'A AĞIR SÖZLER
»  ''BANA DİKTATÖR DİYENİN VAY HALİNE''
»  PKK İLE İLGİLİ ŞOK TESBİTLER!
»  AK PARTİ'DE FACEBOOK OPERASYONU!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.