CHP Lideri Baykal, Başbakan'ın Köşk'e çıkmaması için elinden geleni yaptığını söyledi. Baykal, 'Israrcı olursa Yüce Divan'a gidebilir' dedi. Türk siyasi hayatının en önemli figürlerinden biri. 40 yıla yakın süredir siyaset yapıyor. Bugüne kadar hiç Başbakan olamadı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, seneye yapılması beklenen seçimler için bugüne kadar hiç olmadığı kadar iddialı. İşte o röportaj...
* İyi muhalefet yapıyor musunuz?
Evet, çok açık, çok net. Türkiye'yi 1 Mart tezkeresinin sonucunda bir terör bataklığına sürüklemeyi önleyen CHP oldu. Sadece bu hizmeti, CHP'nin tarih boyunca saygıyla anılması için yeter. Eve Dönüş Yasası çıkarıldı, yanlıştı. Bunu sadece biz söyledik. Terör örgütü kurucusunun pişmanlıktan yararlanmasını biz önledik. AB konusunda kalıcı derogasyonlardan (kısıtlamalar) ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin tanınması zorunluluğuna kadar tüm söylediklerimiz doğru çıktı. En son, "Ekonomik kriz geliyor, Türkiye'nin borç yapısını, kur riskini dikkate alarak değiştirin" dedik, yapamadılar, ellerinde patladı. Fatura 18-20 milyar dolar oldu. Biz sadece iktidara değil, toplumun duyarsızlığına karşı da muhalefet yapıyoruz.
* Erken seçim konusunda niçin bu kadar ısrarlısınız?
Çünkü toplumun demokratik sabrı 4 yılda bitiyor. Bu bir gelenek. Şimdi niye beşinci yıla taşınmak isteniyor? Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimi bu arada kotarılmak isteniyor. Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi söz konusu olmasaydı Türkiye 4 yılda seçimi yapardı. AKP'nin bize 4 yıl teklifi var.
* "Bu Meclis cumhurbaşkanı seçmemeli" tezi için çok da kabul edilebilir bir gerekçe gibi görünmüyor, sözleriniz?
Bir defa parlamento ilk seçimde çok değişecek. Ömrünü tamamlamış, kendisi değişmesi gereken bir Meclis, Türkiye'nin geleceğine yönelik en önemli iktidar noktasını belirlemeye kalkıyor. Bir siyaset tartışması benim yaptığım, hukuk ve Anayasa tartışması değil. Makul olanı halktan demokratik bir güven alarak iş başına gelmiş yeni bir parlamentonun ülkenin 7 yılına yönelik tercihi belirlemesidir. Başbakan cumhurbaşkanı adayıdır. "Benden başkası da olabilir" derken, aday olabileceğini ilk kez kendisi ifade etmiştir. O adayken başka kimse olamaz.

* Ama uzlaşı arayacağını söylüyor?
Herkesle görüşüp bildiğini yapacak. Bunlar ince formüller. Ülkeyi gerginliklere sürüklememek lazım. Siz Türkiye'nin demokratik ve anayasal kurumları ile çatışma içine girdiniz. Yargıyla, üniversiteyle probleminiz var. Cumhurbaşkanı kavgacı değil, sahiplenici olmalı.

* Siz "Abdüllatif Şener olabilir" dediniz...
Bir gazeteci isimler saydı ve "Bunlar olamaz diyorsunuz" dedi. Ben, "Olamaz demiyorum, olmamalıdır diyorum" dedim verdiği isimlerle ilgili olarak. "Peki Abdullatif Şener için ne diyorsunuz?" dediği zaman, "Onun için olamamalıdır da demiyorum" dedim. Olmalıdır diyorum değil. Eğer AKP onu önerirse, buna göstereceğimiz tepki Başbakan ya da Meclis Başkanı'nın Cumhurbaşkanı adayı olması halinde göstereceğimiz tepkiyle aynı olmaz. Niye olmaz? Çünkü ilk ikisi Anayasa'nın özüne karşı çıkıyorlar ve Anayasa'nın kurumlarıyla kavga içindeler.

* "Başbakan Köşk'e çıkarsa Yüce Divan'lık olabilir" dediniz. Niye?
Dürüstlük meselesini hiç konuşmuyoruz. Çok önemli bir tablo var. Hakkında ciddi suçlamalar olan bir insan Cumhurbaşkanı olursa ülke nasıl bir durumla karşı karşıya gelir? Bizim hukuk sistemimizde Cumhurbaşkanı, Köşk'te yaptığı işlemlere karşı sorumsuzdur, vatana ihanet dışında. Ama bu dokunulmazlık mı? Cumhurbaşkanı görevdeyken işi dışında adam öldürürse takip edilir mi, edilmez mi? Cumhurbaşkanlığından önce işlenmiş olan suçlar takip edilir mi, edilmez mi? Meclis'in yapısı değişse, bir komisyon kurulsa ve o komisyon, Devlet Denetleme Kurumu raporlarını baz alıp yargılama istese... Başbakan nerede diye aransa, "Aa Başbakan Çankaya'daymış" deseler ne olacak? Yani gündüzleri Yüce Divan'da ifade verip akşamları resepsiyon yapacak bir cumhurbaşkanımız mı olacak? Yani hayırlı olmaz. Ben bu ihtimale dikkati çekiyorum. Atatürk'ün koltuğunda oturacak insanın dosyalarının hesabını verememiş birisi olması kabul edilemez.

* Dokunulmazlıkların kaldırılmasını niye sağlayamadınız?
Aldattılar milleti.

* Anketler yine benzer oy dağılımının olacağından bahsediyor?
Böyle hükümler vermeyin. Yanlış olur. Ve o değil, dediğiniz gibi değil tablo.

* Siz nasıl bir dağılım bekliyorsunuz?
Biz de millete anlatacağız, Başbakan da... İktidar değişikliğine şiddetle ihtiyaç var. Bunu başarırsak Türkiye büyük güç kazanır. İktidarın kafasında farklı bir toplum projesi var. Cumhuriyet'i bu millet kurdu. Sonra Cumhuriyet demokrasiyi doğurdu, onu üretti. Yüzde 34'le işbaşına gelen bir hükümet aracılığıyla demokrasi Cumhuriyet'in kazanımlarını tahribe çalışıyor.

* Merkez sağa açılımınız ne durumda?
Anadolu'ya çıktığımda yığınla insandan, "Ben bugüne kadar hiç oy vermedim, ama desteğimiz size" sözlerini duyuyorum.

* Peki mecliste kaç parti olabileceğini öngörüyorsunuz?
Gerçekten bilemiyorum. Bunu söylemek güç. Seçime bir yıl var. Size söyleyebileceğim şudur: AKP oy kaybediyor ve CHP çok ciddi oy kazanıyor. Bunu güvenle söyleyebilirim.

* Ecevit için ne düşünüyorsunuz?
Sayın Ecevit'le beraber olduk, ayrı düştük. Ama vedalaşmadan ayrılma olmaz.

* İktidara hazır hissediyor musunuz?
Önemli olan benim değil, toplumun hissetmesidir. Benim bakımımdan problem yok.

* Ekonomide yeni bir kriz ya da çalkantı bekliyor musunuz?
Sıcak para politikasına dönüldü. Çalkantı, dalgalanma ve yeni dengeler kaçınılmaz görünüyor. Ekonomide sorunlar çözüldü anlayışı gaflettir.
Ece'nin Aynası

Ece'nin Aynası

Aynadaki yüzü beğeniyor musunuz?
Baykal: Evet.

Bu yüze güvenir misiniz?
Baykal: Evet. Kesinlikle.

Türkiye'yi teslim eder misiniz?
Baykal: Kuşkusuz.

Bir cümleyle...

Türban: Bir sorun.
İmam Hatip: Anadolu çocuklarının önüne konulmuş bir kapı.
Bedelli Askerlik: Zorunlu askerlik ile bedelli askerlik çelişki.
PKK: Terör. Öcalan: Piyon.
ÖSS: Resmi budalalık, mutlaka kaldıracağız.
Emeklilik Yasası: Resmi aldatmacaların bizi getirdiği son aşama.
Kıbrıs: Girit olmamalıdır. Pahalı benzin: Yolsuzlukların, israfların bedelini halk ödememelidir.  AB: Olsa da olmasa da Türkiye demokratik, kalkınmış, çağdaş bir ülke olmalıdır

Necip Fazıl okuyor

* Poker yüz olmamakla övünüyor.
* En çok iştahından yakınıyor.
* Her sabah saat 05.30'da kalkıp komşularıyla 1 saat 15 dakika yürüyor.
* Tüm köşe yazarlarını okuyor.
* Siyasetin insani sıcaklığını olumsuz etkilediğini düşünüyor.
* Üç torunu büyürken OKS stresini onlarla birlikte yaşıyor.
* İmambayıldı ve karnıyarık seviyor. Sebze ağırlıklı besleniyor.
* İrmik helvası tarifi verebilecek kadar iyi bir mutfak adamı.
* "Müzik konusunda turistim. Her tür müzikten hoşlanırım" diyor.
* Hiç şiir yazmamış ama şiiri seviyor. Favorileri Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Ahmet Haşim, Yahya Kemal ve Orhan Veli.
* Hiç bıyık bırakmamış.

(Takvim)