Halen Sünni yurttaşlarda ‘Alevinin evinden ve elinden yemek yenmez’ inancı var. Alevilerde ise ‘Sunniler her an bizi gene katledebilir’ yaklaşımı vardır. Siyasetçiler değiştikçe toplumda da değişim olur. Toplum bir arada yaşama konusunda ısrarcıdır. Bu gün cemevlerini en çok savunma Sünni yurttaşlara, başörtüsünü savunma da Alevi yurttaşlara düşmektedir" dedi.
-İMRALI SÜRECİ-
Gündemin yaklaşık 2 aydır İmralı Süreci'ne odaklandığını hatırlatan Demirtaş, "Bizde katkı ve destek sunuyoruz. Sürecin ayaklarının sağlam yere basması konusunda üstün bir çaba gösteriyoruz. Görüşmelerin müzakere ve kalıcı barışa dönüşmesi için siyaseten ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz. Kamuoyunun bu kadar ilgisinin ve desteğinin altında yatan şey barışa ve demokrasiye duyulan özlemdir. Bunu anketlere bakmada anlayabilirsiniz" diyerek şöyle devam etti:
"AKP kendini merkeze koyarak, barışı tek başına getirme sevdası ile hareket ederek bu işin yürümeyeceğini biliyor. Ama bunu kendi partisinin gelecekteki seçimlerde oylarına tahvil etmenin yollarını arıyor. En büyük güvensizlik kaynağı budur. Bu ülkeye barış gelecekse oyların artıp düştüğüne göre karar vermeyelim. Biz koltuğumuza göre bunu endekslersek ilk tökezlemede barıştan vazgeçeriz. Partizanlık çıkarlarını bir kenara bırakarak yola çıktık diyorsak popülist kelimeleri bırakacağız. Barış kimsenin iki dudağının arasında değildir. Tutuklu olanlar da barış sürecine katkı sunanlardır. Bunları yok sayarak barışı gökten zembille indiriyorum yaklaşımı hesapçılıktır. Bu kaygı uyandırıyor.
Biz konuşarak çözme taraftarıyız. Silahlar elbette sussun. Barışçıl yollarla Kürt sorununu çözümünü savunmak bizim ilkesel duruşumuzdur. Ama kalıcı barışın bu ilkelerin altı doldurulmaktan geldiğini bilecek kadar deneyimliyiz. Barış, barış demekle barışın gelmeyeceğini biliyoruz. O nedenle sağlam adımlarla karşılıklı güven veren bir adınla ilerlemekte fayda görüyoruz. Gerek ilk heyet gerekse ikinci heyet de bu amaca katkı sunmak için gitti. Başka bir amacı veya beklentileri yok bu arkadaşların. Partimizin de yok. Süreç şu kritik günlerde sağlam iplerle bağlanmak isteniyorsa hükümetin söylemi, üslubu ve atacağı adımlar belirleyici olacak. Biz yapmamız gereken her şeyi başından beri yapıyoruz. Hükümet atması gereken adımları korkmadan atacak mı izliyoruz. İmralı’dan gelen mektuplar bize ulaştı. Mektubun diğer muhataplarına ulaşmasını sağlayacağız. Kendi önerilerimizi toplayıp yeniden 3. heyet ile İmralı’ya ulaştırılması için çalışmaları başlatacağız. Biz sorumluluktan kaçmadan hükümetin sorumluluklarını hatırlatmak görevi ile karşı karşıyayız. Tek başına AKP’nin bu süreci yürütmeyeceği kesindir. Gücü veya Meclis’teki sayısı yetmiyor diye değil, demokrasi algısı yetmediği içindir."
Parti olarak barış girişimini ve süreci desteklediklerini tekrar hatırlatan Demirtaş, "Biz barış girişimini ve süreci destekliyoruz. AKP’yi veya parti programını desteklemiyoruz. Bizim detaylı önerilerimiz ve arkasında durduğumuz çözüm önerileri vardır. Bizi tanıyanlar bundan taviz vermeyeceğimizi bilir. İktidarda AKP olduğu için onlarla sürecin nasıl olacağını tartışırız. İlişki kurulması gerekiyorsa kurarız" dedi. Demirtaş şöyle devam etti:
-"KÜRT SORUNUNU YARATAN ZİHNİYET DEMOKRASİ DERSİ VEREMEZ"-
"Çözüm için uğraşmak önümüzdeki seçimlerde AKP’yi sandığa gömmek için gerekçe değildir. Halkımız BDP’nin çözüm anlayışını bilmelidir. Eğer bu gerçekleşemezse biz halkımızla birlikte her yere bunu anlatamazsak demokrasiyi getirmek çok zor olacak. AKP döneminde pratikleri gördük. Şimdi AKP zihniyet değişimine gidecek mi gitmeyecek mi onu görmek istiyoruz. Bildiğimiz tekçi anlayış değişecek mi bunu görmek istiyoruz. AKP’nin bu güne kadar bahaneleri vardı. Haklı ya da haksız. Şimdi hiçbir bahanesi yok. Toplumun ezici bir çoğunluğu görüşmeleri, müzakereyi ve demokratikleşmeyi destekliyor. Medya, aydın ve yazarların önemli bir kısmı destekliyor. Fakat köklü bir zihniyet değişikliği olmadan, Cumhuriyetin tekleştirme anlayışı ile sorunu çözerim yaklaşımı bir kez daha dayatılırsa bizim kaygımız buradan demokrasi ve özgürlüğün çıkmayacağı yönündedir.
Süreçten rahatsız olanların var. Onlara biz de kulak asmayacağız. Kürt sorununu yaratan zihniyet bize demokrasi dersi veremez. Katliamlara imza atmış zihniyet bize demokrasi dersi veremez. Cumhuriyet tarihi boyunca halktan, Kürt'ten, Alevi'den bir haber olanlar bize nasihat veremez."