Ağar, Ümraniye'ye bağlı Alemdağ Belde Belediyesi'nde partisine katılım dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Törenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ağar, “Hrant Dink cinayetinin çözümsüz hale geldiği, yürütülen soruşturmayla ilgili çeşitli iddiaların bulunduğu ve emniyet içinde bazı tarikat yapılanmalarından söz edildiği” şeklindeki iddiaların hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
“Ben bir olayın adli ve idari safhasına girmem. Benim muhatabım, siyasi sorumlulardır, hükümettir. Bu hükümet, Türkiye'nin her olayını bir kriz haline getirme uzmanıdır. Hükümet, çok küçük çaptaki olayları yönetemiyor, büyük çapa geliyor. Bu olay büyük çapta bir olaydır. Başlangıçtan beri kamuoyunun siyasi muhatabının olması lazımdı, bu yapılmamıştır. Mesele bölük pörçük halde devlet memurlarının sırtına yıkılmaya çalışılmıştır. Hükümet zora geldi mi, olayı devlet memurlarına yıkmakta, kolaya geldi mi, kendi üzerine almaktadır. Başarıyı seven, zorluk karşısında teslim olan bir hükümet.”
Ağar, başlangıçtan beri hükümet çapında bu olayın sorumluluğunu Başbakan'ın yüklenerek kamuoyunu tatmin edecek açıklamalar yapması gerektiğini belirterek, artık kamuoyunun kimseye inancının kalmaz hale getirildiğini ileri sürdü.
Mehmet Ağar, Türkiye'de erken seçim istemelerinin nedeninin cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını ifade ederek, “Bu hükümet, Türkiye'yi yönetmekte zorlanmaktadır, yönetememektedir. Devlet makamları, staj makamları değildir. Buralara hazırlıklı gelinir. Yönetilmeyen Türkiye sendromunu maalesef bu hükümet oluşturmuştur” diye konuştu.
MİLLİYETÇİLİK TARTIŞMALARI
Ağar, “MHP ile AK Parti arasındaki milliyetçilik tartışmalarına” ilişkin bir soru üzerine, “Türklerin İslam'ı kabulünden beri bizim milliyetçilik anlayışımız içinde hiç ırkçılık olmamıştır. Ne başbakan bilir o işi, ne başkaları bilir. Türkiye'nin milliyetçiliği ülkeyi böldürmeyen bir milliyetçiliktir. Türkiye'nin milliyetçiliği, ülkeyi daha zenginleştiren, kalkındıran, büyüten ve bu büyüklüğü daha adaletli bir şekilde paylaştıran milliyetçiliktir. Bu, Türkiye'nin bekasını, sınırlarının değişmezliğini, ülkenin bölünmez birlikteliğini savunan bir milliyetçiliktir” dedi.
Ağar, Türkiye'de milliyetçiliğin içe dönük yapıldığını ve bunun Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin bir geleneği olduğunu ileri sürdü. Ağar, ”Milliyetçilik, bir oy hesabının aracı değildir. Milliyetçilik kavrayan kafaların, ülkenin geleceğini milletle beraber topyekun bir hedefe taşımanın anlam kazandığı bir kavramdır. Siyasetin günlük dili içinde ucuzlatacak bir kavram değildir” diye konuştu.
Türkiye'nin kendi değerlerini muhafaza ettiğini belirten Ağar, milliyetçiliğin, muhafazakarlığın, laikliğin ve cumhuriyetçiliğin, milletin tümü tarafından benimsendiğini ve bunlar üzerinden kimsenin siyaset yapamayacağını dile getirdi.