Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
42,8012
EURO
50,1590
IMKB
11.342,000
ALTIN
5.972,230
 
Hava Durumu ANKARA
-2 / 9 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Teknoloji   Magazin   Polis Adliye 
 
BAHÇELİ: "TÜM YOLSUZLUKLAR MHP TARAFINDAN YAKIN TAKİPTE"
BAHÇELİ:  TÜM YOLSUZLUKLAR MHP TARAFINDAN YAKIN TAKİPTE
 
MHP lideri Devlet Bahçeli, "AKP'nin bugüne kadarki icraatları hakkında gündeme gelen tüm yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları MHP tarafından yakından takip edilmektedir. Bu yolsuzluklarının hesabının sorulacağını ve çıkardıkları kanunların bile kendilerini kurtaramayacağını AKP sorumlularına bir kez daha hatırlatmak isteriz" dedi.
 
14.4.2005 - 15:39

Ortadoğu Gazetesi'nden Orhan Karataş'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı röportaj şöyle:  

Tarihe not düşmek
Sayın, Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli'yi anlatmak her ne kadar haddimiz değilse de, affına ve hoşgörüsüne sığınarak bazı tespitler yapmak istiyoruz.
Devlet Bahçeli'yi diğer parti Genel Başkanlarından ayıran ve özel kılan bazı farklılıkları vardır.
Ağırbaşlıdır. Sakindir. Dikkatlidir. Ölçülüdür. Saygılıdır. Öngörülüdür. Birikimlidir. Soğukkanlıdır. Kararlıdır. Seçicidir. Lekesizdir. Laf olsun diye konuşmaz. Konuştuğunun arkasında durur. İnandığını söyler, söylediğini yaşar. Türk siyaseti onunla birlikte seviye, ağırlık ve saygınlık kazanmıştır.
Bütün bu yönleriyle taraflı tarafsız, partili partisiz herkesin takdirine mazhar olmuştur. Gazete sayfalarında, Televizyon ekranlarında sık görünmez. Hergün konuşup sıradan olmak yerine, zamanında ve yerinde konuşup gündem oluşturur. Bahçeli bir şey söylemişse, herkes durur dinler, düşünür ve dikkate alır. Devlet Bahçeli demek ciddiyet demektir, samimiyet demektir. Ölçüsü milletin ölçüleri, hassasiyetleri ülkenin hassasiyetleridir.
Teslimiyetçi AKP zihniyetinin ülkeyi uçurumun kenarına kadar getirdiği bir dönemde MHP, duruşuyla, söylemiyle ve eylemiyle milletin tek ümidi haline gelmiştir. Böyle bir ortamda Bahçeli'nin söyleyecekleri daha da bir önem kazanıyor. Bir çok televizyon kanalının, bir çok gazetecinin, konuşmak için sıra beklediğini biliyoruz. Ancak, kendileri büyük bir lütuf göstererek Ortadoğu'yu seçti. Söyledikleri siyasetin gereği olan ve bir muhalefet yapma gayretiyle söylenmiş sıradan şeyler değil. Ufuk, vizyon, program ve bir iddia ortaya koyuyor. İkaz ediyor, yol gösteriyor. Yapılan yanlışların altı çizilerek, bundan sonra olacaklara projeksiyon yapılıyor.
Gündemi değiştireceğine, çok konuşulacağına ve iz bırakacağına inandığımız bu röportaj, bir gazeteci olarak tarihe not düşmek adına bizim için de bir büyük fırsat ve şans olmuştur.
Bugün Türkiye'yi sürekli bahane üreten, sayı bakımından iktidar olmakla birlikte muktedir olmayan devşirme kadrolar yönetmektedir.

MHP, bir önceki dönem ikinci büyük parti olarak Meclis'e girdi ve kurulan koalisyon hükümeti içinde 3,5 yıl süreyle ülkeye hizmet etti. Ancak, sonra açık bir şekilde bir MHP'siz hükümet arayışı başladı. Türk siyasi tarihine geçen ilginç gelişmeler yaşandı. Sonra da MHP'nin teklifi ile erken seçime gidildi. Bugün geriye bakıldığında en çok sorulan sorulardan birisi neden erken seçim istendiğidir.
Biz de röportajımıza buradan başlamak istiyoruz.
3 Kasım 2002'de seçim yapılması kararı alarak, nedeni büyük ölçüde bugün anlaşılan MHP'siz hükümet girişimleri karşısında demokratik sürecin devamını sağladınız. 3 Kasım öncesi Türkiye siyaseti üzerine oynanan oyunları kısaca değerlendirir misiniz?
Bunu değerlendirebilmek için 57 nci Hükümet kurulduğunda Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu iyi analiz etmek gerekir. Türkiye, 1991-1999 yılları arasında kısa ömürlü koalisyon hükümetlerince yönetilmiştir. Bu dönemde hiçbir kalıcı tedbir ve yapısal önlem alınamamış, ekonomi kırılgan bir yapıya bürünmüştür. 57 nci Hükümet, ekonomik sorunların yanında, 15 yıldır bölücü terörle mücadele edildiği, siyasi kavgalar, kaos ve istikrarsızlığın hüküm sürdüğü, dış politikada ise bölgemize dönük yeni tehditlerin gündemde olduğu bir dönemde kurulmuştur.
Amaçları, MHP'siz Türkiye
57 nci Hükümet döneminde MHP, "önce ülkem sonra partim" prensibiyle hareket etmiş ve Türk siyasetine uzlaşma kültürünü kazandırmıştır. Hiçbir siyasi gelecek kaygısı gözetmeden, içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik açmazdan ülkemizi çıkarabilmek için gerekli yapısal tedbirlerin alınmasını sağlamıştır.
Alınan tedbirler başlangıçta vatandaşımızı sıkıntıya sokmuşsa da orta vadede olumlu sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştır. Nitekim AKP bu gelişmeleri kendi başarısı olarak kamuoyuna takdim etmektedir. MHP, hükümet ortağı olarak sergilediği ilkeli ve seviyeli siyaset anlayışı ile her kesimin takdirini kazanmıştır.
Ancak, MHP'nin özellikle AB, Kıbrıs ve Irak konularında milli çıkar ve hassasiyetlere sahip çıkan tavrı ve dayatmalara karşı sergilediği milli duruş nedeniyle içerde ve dışarıda MHP'ye karşı adeta bir gökkuşağı koalisyonu oluşturulmuş ve MHP'nin hükümetten uzaklaştırılması arayışları başlatılmıştır.
Bu çevrelerin, MHP'siz hükümet zorlamaları için her şeyi göze aldıkları ve bu amaçla çok kırılgan ekonomimizi bile tahrip etmeye hazır oldukları anlaşılmıştır. Bu şartlar karşısında ekonomik ve siyasi istikrarı tehlikeye atmamak için aldığımız erken seçim kararıyla bu çevrelerin oyunu bozulmuştur. Siyasi tıkanıklarda sonucu ne olursa olsun millete gidilmesi gerektiğini savunan MHP, bu yaklaşımı ile demokrasi adına tarihe de önemli bir not düşmüştür.
Kıbrıs'ın elden çıkmak üzere olduğu, Irak'ta denklem dışı kaldığımız, milletimizin AB'ye uyum adı altında etnik ve mezhep temelinde bölünmek ve ülkede zorla azınlıklar yaratılmak istendiği, sonuçta devletin birliği ve milletin dirliğini bozmak isteyenlere her türlü alt yapının hazırlandığı, ülkemizin geleceğinin bir çok konuda ipotek altına sokulduğu teslimiyetçi bir anlayışın bugün hüküm sürdüğü düşünülürse, o dönemde MHP'siz hükümet arayışlarının nedenlerini kamuoyumuz şimdi daha iyi anlamaktadır.
Hükümet milli gelirin arttığı, enflasyonun düştüğü ve gelir dağılımının adaletli hale geldiğini ifade etmektedir. Diğer taraftan yapılan araştırmalar açlık sınırı altındaki insan sayısının giderek arttığını göstermektedir. Hükümetin yoksullukla mücadeledeki icraatını nasıl buluyorsunuz?
Hükümet sosyal yardım sistemini ıslah etme ve yoksullukla mücadele alanında hiçbir somut adım atmamıştır. Bu konuda yaptıkları, yerel seçimler öncesi kömür dağıtmak, kameraların önünde gıda poşetleriyle fakir ziyareti adı altında vatandaşı rencide etmekten öteye geçememiştir.
İşsizlik ve suç patlaması
AKP seçim beyannamesinde, nüfusumuzun %15'inin açlık sınırının altında olduğunu, insan haklarına ve Anayasaya aykırı olan bu acı tabloya kayıtsız kalmayacaklarını söylerken, 2 yıl 4 aylık icraatları sonucunda bugün nüfusun %20'sini oluşturan insanımız açlık sınırının altında hayatta kalabilme savaşı vermektedir.
Bugün işsizliğin ürkütücü boyutlara ulaştığı Türkiye'de devlete olan güven kaybolmuştur. Bu insanlar akraba, eş, dost yardımına muhtaç duruma gelmiştir. İş imkanı sağlanamayan bu insanlara devletin şefkatli elini uzatacak bir sosyal yardım sistemi de getirilememiştir.
Şubat 2005'te yapılan bir araştırmaya göre, Ülkemizde açlık sınırı 657 YTL., yoksulluk sınırı ise 1.768 YTL'dir. Buna karşın asgari ücret 350 YTL.dir. Bu durumda kamu çalışanlarının yüzde 30 u açlık sınırının altında, yüzde 95 i de yoksulluk sınırının altında yaşam savaşı vermektedir.
Kamu çalışanlarının büyük bir kısmının yoksulluk sınırının altında ücret aldığı bir dönemde, ücret adaletsizliğini giderecek ve çalışanları insanca yaşayabileceği bir ücret düzeyine kavuşturacak adımlar atılmadığı gibi, AKP döneminde memur ücretleri reel olarak yüzde 15 gerilemiştir.
AKP iktidarı döneminde işsizlik patlaması gibi suç patlaması da yaşanmıştır. Şehir merkezlerinde asayiş sağlanamaz, suç örgütlerinin saldırıları önlenemez hale gelmiştir. Başta ahlaksızlık, hırsızlık, kap-kaç, gasp gibi asayiş olaylarının artmasının nedenlerinden biri de kentlerde işsiz, güçsüz olarak açlık sınırı altında yaşayan insanların giderek fazlalaşmasıdır. AKP'nin çizmeye çalıştığı mutlu, huzurlu ve gelişen Türkiye tablosuna ilişkin gerçekler bunlardır.
AKP'de tüccar siyaset anlayışı var
AKP, Milleti yanıltma ve aldatma temeline dayalı bir istismar siyaseti ve seçim sisteminin sağladığı avantajla kayıtlı seçmenin yüzde 25'nin desteğini ve geçerli oyların ise yüzde 34'ünü almasına rağmen, TBMM'nde yüzde 66 gibi yüksek bir temsil oranıyla tek başına iktidar olmuştur. Ülkemiz, 1991 ile 2002 yılları arasında koalisyon hükümetleri ile yönetilmiştir.
Dolayısıyla her biri farklı programlara sahip partilerden oluşan koalisyon hükümetleri döneminde, partilerin kendi programlarını gerçekleştirebilmeleri ve vaatlerini yerine getirebilmelerinin her zaman mümkün olamayacağı bir gerçektir. Ancak, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra Anayasayı bile değiştirebilecek bir çoğunlukla tek başına iktidara gelen AKP'nin, seçim beyannamesinde yer alan vaatlerini ve meydanlarda verdikleri sözleri yerine getirememe konusunda hiçbir mazereti olamaz.
AKP tarafından 58. Hükümetin kurulduğu 18 Kasım 2002 tarihinden itibaren 2 yıl 4 ay 10 gün, 59. Hükümetin kurulduğu 14 Mart 2003 tarihinden itibaren de 2 yıl 14 gün geçmiş bulunmaktadır. (28 Mart 2005 itibariyle) Bu dönem içinde millet olarak yaşadıklarımız göstermiştir ki AKP; içeride aldatma, kandırma, gerilim ve vatandaşlarımızı birbirine düşürmeyi, dış politikada ise milli menfaatleri haleldar eden teslimiyetçi bir politikayı siyaset anlayışının temel ekseni yapmış, ekonomide "sat kurtul", dış politikada da "ver kurtul" anlayışını benimsemiştir.
Ülke yönetimine ilişkin ekonomik, sosyal ve siyasi konularda ciddi hiçbir hazırlığı olmayan AKP, gösterişe ve gerilim politikasına dayalı, Devlet gelenekleriyle, açıklık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle bağdaşmayan kayıt dışı bir siyaset izlemektedir. Her konuda acemi ve aceleci bir tutum sergileyen AKP'nin gündeme getirdiği, hazırlanışı ve uygulanışı itibariyle ciddiyetten yoksun olan acil eylem planının, bugüne kadar ortaya çıkan sonuçlarına bakıldığında dağ fare doğurmuştur. Milletin oyu ile hükümet olan AKP, maalesef meşruiyetini millette değil dışarıda aramıştır.
Bu şekilde meşruiyet arayışlarının bedeli ise tam bir teslimiyet olmuştur. Her konuda IMF, ABD ve AB'den onay alarak kendi meşruiyetlerini sağladıklarını düşünmüşlerdir.
Ekonomik, sosyal ve siyasal sorunların giderek arttığı, bölgemizde Türkiye'yi tehdit eden çok ciddi gelişmelerin yaşandığı ortamda "Kazan kazan" politikası adını verdikleri tüccar siyaset anlayışı Türkiye'yi ciddi tehlikelerle karşı karşıya bırakmıştır. İnançsız ve ilkesiz AKP kadroları hükümet etme mevkiini ağlama duvarına çevirmiştir. Bugün Türkiye'yi sürekli bahane üreten, sayı bakımından iktidar olmakla birlikte muktedir olmayan devşirme kadrolar yönetmektedir.
"AKP, siyasetçi-işadamı-bürokrat yolsuzluk üçgeninde organize olmuş"
"Yolsuzluklarla etkin mücadele için ciddi hiçbir hukuki düzenleme ortaya konulmamıştır."
"Milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılması konusunda verilen sözler bugüne kadar yerine getirilmemiştir. AKP dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmaktadır. AKP yöneticileri haklarındaki iddialar karşısında yargı önünde hesap vererek aklanma faziletini gösterememektedir. Bu kadroların yolsuzlukla mücadele etmesi mümkün müdür?"
"Yolsuzlukla mücadelede çifte standart uygulanmaktadır."
"Batık banka patronlarından 46 milyar dolara ulaşan alacakların çok az bir kısmı tahsil edilmiş olup, 35 milyar dolarının tahsil edilmesinin imkansız olduğu açıklanmaktadır. Seçim meydanlarında bunların mutlaka alınacağını haykıran AKP, şimdi ne oldu da bu alacakların tahsilinin imkansız olduğunu söyleyebilmektedir? Bunun hesabını Türk Milletine vermek zorundadırlar. "
"Yolsuzlukla mücadele vaadiyle işbaşına gelen AKP'nin, bu mücadelenin en önemli araçlarından biri olan ve devletin temel fonksiyonları arasında yer alan denetim işlevini yok etmeye kalkışması, yolsuzlukla mücadele konusunda samimiyetsizliklerini açıkça göstermektedir." "Sayın Başbakan hemen her ortamda yaptığı konuşmalarda "hortumları kestik" diye gösteri yapmakta, ancak bu konuda ne yaptıklarını somut olarak açıklamamaktadır. Enerji sektöründeki son yolsuzluk operasyonu, siyasetçi-işadamı-bürokrat üçgeninde AKP'nin nasıl organize bir yolsuzluk içinde olduğunu göstermektedir. Özelleştirme, ulaştırma, telekomünikasyon, ilaç ve sağlık harcamaları, bayındırlık, eğitim, yol ve konut ihalelerine ilişkin yolsuzluk iddiaları çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. "
"Kelle koparmaktan bahseden sayın Başbakan, bu işe özel bürolarda ihale pazarlayan dokunulmazlık zırhına bürünmüş AKP yöneticilerinden ve vücut dilinden anlayan AKP bürokratlarından başlamak durumundadır." "AKP'nin bugüne kadarki icraatları hakkında gündeme gelen tüm yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları MHP tarafından yakından takip edilmektedir. Bu yolsuzluklarının hesabının sorulacağını ve çıkardıkları kanunların bile kendilerini kurtaramayacağını AKP sorumlularına bir kez daha hatırlatmak isteriz. Yetim hakkına göz dikenlerden hesap sormak için devri sabık yaratmak artık kaçınılmaz olmuştur."




Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


"BAŞBAKAN'IN GÖREVİ HAYALET TAŞLAYARAK SUÇLAMA YAPMAK DEĞİLDİR"

'SURİYE'NİN DÜNYA İLE KAYNAŞTIRILMASINI ÖNEMSİYORUZ'

İKİ AKP'LİYE ŞOK SUÇLAMA!!
»  "BU BIYILIKLA MI AB'YA GİRECEKSİNİZ"?!!
»  UNAKITAN:MAHKEME KARARI OLMADAN KİMSE BANA BİR ŞEY DİYEMEZ"!!
»  UNAKITAN: ALNIM AK, VİCDANIM RAHAT"!!!
»  ''DIŞ POLİTİKAMIZ İLE ÇELİŞİR BİR TAVRIMIZ OLAMAZ''
»  BAHÇELİ: HER BOZKURT İŞARETİ YAPANI BİZDEN SANMAYIN
»  ERDOĞAN'DAN GERGİNLİK ÇIKARANLARA SERT UYARI!!
»  ERDOĞAN'A,"KABİNE'DE REVİZYON YAP" BASKISI!!
»  "LEYLA UMAR HAYAL GÖRÜYOR"!!
»  GÖKÇEK İÇİN SORUŞTURMA İZNİ ÇIKTI!!
»  AKP VE CHP'NİN 'ESNAF'KAVGASI!!
»  SHP VE ANAP'TA VETO SEVİNCİ!!
»  MLECLİS'TE İMAMLARA TARTIŞMALI KADRO!!
»  ARINÇ:"BAŞBAKAN VE DIŞİŞLERİ BAKANINI ZOR DURUMDA BIRAKMAK AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEZ"!!
»  BAYKAL'A GÖRE "ÖCALAN YENİDEN YARGILANACAK"!!
»  AKP'DEN YUMURTALI PROTESTO'YA TEPKİ
»  CEM UZAN RÜŞVET DAVASI İÇİN ADLİYE'DE!!
»  AKP, TÜBİTAK'IN ADINI DEĞİŞTİRİYOR!!
»  ARINÇ ÇİZGİ ROMAN KAHRAMANI!!
»  "UCUZ BİLGİSAYLAR'DA KİM KARLI?"
»  "KÜRTÇE TÜRKÜ DE SÖYLERİM, NE YAPAYSUN'DA DERİM"
»  ASKERLİK YAPMAYAN VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMAYACAK!!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.