Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
40,3796
EURO
47,0605
IMKB
10.341,000
ALTIN
4.349,280
 
Hava Durumu ANKARA
20 / 33 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BAYKAL'DAN ERDOĞAN'A TRT'DE 'HODRİ MEYDAN'ÇAĞRISI
BAYKAL DAN ERDOĞAN A TRT DE  HODRİ MEYDAN ÇAĞRISI
 
CHP lideri Deniz Baykal, "Başbakan Erdemir konusunda haklı olduğuna inanıyorsa kendisini TRT'de açıkoturuma çağırıyorum. Aklı başında, memleketini seven hiç kimse bu koşullarda Erdemir'in satışını haklı bulamaz, iddiam bu... Başbakan çırpınmasın, çıksın bu konudaki düşüncelerini millete anlatsın, ben de anlayayım" dedi.
 
10.5.2005 - 16:41
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdemir'in satışına ideolojik gerekçelerle karşı çıkmadıklarını bildirerek, ''Başbakan ideolojik bir angajmanla bunu satmak istiyor.
Ben ideolojik bakmıyorum ama Başbakan ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik...'' dedi. Erdoğan, Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye ve Cumhuriyet tarihine karşı husumet içinde olduğunu savundu.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdemir'in özelleştirilmesine yönelik tartışmaları sürdürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye yönelik, ''İdeolojik olarak özelleştirmeye karşı çıkıyorlar'' yönündeki sözlerini yanıtlayan Baykal, ''İdeolojik karşı çıkış'' için hiçbir neden olmadığını söyledi. Baykal, özelleştirmeye değil, yabancılara satışa karşı
çıktıklarını ifade ederek, ''Kimlik duygusunun'' bunu gerektirdiğini söyledi.

İtalya'nın bile yabancı sermayeyi sınırlandırdığını belirten Baykal, ''Başbakan'ın kirvesi Berlusconi (Bankacılık sektöründe yabancı etkinliğini istemiyorum) diyor. Başbakan'ın nikah tanığı Berlusconi (O kadar da olmaz) diyor. Diyen AB'nin kurucu ülkelerinden İtalya. Kim akıllı şimdi Berlusconi mi akıllı, Tayyip Erdoğan mı akıllı?'' diye sordu. Baykal, ''Türkiye'de yapılması planlanan özelleştirme gibi bir özelleştirmeye hiçbir ülkenin izin veremeyeceğini'' kaydederek, Türkiye'nin böylesi bir yapıda kendi ulusal kararlarını almakta zorlanacağını söyledi.

ERDOĞAN'A AÇIKOTURUM ÇAĞRISI

Karşı çıkışlarının ideolojik olmadığını yineleyen Baykal, farklı siyasi görüşlere sahip olsalar bile herkesin böyle davranması gerektiğini ifade ederek konuşmasını söyle sürdürdü: ''(Devlet ayakkabı yapmasın) yapmazsa yapmasın kardeşim... Seninle
onun kavgasını götürmüyoruz. Ama sen Türkiye'de, dünyada gözbebeği haline gelmeye başlamış bir kuruluşu satıyorsun. Bu tam bir sorumsuzluktur, bunu savunmak mümkün değildir. Başbakan Erdemir konusunda haklı olduğuna inanıyorsa kendisini TRT'de açıkoturuma çağırıyorum. Aklı başında, memleketini seven hiç kimse bu koşullarda Erdemir'in satışını haklı bulamaz, iddiam bu... Başbakan çırpınmasın, çıksın bu konudaki düşüncelerini millete anlatsın, ben de anlayayım. (İdeolojik bir anlayışla karşı çıkıyor) diyor. Ben de diyorum ki Başbakan ideolojik bir angajmanla bunu satmak istiyor. Ben ideolojik bakmıyorum ama Başbakan ideolojik bağnazlıkla bakıyor. Başbakanınki ideolojik. Akıl var mı, mantık var mı, ulusal yarar var mı? Erdemir'in ona buna satılmasına karşı çıkıyoruz ama satarsa satar, ama yapacağı bu satışın hesabını vermek zorundadır.''

Baykal, Hükümetin özelleştirmeyi esas alan başarılı bir ekonomi politika izlendiği iddialarına karşın gelinen tablonun bugün AK Parti Grup toplantısında bir gencin ''Açım'' diye bağırması olduğunu söyledi.

''İNÖNÜ'NÜN BAŞBAKANLIĞINDA...''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın İsmet İnönü'nün başbakanlığı döneminde kurulduğunu anımsatan Baykal, bu dönemde bütün fabrika arazilerinin kamulaştırıldığını, bütün ihalelerin tamamlandığını, izinlerin alındığını söyledi. Baykal, İnönü'nün ''Bir tertiple'' görevden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra bile fabrikanın açılışına eşi Mevhibe İnönü ile birlikte katıldığını
ifade etti. Bunun haber olarak yayınlandığı Ulus Gazetesi'ni kürsüden gösteren Baykal, ''Haberi sevinçle veriyor. Bunu kim diyor, Ulus Gazetesi diyor, CHP diyor. Gerçek bu. İsmet İnönü'nün bu konuda düşünceleri çeşitli vesilelerle söylenmiş. Abdi İpekçi ile mülakatı var'' dedi.

''İSMET PAŞA İLE NE UĞRAŞIYORSUN''

Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na bu üslupla konuşmanın yakışmadığını ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu üslubun içinde ben bir CHP husumeti seziyorum, tarih husumeti... Türkiye tarihine, Cumhuriyet tarihine yönelik bir husumet seziyorum. Geçmişi karalamaktan zevk almak konusunda çarpık bir
anlayış seziyorum. Geçmişi suçlamaktan, karalamaktan zevk alma ihtiyacı içinde görüyorum. Bizimle tartışacağına onu bırakıp bizim
geçmişimize yönelik iftiralara bel bağladığını üzüntüyle görüyorum.
Biz bir şey söylüyoruz. Çık, satmak iyiyse onu anlat. Bunlar
yakışmıyor.
Siz bir başbakansınız... Başbakan bütün ülkeyi, bütün insanları
kucaklayacak, kimseyi karalamayacak, ülkenin tarihine sahip çıkacak.
Yapacağı işi savunacak, ortada söylenen bir yanlış söz varsa onu
söyleyecek. Sen İsmet Paşa ile ne uğraşıyorsun, İsmet Paşa'ya ne
saldırıyorsun? Onlarla sürekli gerginlik içinde görüyorum kendisini...
Onlar Lozan'ı imzaladı, sen 12 Mayıs'ta IMF ile stand-by
imzalayacaksın. Onlar Düyunu Umumiye'nin borçlarını ödedi, sen
borçları bu yıl sonunda iki katına çıkaracaksın. Onlar Karabük'ü,
Ereğli Demir Çelik'i, Seydişehir'i, Tüpraş'ı, demiryollarını,
limanları kurdular. Sen ne yaptın, onları satarak günü kurtarmaya
çalışıyorsun. Sen otur da onların sana emanet ettikleri bu milli
mirasa sahip çıkamamış olmanın hesabını bu millete ver. Onların emanet
ettiklerini satarak gününü geçirmeye çalışıyorsun, borcu iki kata
çıkarıyorsun, ondan sonra İsmet İnönü'ye, CHP'ye, bana söyleyemediğin
sözleri hakaret olarak onlara ifade ediyorsun. Yakışmıyor Sayın
Başbakan, yakışmıyor sana...''

-''EPDK'NIN CESARETLE KARAR VERMESİ GEREKİYOR''-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı'ndaki usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ile ilgili Hilmi
Güler hakkında gensoru önergesi verdiklerini de anımsattı. Doğalgaz
alımlarında yapılan anlaşmalardaki değişikliklerin Hazine'yi zarara
uğrattığı yolundaki iddialarının önce siyaset sonra da hukuk zemininde
tartışılmasını istediklerini belirten Baykal, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) önemine değindi.
EPDK'nın bu hükümet döneminde gaz alım anlaşmasındaki değişikliği
Hazine'nin zarara uğratılmaması koşuluna bağlı olarak onayladığını
kaydeden Baykal, böyle bir koşullu onayı da anlayabilmenin mümkün
olmadığını söyledi. Gelinen aşamada Hazine'nin zarara uğradığının çok
açık olduğunu dile getiren Baykal, CHP olarak EPDK'ya başvurarak
görüşünü sorduklarını kaydetti.
Baykal, EPDK'nın vereceği kararın Türkiye'deki bağımsız kurulların
gerçekten bağımsız karar alıp alamadıklarını ve Türkiye'nin geleceğini
ilgilendirdiğini bu nedenle de büyük önem taşıdığını söyledi. Deniz
Baykal, bu nedenle de EPDK'nın hükümetin yönlendirmesinin etkisinde
kalmadan cesaretle karar alması gerektiğini dile getirdi.

BAYKAL'IN ÖCALAN TEPKİSİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
AİHM'in, terör örgütü elebaşı ile ilgili olarak ''Olmadı, tekrar
yargılayın'' diye bir karar almasını, Türkiye'nin doğal ve anlayışla
karşılamasının mümkün olmadığını söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, AİHM kararlarının otomatik
olarak uygulanmasının öngörülmediğini ifade eden Baykal, ''Hükümeti
bir an önce bu teslimiyetçi tavrından çıkmaya ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nde var olan siyasi değerlendirme kapısını aralamaya ve
yeniden yargılamanın dayatılmasını önlemeye çağırıyorum'' dedi.
Baykal, grup toplantısında, AİHM'den uzun zamandır yayılan
haberlerin, Öcalan'ın yargılama sürecinde hukuki yanlışlar, hukuki
eksikliklerin bulunduğu, bu nedenle bu kararın hukuki zaaflarla dolu
olduğu tespitinin yapılacağı yönünde olduğunu söyledi. ''Öyle
anlaşılıyor ki mahkeme, Öcalan'ın yargılanmasında hukuk dışılıkların
bulunduğu tespitini ortaya koyacaktır'' diyen Deniz Baykal, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Türkiye, geride bıraktığımız 15 yıllık dönemde, kendi başına
burada bir hukuksal bütünlük mücadelesi veren ve bunu çok güç
koşullarda sürdüren bir ülke oldu. İnsanlık Türkiye'nin bu süreçte her
çevre tarafından hedef alınarak, suçlanarak maruz bırakıldığı büyük
haksızlıkları, bu mücadelenin Türkiye'nin ekonomisinden sosyal
yaşamına, dünyadaki konumuna verdiği ağır zararları, yavaş çekilmiş
bir film gibi seyretti. Bunu 15 yıl boyunca seyrettikten sonra bu
manzarayla ilgili olarak Türkiye'de gerçekleştirilen yargılama süreci
sonunda, 'olmadı tekrar yargılayın' diye bir kararın alınmasını
Türkiye'nin doğal karşılaması mümkün değil.
Böyle bir karar hakka, hukuka, insanlığa, adalete, en ağır darbeyi
vurmaktır.''
AİHM'in zaman zaman böyle kararlar aldığını kaydeden Baykal,
mahkemenin, Güney Kıbrıs'ta yaşayan bir Rum'un, Kuzey Kıbrıs'ta
kendine ait olduğunu iddia ettiği gayrimenkul ile ilgili olarak da
Türkiye'yi mahkum ettiğini anımsattı. Baykal, şöyle devam etti:
''Ne yazık ki bu kararı, Türkiye'de hükümetler içlerine
sindirdiler. Tabii oralardan başladı bu işler. Şimdi geldiğimiz
noktada bize diyecekler ki 'Olmadı, Öcalan'ı yeniden yargılayın.'
Değerli arkadaşlar eğer bir insan hakkında verilen hükmün haklılığı,
haksızlığı tartışması yapılabilirse herhalde Öcalan hakkında verilen
hükmün haksızlığını iddia etmek dünyada yapılacak en son iştir.
Ortada 30 bin şehidin kanı vardır. Ortada hiçbir haklı neden
olmadan öldürülen öğretmenler, çocuklar, bebekler, yollarda basılan
konvoylar, askerler ve polisler, güvenlik güçleri vardır. Bütün
bunların sorumluluğunu üstlenen bir insanın yargılanmasıyla ilgili,
'şu eksik, bu noksan' diye, bunun üzerine çarpı konup, 'yeniden
yargılayın' denilmesini, doğal karşılamamızı kimse beklemesin.
Yargılanırken diyor ki 'Evet ben suçluyum'. Öcalan'ın suçlu
olduğunu Öcalan'ın kendisi kabul ediyor, özür diliyor. Suçlu
olmadığını gösteren en küçük bir delil yok. Ama, şimdi 70 milyonluk
bir ülkeye 'Sen bu yargılamayı yanlış yaptın bir daha bu işi yap'
denilecek. Birileri de diyor ki 'Avrupalı olmak, bu demek. Madem
Avrupalı olacağız, yeniden yargılayalım. Hüküm değişecek değil ya niye
bunu dert ediyorsunuz' dememizi bizden bekliyorlar. Hayır demiyoruz.
Bu, bizi rahatsız ediyor, rencide ediyor.''

-''OTOMATİK UYGULANACAK DİYE BİR ŞEY YOK''-

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde, AİHM kararlarının otomatik
uygulanması diye bir şey olmadığının açıkça ifade edildiğini kaydeden
Baykal, bu kararların değerlendirmesinin, Avrupa Bakanlar Konseyi'nde
ya da Delegeler Komitesi'nde yapılacağının düzenlendiğini ifade etti.
AİHM kararı ile hukuk aşamasının tamamlanacağını ancak, siyasi
aşamasının başlayacağını belirten Baykal, şöyle dedi:
''Uygulanmayacaksa bir karar, burada uygulanmasın. Bu, yanlış
olur. 70 milyonluk bir ülkeyi kırar, döker, rencide eder; Avrupa ile
ilişkileri zedeler. Bunun siyasi takdirini yapmak lazım. Kim yapacak,
Avrupa Bakanlar Konseyi, Delegeler Komitesi yapacak. Onlara bunu kim
yaptıracak, Türkiye hükümeti yaptıracak. Nerede o hükümet?
Eğer hükümet şimdiden yelkenleri suya indirdiyse, şimdiden medyaya
'bize yardımcı olun' diye yazılar sipariş verdiyse Türkiye'yi
yargılamaya hazırlama işine girdiyse, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'ndeki bu hakkın kullanılabileceğinden umutlu olabilir
miyiz? Hükümet teslim olmuş.''
Avrupa ile ilişkilerin Avrupa mantığı ile olacağını ifade eden
Baykal, ''Avrupa ile ilişkiler boyun eğerek değil, hakkını kullanarak
olur'' dedi.

-''...HÜKÜMET İLE EL ELE VERMEYE HAZIRIZ''-

CHP Lideri Baykal, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'ndeki hakkını kullanması halinde hükümet ile el ele vermeye
ve bu doğrultuda çalışmaya, tüm Avrupa ülkelerini ziyaret ederek
onları ikna etmeye hazır olduklarını bildirdi.
''Türkiye'de yeniden yargılama başladığı zaman, bütün dünyanın
buraya akacağını, yargılama sürecinin propaganda platformuna
dönüşeceğini, toplumsal gösteriler, yürüyüşler, toplantılar
düzenleneceğini, af kampanyaları yapılacağını'' ifade eden Baykal,
bütün bunların da Türkiye'deki sessiz çoğunluğu, masum insanları bir
kez daha yaralayacağını söyledi. ''Haklılar haksızmış, zalimler
masummuş'' gibi bir görüntünün Türkiye'ye dayatılacağını söyleyen
Baykal, Türkiye'nin de bunu izleme, tahammül etme durumunda kalacağını
belirtti. Baykal, ''Hükümeti bir an önce bu teslimiyetçi tavrından
çıkmaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde var olan siyasi
değerlendirme kapısının etkili bir çalışmayla aralanmasına ve
yargılamanın Türkiye'ye dayatılmasını önlemeye çağırıyorum'' dedi.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ... AKP ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İSMAİL ERİCEKLİ İSTİFA ETTİ

"ALLAH SELAMET VERSİN DE NİYE?"

RUHSATSI BİNAYI NASIL SATAR?
»  “APO YENİDEN YARGILANAMAZ”
»  "AÇIM BAŞBAKANIM AÇ!"
»  AKP'DE SEÇİM ALARMI
»  MHP'DE BAHÇELİ'Yİ DEVİRME OPERASYONU!!!
»  TARIM BAKANLIĞI'NIN 'BİNBİR ÇİÇEK' SKANDALI
»  DERVİŞ: "TÜRKİYE KAZANDI"...
»  MOSKOVA'DAN DÖNEN BAŞBAKAN ERDOĞAN KIBRIS SORUNU İÇİN ANNAN VE PAPADOPULOS İLE İYİ BİR GÖRÜŞME YAPTIĞINI SÖYLEDİ.
»  AB'NİN ANKARA BÜYÜK ELÇİLERİ ERDOĞAN'IN SÖZLERİNDEN RAHATSIZ
»  ''3 EKİM, YENİ BİR DÖNEM BAŞLATACAK''
»  FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ... KEMAL DERVİŞ MİLLETVEKİLLİĞİ'NDEN İSTİFA ETTİ
»  MİLLETVEKİLİN İNTİKAMI
»  BÖLÜCÜBAŞI'NI YENİDEN YARGILAMA ALIŞTIRMASI... ÇİÇEK: "YENİDEN YARGILAMA DÜNYANIN SONU OLMAZ"!!!
»  ERDOĞAN MOSKOVA'DA...
»  MECLİS ÜÇ AY TATİLE HAZIRLANIYOR
»  DSP: "HÜKÜMETİN TAKKESİ DÜŞTÜ"
»  "EKONOMİ CAMİ ÖNÜNE TERKEDİLMİŞ ÇOCUK GİBİ"
»  GÜL'DEN AVRUPAYA MESAJ,"TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİBİRLEŞİK AVRUPA İÇİN ÖNEMLİ"
»  BU NE YAMAN ÇEKİŞKİ.BAKAN SAHTE BALCILARI AÇIKLADI ARDINDAN,
»  "AİLEDEN AYRI OTURMAK OLMAZ"!!
»  DSP ACİLEN ERKEN SEÇİM İSTEDİ
»  YAŞAR NURİ:"BARAJI GEÇEMEZSEK BU İŞİ BIRAKIRIM"!!!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.