TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsviçre bankalarında hesabı olduğuna yönelik iddiaları değerlendirdi. Kart, İsviçre’de bulunan paraların Türkiye’ye getirilmesi yolunda yasal anlamda ciddi adımlar atıldığını, ancak daha sonra bu çalışmaların sonuçlandırılmak istenilmediğini ileri sürdü.
-TASARI KOMİSYONDA BEKLİYOR-
Türkiye ile İsviçre arasında "Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması"nın 18 Haziran 2010 tarihinde imzalandığına dikkat çeken Kart, Dışişleri Komisyonu’nda bekleyen tasarının Genel Kurul gündemine indirilmediğini söyledi. Kart, şöyle dedi:
"Bir taraftan WikiLeaks belgeleriyle ileri sürülen iddialar, bir taraftan da banka hesap sahiplerinin baskıları söz konusu olmalı ki, hükümet bu konudaki tüm çalışmaları adeta askıya almış durumdadır. Hükümetin, İsviçre’deki banka hesaplarından kişisel olarak ve siyaseten endişe duyduğu anlaşılmaktadır. Süreç artık bu noktada tıkanmış durumdadır. Hükümet mensuplarının, Başbakan’ın ya da yakınlarının ya da hükümete yakın olan sermaye gruplarının da İsviçre’deki muhtemel ve kayıt dışı hesapları sebebiyle mi hükümet harekete geçmemektedir?"
-YABANCI İSTİHBARAT UZMANLARI-
"ABD; İsveç, Norveç, Almanya gibi ülkeler dahil olmak üzere, 2000 yılından itibaren ’Paralel İstihbarat Birimleri’ oluşturmaya başlamıştır" diyen Kart, Başbakan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e şu soruları yöneltti:
"Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı bünyesinde; ilçeler düzeyindeki görevlendirme dahil olmak üzere, her ne nam altında olursa olsun görevlendirilen yabancı sayısı nedir?
Ülkemizde yabancı uzman ya da istihbaratçı olarak her ne nam altında olursa olsun, istihdam edilen kişi sayısı nedir?
ABD’nin kontrolünde, Türkiye’de ’Paralel İstihbarat Örgütü’ veya benzeri bir örgütlenme var mıdır?
-"BAŞBAKAN’A YAKIN KİŞİLER YA DA SERMAYE GRUPLARI ÜZERİNDEN HESAPLAR BULUNABİLİR"-
Bir basın mensubunun, "Sizdeki kanaat Başbakan’ın İsviçre’deki bankalarda hesabının olduğu iddialarının doğru olduğu yönünde mi" sorusuna Kart, "Başbakan’ın şahsına ait Başbakan’ın ismiyle bir banka hesabı bulunduğu noktasına çok ciddi bir iddia ileri sürmüyorum. Ancak Başbakan’ın yakınları etrafında; bunlar aile bireyleri olabilir, Başbakan’a yakın işadamları olabilir. Bu kişiler üzerinden ayrıca hükümete yakın olan bizim bilemediğimiz sermaye grupları üzerinden bu şekilde hesapların bulunabileceği yolunda ciddi kaygılarımız vardır" dedi.
-HABERAL’IN ODASININ ARANMASI-
Bir basın mensubunun, "Haberal’ın odasının aramasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Kart, Haberal’ın yaptığı muhalefetten dolayı bir saldırının gerçekleştiğini iddia etti. Kart, şöyle dedi:
"Başbakan ve hükümet nezdinde kişisel bir intikama ve öfkeye ve hınca dönüşmüştür. Bu intikam ile yapılan psikolojik travma yaratmaya yönelik olan bir kolluk müdahalesi olduğuna inanıyorum."
-DANIŞTAY’IN KARARI-
Bir basın mensubunun, "Danıştay, ALES’te ’fiziksel teşhiste sorun olabilir’ gerekçesiyle türbanlı adaya izin veren düzenlemeyi durdurdu, nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Kart, şöyle dedi:
"Kimliğinizi gizleyecek bir kıyafetle geliyorsanız, siz manto ile geliyorsanız orada güvenliği ihlal etmeye yönelik her türlü teknik donanımı da çok rahatlıkla oradan geçirmenizin mümkün olduğu ortaya çıkmıştır. Uluslar arası pasaport standartlarına göre artık başı kapalı fotoğraf dahi kabul edilmemektedir. Danıştay’ın kararını bütün boyutlarıyla, laiklik ya da belirli okul mensuplarının imam hatip mensuplarının önünü kesmeye yönelik ideolojik saplantılardan uzaklaşarak bu boyutuyla görmek ve değerlendirmek gerekir."
-"İMAM HATİP MEZUNLARI POLİS OLABİLİR"
İmam hatip mezunlarının polis olmasına karşı olmadığını belirten Kart, "Kişisel görüşümdür. Belli birtakım genel lise programından destek almak kaydıyla, objektif ölçülere göre polislik eğitimi almak kaydıyla pekala Emniyet mensubu olabilir. Ben buna şahsen karşı değilim. İmam hatip mezunlarının polis olmasına karşı değilim ama devlet içinde F tipi yapılanmaya karşıyım" dedi.
20 OCAK 2011/