AKP TUNCELİ'YE KİN BESLİYOR

 Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, seçim bölgesinde düzelediği basın toplantısında AKP hükümetinin Tunceli'ye karşı önyargılı davrandığını, 8 Mart 2010 günü merkezi Elazığ Karakocan İlçesi Başyurt Beldesi olan ve 42 kişinin ölümüne neden olan depremin ardından da bunu gösterdiğini söyledi.

Depremde Tunceli'ye bağlı bir çok köyün büyük hasar görmesine rağmen afet kapsamına alınmadığını belirten Genç şunları söyledi:

 "Depremde Tunceli'ye bağlı köylerdeki 800 civarında ev ağır hasar görmüş, 1000 civarında orta hasarlı ev mevcut. Bu hasarları Tunceli'deki teknik heyetler tespit etmiştir. Ancak Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığı ki, bu tamamen Başbakan'a yani Tayyip Erdoğan'a bağlı olan bu kurum tarafından hazırlanan raporda bu depremin Tunceli'de etkili olmadığı ve yıkıcı bir etki yaratmadığını yazmış. Durum böyle olunca da Tunceli afet kapsamına alınmamıştır. Bu tamamen Tunceli'ye karşı duyulan kin ve nefretin bir göstergesidir. Düşünün 800 civarında ağır hasarlı,1000 civarında orta hasarlı ev var ama yıkıcı etki yaratmamıştır deniliyor. Oysa evleri yıkıldığı için vatandaşa çadır verilmiştir. Bu kabul edilir bir durum değil. Sırf Tunceli'ye yatırım getirmemek ve Tuncelilere yardım etmemek için bu ilin vatandaşlarına karşı AKP'nin duyduğu kin ve nefret duygularına karşılık burası affet kapsamına alınmayarak vatandaşlar mağdur edilmiştir"

 AKP TEMSİLCİSİ GİBİ DAVRANAN CUMHURBAŞKANI İSTİFA ETMELİ

 TBMM'de hazırlanan Anayasa paketinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmasına tepki gösteren, Genç, şunları söyledi:

 "Bu Anayasa paketi ile Tayyip Erdoğan kendisine bir sivil dikta için alt zeminini hazırladı. Bu Anayasa paketinde yapılan hukuki düzenlemeler ile Anayasa katledilmiştir, hukuk katledilmiştir. Bu Anayasa paketiyle adeta yargıya bir darbe yapılmıştır. Biz umuyorduk ve diliyorduk ki en azından Çankaya'da oturan Abdullah Gül, şimdiye kadar tamamen AKP'nin paralelinde yaptığı işlemlerden ve düzenlemelerden bir an önce vazgeçip hukuku yok eden ve Anayasa Mahkemesi'ni  iktidardaki bir gücün emrine veren bu Anayasa değişikliğini TBMM'ye iade eder diye düşünüyorduk. Ama Abdullah Gül gösterdi ki Çankaya Köşkü'nde bir Cumhurbaşkanı sıfatı ile değil, AKP'nin Grup Başkan Vekili sıfatıyla hareket ettiği ve onlardan gelen herhangi bir düzenlemeyi hukuka da aykırı olsa Anayasaya da aykırı olsa orada tamamen bir noter görevi gösterdiğini yaptıklarıyla ortaya koymuştur. Bence Abdullah Gül istifa etmelidir. Ülkenin birlik ve bütünlüğünü temsil edecek gücü kalmamıştır. Tamamen AKP paralelinde hizmet eden bir kişi durumuna düşmüştür. Kesinlikle Abdullah Gül istifa etmelidir. Çankaya Köşkü'nde oturmayı hak etmemiştir. Bir Cumhurbaşkanı'nda bulunması gereken tarafsızlık ilkesini yitirmiştir"

 BANA DA KOMPLO KURABİLİRLER

 Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Anayasa paketinin referanduma gitmesi halinde ortada bu durumu halka anlatacak bir gücün kalmadığını, Deniz Baykal'a kurulan komplodan sonra boşluk oluştuğunu söyledi. Genç,  "Türkiye artık tam bir dikta rejimine doğru kaymaktadır. Bu Anayasa paketi referanduma giderse bu durumu halka anlatacak bir güçte ortada kalmamıştır. Böyle vahim bir durum var şu anda. Deniz Baykal ile ilgili bir kaset ortaya sürüldü. Vatandaşın dikkati oraya çevrildi" dedi.

 Bir gazetecinin "Size de Deniz Baykal gibi bir komplo kurulabilirmi? Siz Meclis'te en sert muhalefeti yapıyorsunuz" sorusuna  Genç, "Bu gereksiz bir şey. Benim böyle bir şeyim yok, hazırlanırsa da hazırlanır. Ben sonuçlarına katlanırım. Ama benim öyle bir durumum yok. Yaparlarsa zaten halk beni tanıyor. Gerçi yapabilirlerde, bunlardan her şey beklenir. Geçmişte de bana böyle komplolar hazırlandı. Vatandaş buna inanmadı" karşılığını verdi.

 Genç, CHP'ye geçmeyi düşünüp düşünmediğiyle ilgili bir soruya da, "Bir davet gelirse halka sorarım, halk isterse giderim" diye cevap verdi