Türban sorununun,işbirilği içinde, huzur içinde bir konsensusla kaldırılması gerektiğini söyleyen Gül, "Nasıl 2-3 seneönce Türkiye'de bir çok yasaklar vardı, onlar kaldırıldı ve Türkiye çok daha demokratik bir ülke haline
geldi. Bunlar bizim kendi sorunlarımız. Bunları biz kendi kendimize halledeceğiz." dedi.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İtalyan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı GiantroncoFini'yi Dişişleri Konutu'nda kabul etti. İki bakan görüşmelerininardından çıkışta gazetecilereaçıklamalarda bulundu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye ile İtalya'nın dost iki ülke olduğunu belirterek, "İtalya, AB ile olan ilişkilerimizde başından beri Türkiye'ye destek vermiştir. Bu desteğini
de devam ettirmektedir" dedi. İtalyan Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio'nun Kasım ayında Türkiye'yiziyaret edeceğini söyleyen Gül, söz konusu ziyaretin iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin pekişmesinekatkı sağlayacağını belirtti.
İtalya Dışişleri Bakanı Giantronco Fini de, yaptığı açıklamada, Türkiye ile olan ilişkilerin olumluve en üst seviyede sürdüğüne dikkat çekti. İtalyan Cumhurbaşkanı Azeglio'nun Kasım ayında
Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyaretin iki ülke arasındaki ayrıcalıklı ilişkiyi pekiştireceğini söyleyenFini, "İtalya'nın Türkiye'ye AB'ye üyelik ve müzakerelerin 3 Kasım'da başlaması konusunda vereceği destek devam edecektir." dedi. Fini, Türkiye'nin AB'ye üye olmasının Avrupa ve İtalya'nın daçıkarlarına olduğunu belirtti. Ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için Abdullah Gül ile fikirbirliğine vardıklarını söyleyen Fini, İtalyan yatırımcıların Türkiye'deki özelleştirmeleri yakından takipettiğini dile getirdi. İtalya'nın önde gelen kuruluşlarının Türkiye'de, bankacılık, enerji ve telekominikasyon alanlarında faaliyet gösteldiğini ancak bunların yeterli olmadığını ifade eden Fini,ortak girişimlerin teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. Kültürel, bilimsel ve teknolojik alanlardaki işbirliğiçalışmalarınında sürdürülmesi gerektiğini aktaran Fini, İtalyanca'nın üniversitelerde okutulan bir dil olması içinde karar alındığını söyledi.
"TERÖRLE İSLAM'I BAĞDAŞTIRANLAR YANILIYORLAR"
İki bakan açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İtalyan Bakan Fini,Londra'da yaşanan patlamaların AB'nin teröre bakışını nasıl etkilediği ve Türkiye ile terör konusundanasıl bir işbirliği yapılabileceği sorusu üzerine, AB'nin törerle mücadeleyi ahlaki bir görev olarak kabul ettiğini söyledi. Avrupa'da terörün Madrid'de yaşanan olaylarla kendini daha öncedegösterdiğini dile getiren Fini, şu görüşleri aktardı; "AB bu konudaki işbiriliğinin, güvenlik gücleri, yargıve istihbarat servisi arasında kurulacak işbirliği ile yapılabileceğini düşünmektedir. Terör, hiçbirülkenin tek başına baş edemeyeceği bir kanser türüdür. Bütün ülkeler arasında azami düzeydeişbirliği yapılmalıdır. Bu konuda da Türkiye'nin rolü çok çok önemlidir. Tabii, sadece daha önceTürkiye'nin terör kanseri ile mücadele etmesinden dolayı değil. Türkiye kendi kolluk güçleri ve istihbarat organlarının gayretleri ile AB'nin ve daha geniş anlamda da uluslararası kamuoyunun
çabalarına büyük destek verebilir. Bunun da altını çizmek istiyorum. Türkiye'nin rolü, Türkiye'nin
yapısından kaynaklanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Atatürk'ün kurduğu laik ve demokratik birdevlettir. Aynı zamanda da vatandaşlarının büyük bir kısmı Müslüman olan bir devlettir. Türkiye,uluslararası platformda terörle mücadelede de rol almaktadır. Bu da şunu kanıtlamaktadır ki, terörle İslamiyet'i bağdaştırmaya, yani bunlar arasında bir denklem oluşturmaya çalışan insanlar yanılmaktadır. Türkiye'de saldırılar gerçekleştirildiğinde sembolik anlamı olan hedefler seçildi.
Sinagoglar hedef alındı. Terörün amacı da bu zaten. Terör, farkı dinden ve etnik gruptan insanların
birlikte hoşgörü ve barış içinde yaşamalarını taamül edememektedir. Türkiye'de de farklı dinleremensup insanların hoşgörü ve barış ortamında yaşamaları da zaten bu devletin temel özelliklerinden bir tanesidir"
"İTALYA'DA MEVCUT HÜKÜMET PKK'YA HİÇBİR HOŞGÖRÜ BESLEMEMEKTEDİR"
Fini, "Geçmiş dönemde Türkiye ile İtalya arasında Abdullah Öcalan'ın Roma'da barınmasından
dolayı sorunlar yaşanmıştı. Bu çerçevede acaba İtalya terör konusunda bir özeleştiri yapmayı düşünüyor mu ve PKK konusunda Türkiye'ye destek vermeyi düşünüyor mu?" şeklindeki bir başkasoru üzerine, o dönemden bu döneme başta Hükümet olmak üzere İtalya'da pek çok şeyin değiştiğini
vurguladı. Mensubu olduğu hükümetin, terörün hiçbir türüne hoşgörü ile davranmadığını kaydeden
Fini, "Bu 1946 yılından bu yana İtalya'da görev yapan tüm hükümetler için geçerlidir. Mevcut
hükümet te PKK'ya karşı hiçbir hoşgörü beslememektedir. Bunun aynısını bizden önce o dönemde
görev yapan hükümet içinde söyleyemeyiz." diye konuştu.
Londra'daki patlamalardan sonra İtalya'da başlatılan, özellikle Müslümanlara karşı bazı
uygulamaların antidemokratik olabildiği yönündeki bir soru üzerine ise Fini, "İtalya'daki Müslümün
azınlık, bu risklerin azaltılması için işbirliği içindedir. İtalyan güvenlik kuvvetleri ile yargı organlarının
bazı şahısların yaptığı faaliyetleri kontrol etme hakkı vardır." yanıtını verdi.
"HÜKÜMETİN TÜRBAN YASAĞININ KALDIRILMASI İÇİN VAADİ VAR"
İtalyan gazetecilerin de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e bir sorusu oldu. Bir gazetecinin, "Ben
İtalyan vatandaşlarına Türkiye'deki türban yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda bir bilgi
verebilir miyim? Bir de, sayın Fini'ye sormak istiyorum; böyle bir yasağın kalkması, Avrupa'da
Türkiye'ye olan bakışı değiştirir mi?" şeklindeki sorusu üzerine Gül, şu açıklamada bulundu; "Bu
yasak, tamamen her yerde yasak değil. Bazı yerlerde yasak. Tabi ki, hükümetimizin gayet açık bir
şekilde vadi vardır. Bunu demokratik bir şekilde, usulünce çözmek bu problemi. İnsanlar istedikleri
kıyafeti giyebilirler, istedikleri gibi davranabilirler, kanunlara uymak şartıyla. Bu tip kısıtlamaları, biz
doğru bulmuyoruz. Nasıl, Roma'da, nasıl Paris'te, nasıl Londra'da, nasıl dünyanın herhangi bir
ülkesinde hiç bir yasak yoksa, Türkiye'de de bu yasaklar kalkacaktır. Bütün bunları işbirilği içinde,
huzur içinde bir konsensusla kaldırmak önemlidir. Nasıl 2-3 sene önce Türkiye'de bir çok yasaklar
vardı, onlar kaldırıldı ve Türkiye çok daha demokratik bir ülke haline geldi. Bunlar bizim kendi
sorunlarımız. Bunları biz kendi kendimize halledicez."
Öte yandan, iki bakan bir de işbirliği protokolü imzaladı.