GAZETECİ Saygı  Öztürk’ün, Mehmet Ali Ağca’nın bilinmeyenlerini belgelerle ortaya koyduğu “Teşeron Mesih” kitabı, raflarda yerini alışının ilk haftasında 4. baskısını yaptı. Kitapta, Ağca’nın  “ev arkadaşı”nın “kayıp ifadesi”, bu kişinin “uyuşturucu kaçakçılığıyla” suçladığı milletvekillerinin isimleri de yer alıyor. 

Saygı Öztürk’ün, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, İtalyan Gizli Servisi SİSMİ’nin gizli belgeleri, Ağca’nın 1983 yılında alınan ifadesinden çarpıcı bölümlerin yer aldığı kitapta, olayın içindeki bir çok kişinin  30 yıl sonra bu kitap için önemli itirafları da bulunuyor.   Devletin Derinliklerinde, 5-6-2 Tamam Reis, Madalyalı Mahkûm, 33 Kurşun, Sınırötesi Savaşın Kurmay Günlüğü,  İsmet Paşa’nın Kürt Raporu, Apo Olayının Perde Arkası, Ölüm Kuyuları, Belgelerle Ergenekon’dan sonra Saygı Öztürk’ün “Doğan Kitap”tan çıkan 10. kitabının da önsözünü Emin Çölaşan yazdı. Çölaşan,  “..Ve şuna inanırım ki, ülkemizde Saygı gibi yürekli, araştırmacı, belgeci gazeteci ve yazarların sayısı biraz daha fazla olsaydı, Türkiye bugün yaşadığı sıkıntıların pek çoğunu yaşamazdı” dedi.  

Emin Çölaşan, bu kitap için neler yazdı? 

Saygı Öztürk’ün yeni kitabını basılmadan önce “bir solukta okuduğunu” önsüzünde Belirten Emin Çölaşan, şunları yazdı: “Kitap muhteşemdi. Bu kitapta inanılmaz olaylar vardı, belgeler vardı. Şaşırdım kaldım ve Mehmet Ali Ağca olayını adeta yeniden yaşadım. Bazı konuları bildiğimi zannederdim. Okuyunca gördüm ki, bildiklerim çok eksikmiş. Neredeyse yeni bir konuya sıfırdan başladım ve çok şey öğrendim.

Abdi İpekçi cinayeti…Ağca’nın Türk yetkililer tarafından Roma’da yapılan sorgusunun tutanakları…Cezaevinden kaçırılmasına tanık olan astsubayın anlattıkları…Nasıl pasaport çıkarıldığı…Genelkurmay, MİT ve İçişleri Bakanlığı belgeleri…Ağca’nın Türkiye’ye getirilmesi sonrasında avukatlarıyla yaşadıkları…Öldürülmekten nasıl korktuğu…Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den neler istediği…İdamdan kurtulup Papa’yı vuran adamın Türkiye ve İtalya maceraları…

Adeta tekmili 36 kısım!

Bizim toplumsal belleğimiz çok zayıftır. Her şeyi unuturuz. 1979 yılında İstanbul’da Abdi İpekçi’yi öldüren, sonra Vatikan’da Papa’yı vuran katilin yaşam öyküsü, bu olayların perde arkası ve karanlık boyutları halen çözülebilmiş değil. Bırakın karanlık noktalarını, biz işin genel hatlarını bile unuttuk gitti. Saygı Öztürk’ün bu kitabı, şimdi bu esrarengiz adamı bizim belleğimize bir kez daha ve hiç bilinmeyen boyutlarıyla yerleştiriyor.

                                 X                                    X                                      X

Saygı  Öztürk’ün her kitabı olay yarattı, aylar boyunca en çok satan kitaplar listesinin ilk sırasında yer aldı. Hepimiz o kitaplardan çok şey öğrendik çünkü hiç bilmediğimiz dünyalar onun araştırmacılığı ve kalemi sayesinde önümüze açıldı. Saygı,  gazeteciliğinde haberlere, kitaplarında olaylara, belgelere saldırıyor! Araştırmacı gazeteciliğin günümüzdeki önderlerinden biri. Hatta bir numarası.  24 saat “gazetecilik” için yaşayan, durmak yorulmak bilmeyen acayip biri! Tedavisi  mümkün olmayan, ilacı henüz keşfedilmeyen bir meslek hastası!  Keşke bu yozlaşmış, kokuşmuş medya ortamında daha nice Saygı’lar olsaydı. Gazeteci arkadaşım Saygı Öztürk bu kitabıyla yine çok büyük bir başarının altına mühür vurdu. Okuyun, siz de aynı şeyi söyleyeceksiniz. Onu kutluyorum, “Ellerine sağlık, yüreğine sağlık, senden daha nice kitaplar bekliyoruz” diyorum…Ve bir katili iyice tanımanız için sizi bu güzel kitapla baş  başa bırakıyorum.