TBMM Genel Kurulu'nda, gündemdışı konuşmalardan sonra Hükümetin AB konusunda Meclisi bilgilendirmesiyle ilgili Danışma Kurulu kararı okunarak kabul edildi. Buna göre, Hükümet'e 45, gruplara 30, kişisel konuşmalara da 10'ar dakika süre ayrılması kararlaştırıldı.Danışma Kurulu kararının kabul edilmesinden sonra söz alan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'nin 3 Ekim'de AB ile müzakerelere başladığını belirterek, müzakerelerin başlamasının kolay olmadığını söyledi.3 Ekim günü ve öncesinde yaşananları anlatan Dışişleri Bakanı Gül, "5-10 yıl sonra bu büyüme hızı ile Türkiye çok farklı olacaktır. Belki de 10 yıl sonra Türkiye'yi yönetenler Avrupa Birliği'ne girmekten vazgeçecektir" dedi.
BAYKAL'IN İTİRAZI
Meclis Genel Kurulu'na AB süreci ile ilgili bilgi veren Gül, tüm partilere müzakere çerçeve belgesi'nin gönderildiğini söyleyince, ortam gerildi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, oturduğu sıradan Gül'e müdahale ederek, buna itiraz etti. Baykal, kendilerine böyle bir belge gelmediğini söyledi.Bunun üzerine Abdullah Gül, Baykal'ın yanına giderek, belgeyi masasının üzerine koydu. Baykal itiraz edince geri aldı.Gül, ardından da, "Muhalefete bilgi vermek zorunda değiliz. Koalisyon hükümeti değiliz" diyerek çok sert bir çıkış yaptı. Sorumluluğu olan bu gruptur diyen Gül, "Son oluru tabii ki, kendi grubumdan alacağım. Bu reformları hepiniz hazmedeceksiniz, Sorumluluk bize ait, her durumda tenkit edilecektik" dedi. Müzakerelerin başlamasıyla ilgili kararın 17 Aralık'ta alındığını hatırlatan Gül, müzakerelerin başlaması için bazı şartların ortaya konulduğunu, Türkiye'nin 6 yasa değişikliği ve ek protokolün onayı ile bu şartları yerine getirdiğini anlattı.
MÜZAKERE ÇERÇEVE BELGESİ
Abdullah Gül, AB'nin hazırladığı çerçeve belgesinin AB'yi bağlayan bir pozisyon olduğunu ifade ederek, “Sonunda mutabakata varıp altına imza attığımız, bir kağıt değildir. Kendilerinin mutabakatıdır. Kendi pozisyonlarıdır, kendilerinin yol haritasıdır” dedi. Türkiye'nin de bir pozisyonu olacağını belirten Gül, “O da bizim yol haritamız olacaktır” diye konuştu. Müzakerelerin ne kadar süreceğini o ülkenin performansının belirleyeceğini kaydeden Gül, bunun sonunda bir Katılım Ortaklığı Belgesi'nin hazırlanacağını, bu belgenin her iki tarafı da bağlayan, altına imza atılan, hukuki bir belge olacağını vurguladı.
ÖYMEN: ABD'YE VAR, MECLİS'E BİLGİ YOK
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Müzakere Çerçeve Belgesi hakkında AB üyesi olmayan ABD’nin bilgi sahibi olduğunu, devrede olduğunu ancak Türkiye’de muhalefetin ve Meclis’in bilgisi olmadığını dile getirerek, metnin bir başarı olarak gösterilmesini de eleştirirken, "Diplomaside marifet masaya oturmak değil, masadan başarıyla kalkmaktır" dedi.Genel Kurul’da açılan genel görüşmede CHP Grubunun görüşlerini Onur Öymen ve Şükrü Elekdağ dile getirdi. Hükümeti, müzakere çerçeve belgesini Meclis’in bilgisine ve değerlendirmesine sunmamasını eleştiren Öymen, hükümetin konuyu Meclis’in gündemine getirmediği gibi ana muhalefet partisi ile de en ufak bir istişarede bulunmadığını söyledi. Öymen, "Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar önemli bir konuda, bu kadar önemli bir belge hakkında AB üyesi olmayan ABD bilgi sahibi olacak, devrede olacak ama Türkiye’de muhalefetin ve Meclis’in bilgisi olmayacak" diye konuştu.
"MARİFET MASAYA OTURMAK DEĞİL, MASADAN ZAFERLE KALKMAK"
Öymen, müzakere çerçeve belgesinin bir başarı örneği, adeta bir zafer gibi takdim edilmesini de eleştirirken, "Diplomaside marifet masaya oturmak değil, masadan başarıyla kalkmaktır" dedi. Öymen, metnin aslında Türkiye açısından 17 Aralık 2004 tarihli zirve kararının çok gerisinde ve Türkiye’yi tam üyelikten çok imtiyazlı ortaklık statüsüne götürebilecek bir metin olduğunu ifade etti. İktidar ve onu destekleyen çevrelerden "Lütfen devletimizin itibarını ve haysiyetini ucuzlatmayınız" ricasında da bulunan Öymen, "Üstelik ülkemiz için bu kadar haksızlıklar ve çifte standartlarla dolu bir bölgeyi bir başarı abidesi olarak göstermeye kalkmayınız. Şunu açıkça söylemeliyim ki, Atatürk’ün Türkiyesi bu çerçeveye sığmaz" diye konuştu. CHP Grubu adına ikinci söz sahibi Şükrü Elekdağ da müzakere çerçeve belgesine bakıldığında Türkiye’ye verilenin yarım üyelik ya da imtiyazlı ortaklık olduğunun görüleceğini ifade ederken, "Müzakere çerçeve belgesi Türkiye’yi başka bir adrese götürüyor. Bu AB değil, ikinci sınıf üayelik" dedi. Elekdağ, Türkiye’nin AB’den müzakerelerin tam üyelikle sonuçlanacağına dair resmi bir yanıt istemesi gerektiğini belirtirken, Türkiye’nin AB ile ilişkilerini iki gruba ayırması gerektiğini söyledi. Birinci grupta Türkiye’nin AB müktesabatına ilişkin alanlarda üzerine düşeni yapması ve bunu uygulamaya geçirmesi gerektiğini dile getinen Elekdağ, ikinci grupta ise müktesebat dışında olan ve bazıları diğer adaylardan talep edilmeyen fakat Türkiye’ye dayatılan konularda, Türkiye’ye tam üyelik hakkı verilmeden adım atmaması gerektiğini söyledi.
TRT 3 TARTIŞMASI
Bu arada genel görüşme sırasında Genel Kurul’da TRT 3 tartışması yaşandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ardından kürsüye gelen CHP sözcülerinin konuşmalarının TRT 3’den yayınlanmaması CHP’lilerin tepkisine neden oldu. Oturumu yöneten Sadık Yakut’un teknik bir arıza nedeniyle Meclis TV’nin yayın yapamadığını söylemesine karşın bazı CHP’liler Yakut’un ara vermesini istediler. Yakut ise bu taleplere, "Genel Kurul çalışmalarının TV yayınıyla hiç bir ilgisi yoktur, Genel Kurul çalışmalarına devam edecektir" yanıtını verdi. Öymen ve Elekdağ’ın konuşmaskının ardından oturduğu yerden söz alan Grup Başkanvekili Ali Topuz, Meclis TV yayınının kesilmesini anımsatarak, bunun Meclis TV’den kaynaklanmadığını öğrendiklerini söyledi. "Bir gizli el CHP sözcülerinin konuşmalarını kesmiştir. CHP’nin sesini kesmişlerdir" diyen Topuz, bunun sorumlularının bulunmasını ve cezalandırılmasını, ayrıca CHP sözcülerinin konuşmalarının daha sonra banttan yayınlanmasını talep etti.