Türk siyasi tarihinin en hakaret dolu tartışmaları arasında sıralamaya girebilecek kadar ağır hakaretlerin yer aldığı tartışma TBMM Genel Kurulu’nda ele alınan RTÜK Yasa tasarısı görüşmeleri sırasında yaşandı. . İşte Meclis tutanakları….
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
957 sıra sayılı Kanun Teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "30 yaşını" ibaresinin "35 yaşı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Eraslan Ümmet Kandoğan
Hatay Denizli
BAŞKAN - Şimdi, en aykırı bu.
Bu önergeyle ilgili Sayın Komisyon?..
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Katılmıyorsunuz.
Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Katılmıyorsunuz.
Gerekçeyi mi okutayım?..
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabiî ki, değerli arkadaşlar, yani, bir milletvekilinin 5 dakikalık bir konuşma süresinden, gerçekten, kimsenin rahatsız olmaması gerekir.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Uzmanlık konusu olunca olmaz.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Bakın, kanunun 1 inci maddesinde, 2 nci maddesinde, 3 üncü ve 4 üncü maddesinde söz taleplerimiz oldu. Aslında, her maddede söz talebi olur mu; olmaz; ama, niye oluyor?.. Maalesef, bakın, iki arkadaşımız çıktı, sırf bize söz hakkı gelmesin diye… Ya, biz, boş da konuşmuyoruz, her maddede de konuşmuyoruz.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - İşte bu boş konuşma!..
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, iki arkadaşımız, iki milletvekili arkadaşımız çıktılar "bu kanun, baş ağrısına iyi gelir, karın ağrısına, mide ağrısına iyi gelir" dediler, oturdular yerlerine. Ne adına, ne adına; bizim konuşmamızı engelleme adına. İki tane, üç tane milletvekili çıkıp…
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Maddeyle ilgili konuş!..
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Maddeyle ilgili konuş!..
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilimiz, bakın, siz "dokunulmazlıklar kalkmadıkça hiçbir Anayasa değişikliğine biz oy vermeyeceğiz" demediniz mi; dediniz. Üç günden beri bir sivil havacılıkta, üç günden beri muhalefet ediyorsunuz ve sivil havacılıkla ilgili kanun üç günden beri bu Parlamentoda zorla yasalaştı; muhalefet ettiniz.
İSMAİL BİLEN (Manisa) - Önergeyle ilgili konuş!..
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Daha cumhuriyet tarihinde görülmemiş; Danışma Kurulu arka sırada… Hemen arkamızda Danışma Kurulu imzalanıyor, ondan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına götürülüp imzalatılıyor.
Peki, milletvekillerinin hiç haberi olmayacak mı? Biz, RTÜK Kanunuyla ilgili yapılacak düzenlemenin komisyon raporunu zorla bulduk, araya araya bulduk, yeni getirttirdik; aman okuyalım ne var ne yok, değişiklik var mı yok mu? Yani, Meclis böyle çalışmaz; yanlış bir mantıktır, yanlış bir mentalitedir. Gündem her gün değişiyor. Ertesi gün hangi kanunlar görüşülecek, ne var diye baktığımız zaman… Kanunlarla ilgili hazırlık yapıyoruz, katkımız olsun, yasama faaliyetinde -aslî görevimiz, milletvekilinin aslî görevi katkı sağlamaktır- aslî görevimizi yerine getirelim, Türkiye Büyük Millet Meclisinde aziz milletimizin adına yapılan bu yasama faaliyetine katkı sağlayalım diye çırpınıyoruz, bir saat içinde gündemi değiştiriyorsunuz. Bundan sonra hâkimler ve savcılar vardı, Danışma Kurulu önerisiyle RTÜK kanununu getirdiniz ve komisyon raporlarını zorla bulabildik. Yani, böyle bir mantık, böyle yasama faaliyeti olmaz ki!
Cumhuriyet Halk Partisini kınıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, dokunulmazlıklar kalkmadıkça hiçbir Anayasa değişikliğinde iktidara biz destek vermeyeceğiz dediniz. Şimdi, RTÜK Üst Kuruluna 3 tane adam vereceksiniz; 3 tane adam vereceksiniz diye, Adalet ve Kalkınma Partisinin altına yattınız. (AK Parti ve CHP sıralarından "Aa" sesleri, gürültüler) Onu da ifade edeyim sizlere. (AK Parti sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın Eraslan… Sayın Eraslan…
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan… Sayın Başkan…
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, sözünü geri alsın!
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Böyle konuşamaz!
BAŞKAN - Sayın Eraslan… Sayın Eraslan…
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Parlamentoya hakaret ediyor. Ne biçim laf böyle?!
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar… (Gürültüler)
EYÜP FATSA (Ordu) - Terbiyesiz!
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Kimse konuşamaz bu şekilde!
GÖKHAN DURGUN (Hatay) - Bu üslupla konuşamazsın!
BAŞKAN - Sayın Eraslan, sözünüzü kesiyorum.
(Başkan tarafından hatibin mikrofonu kapatıldı)
Şiddetle sizi kınıyorum. Derhal sözünüzü geri alınız. Lütfen sözünüzü geri alınız.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sözünü geri alsın!
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Bir saniye… Bir saniye…(Gürültüler)
(AK Parti ve CHP sıralarından ayağa kalkmalar; kürsü önünde toplanmalar)
BAŞKAN - Lütfen, sözünüzü geri alınız.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Bir saniye… Bir saniye Sayın Başkan. Konuşmama müsaade edin.
BAŞKAN - Sözünüzü geri alınız.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - İfademi hangi anlamda söyledim…
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Arkadaşlar, bir saniye… (Gürültüler)
Niye bu kadar alınıyorsunuz?! Niye bu kadar alınıyorsunuz?! Bir yasama faaliyeti görüyoruz, yasama faaliyeti yapıyoruz. İşinize geldiği zaman…
GÖKHAN DURGUN (Hatay) - Ne diyorsun?!
BAŞKAN - Sayın Eraslan, siz, son cümlenizdeki o çirkin sözünüzü geri alınız.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bana bir müsaade ederseniz…
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) - Sözünü geri alsın!
ALİ ARSLAN (Muğla) - Geri al sözünü!
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Sayın Başkan, demek istediğimiz şu: İşinize geldiği zaman anlaşıyorsunuz, işinize gelmediği zaman muhalefet yapıyorsunuz. (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Eraslan, sözünüzü geri almamakta ısrar ediyor musunuz?!
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Söylemek istediğimiz bizim bu. Niye yanlış anlıyorsunuz?! Niye farklı anlıyorsunuz?! (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Eraslan, sizi, İçtüzüğün 67 nci maddesine göre, salondan çıkarıyorum. (Alkışlar)
Lütfen, İdare Amirleri…
Lütfen salonu terk edin. Genel Kurulu terk edin lütfen. (AK Parti sıralarından alkışlar; CHP sıralarından gürültüler)
(Başkan tarafından hatibin mikrofonu tekrar kapatıldı)
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Ayıp!.. Türk Milletine karşı ayıp!
MEHMET ERASLAN (Hatay)- Ben, yanlış, kötü manada söylemedim; onu, kötü manada ifade etmedim.
BAŞKAN - Daha fazla bu işi uzatmayalım, lütfen…
Sayın İdare Amirleri…(Gürültüler)
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Türk Milletine hakarettir! Senin seçmenlerin senden utanacaklar.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - (Başkanlık kürsüsü önünde) Sayın Başkan, kötü manada söylemedim; onu düzeltmeme niye müsaade etmiyorsunuz? Ben kötü manada…
BAŞKAN - Siz düzeltmediniz, ben size söz hakkı tanıdım, düzeltmediniz.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Söz hakkını verin, düzelteyim. Sayın Başkan, söz hakkı verin tavzih edeyim. Ben kötü manada söylemedim. Yanlış bir anlaşılma oldu.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Tavzih etsin Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamam… İdare amirleri…
Ben kararımı verdim; sonra tavzih etsin.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, düzeltsin, daha iyi olur.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Düzelteyim Sayın Başkan.
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa) - Türk Milletinden özür dile!
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Düzelteyim Sayın Başkan, bunda kötü amacımız yok bizim.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Düzeltsin Sayın Başkan.
Düzelt Mehmetçiğim…
BAŞKAN - Buyurun, kürsüden, düzeltiniz.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Değerli arkadaşlar, bakın, siz… (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Eraslan, hiç yoruma gerek yok. Açık ve net olarak söyleyin; aksi takdirde, Genel Kurulu terk edeceksiniz.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Tamam… Tamam…
Benim kullandığım… (Gürültüler) Değerli arkadaşlar, bakın, benim kullandığım ifadenin anlamı şudur, açılımı şudur… (AK Parti ve CHP sıralarından gürültüler)
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Sen kimin oyuyla buradasın?! Ne bu ya; altına yatmak ne demek!
BAŞKAN - Sayın İdare Amirleri, lütfen…
Sayın Eraslan, daha fazla Genel Kurulu germeyin. Net ve açık, benim sözüm şudur diyeceksiniz… Siz, yorum yapıyorsunuz… (AK Parti ve CHP sıralarından "özür dileyecek" sesleri, gürültüler)
RECEP GARİP (Adana) - Özür dileyecek.
BAŞKAN - Tamam.
Sayın milletvekilleri, 67 nci maddeye göre Sayın Eraslan'ı Genel Kuruldan çıkarıyorum.
İdare Amirleri gereğini yapsın.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gel Mehmet, gel; dışarı…
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Hepiniz yanlış anladınız, müsaade edin tavzih edeyim.
EYÜP FATSA (Ordu) - At şunu dışarı!
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Altına yatmak ne demek!
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Mehmet Bey, gel buraya.
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Sen kimsin be, otur! Özür dilesin.
TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Çıksın, gitsin!
BAŞKAN - Sayın Eraslan beni daha fazla zorlamayın… (Gürültüler)
Önergeyi…
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Çık lan dışarı! Orospu çocuğu!
BÜLENT BARATALI (İzmir) - Çık dışarı… Sen her şeyin altına yatıyorsun!
BAŞKAN - Sayın İdare Amirleri…(Gürültüler)
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Kimin altına yattın şimdiye kadar?! Sen her şeyin altına yattın, orospu çocuğu! (CHP sıralarından "çık dışarı" sesleri)
(Kürsü önünde toplanmalar; itişmeler)