İstanbul polisinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik suikast ihbarını, kendilerine ulaştığı 15 Nisan tarihinden tam 21 gün sonra savcılığa bildirdiği ortaya çıktı. Şişli nöbetçi savcısı, aynı gün soruşturma talimatı verdi.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı dün de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bir yazı yazarak, “gecikmenin” nedenini sordu. Başsavcılığın, emniyetin haklı bir gerekçe bildirmemesi durumunda gecekmenin sorumluları hakkında soruşturma başlatacağı öğrenildi.
Türkiye, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı istifaya götüren “gizli kayıt” skandalıyla çalkalanırken, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın “Baykal’a suikast” ihbarıyla ilgili açıklaması gündem yaratmıştı. CHP yetkililerine göre, olayda ihmal vardı ve yeterli inceleme yapılmamıştı.
Vali ‘Gecikme yok’ demişti
İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Haber Merkezi’ne 15 Nisan’da elektronik posta yoluyla ulaşan ihbar mektubu üzerine hiç gecikmeden, gerekli önleyici tedbirleri aldıklarını belirterek şöyle demişti: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne gerekli bildirimde bulunmuştur. Hiçbir gecikme yoktur. Bunun dışında gerekli araştırmaya başlanmıştır. Konu Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettirilmiştir. Halen de araştırması ve diğer işlemleri Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde yürütülmektedir.”
Gözaltı yok
Bütün adli işlemlerin, ilgili adli makamların talimatları üzerine yürütüldüğünü, herhangi bir gecikmenin olmadığını yineleyen Güler, “13’ünde yapılacağı ifade edilen eylemle ilgili emniyete ayın 13’ünde değil, 15’inde bildirimde bulunulmuştur. Derhal kanunun gereği yapılmıştır” demişti.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ise, “Konu doğru. Ancak adliye boyutunda henüz operasyona dönüşmüş bir çalışma yok. Gözaltında kimse yok. Konuyla ilgili soruşturma devam ediyor” diye konuşmuştu.
Çapkın, Hürriyet’e yaptığı açıklamada da, ihbarın yapıldığı internet kafenin, yanındaki işyerinin kamerasından yola çıkarak çalışma başlattıklarını, ancak savcılığın yakalama ve arama izni vermediğini açıklamıştı.
İhbar mailine rağmen, herhangi bir gözaltı olmayışı, arama yapılmaması ve ihbarda adı geçen isimlerle ilgili ifadelere başvurulmaması tartışılırken dün Milliyet ilginç bir bilgiye ulaştı. Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilleri, kendilerine dosyanın 6 Mayıs’ta yani tam 21 gün sonra intikal ettiğini söylediler.
İkinci bir talimat
Yetkililerden alınan bilgiye göre, konu “silahlı çete” kapsamında girdiği için önce Beşiktaş’taki özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gitti, ancak “görevsizlik” kararıyla aynı gün elden kuryeyle Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırıldı. Buradaki nöbetçi savcı, iddiaların doğruluğunun araştırılması için polise soruşturma talimatı verdi. 7 Mayıs günü, Başsavcılık polise ikinci bir talimat daha gönderdi.
Bu arada adreslerde arama yapılması için polisin 7 Mayıs’taki başvurusu 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Savcılık, bu karara itiraz etti. Soruşturmayı yürüten savcılığın, mailde adı geçen kişilerin ifadelerine başvuracağı belirtildi.
Başsavcılık yetkilileri, kendilerine ulaşan dosyada önceden yapılmış herhangi bir çalışma olmadığının altını çizerken, polisin kendi talimatları olmadan herhangi bir ifade ve gözaltı yapamayacağına da dikkat çektiler.
Polise soruşturma açılabilir
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıyla ihbarın kendilerine geç gönderilmesinin nedenini sordu. Savcılık yetkilileri, “haklı bir gerekçeleri yoksa ilgili polis yetkilileri hakkında soruşturma açılacağını“ bildirdi.
Ateş: Suikastın peşine düştük kaset çıktı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, suikast iddiasıyla Baykal’a ait olduğu öne sürülen görüntüler arasındaki bağlantıya ilişkin “6 Mayıs Perşembe saat 17.40’ta Emniyet Genel Müdürü Köksal’la görüştüm. Ardından İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ı arayarak 7 Mayıs Cuma günü için randevu istedim. Cuma 23.00 için randevulaştık. Suikast girişiminin peşine düştüğümüzü bir şekilde öğrenen ‘o yapı’, görüntüleri 6 Mayıs’ı 7 Mayıs’a bağlayan gece servise koydu” iddiasında bulunmuştu.