Çiçek, TCK da dahil olmak üzere yasalarda değişikliğin her zaman yapılabileceğini kaydetti. TBMM Adalet Komisyonu, yürürlüğü 1 Haziran'a ertelenen Türk Ceza Kanunu, Ceza Mahkemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu'nda değişiklik öngören yasa tekliflerini görüştü.Teklifler üzerinde görüşlerini dile getiren CHP'li üyeler, yasaların daha yürürlüğe girmeden değiştirilmek istendiğini, bunun yasaların ne kadar aceleyle çıkarıldığını gösterdiğini savundu. CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, TCK ve bağlı yasaların yürürlüğünün ertelenerek, bir süre daha kamuoyunda tartışıldıktan sonra yeniden ele alınmasını istedi. CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan, yeni ceza mevzuatına ilişkinçok sayıda değişiklik teklifi olduğunu belirterek, ''Ben verdiğim teklifleri komisyon gündemine almayı başaramadım. Tabii ben, majestelerinin milletvekili değilim. Küçük bir ilin milletvekiliyim'' dedi. Komisyon Başkanı Köksal Toptan, Eraslan'ın sözlerine, ''Türkiye Cumhuriyeti krallık değil. Burada kimse kralın milletvekili değil'' diyerek tepki gösterdi. Eraslan, daha yürürlüğe girmeyen yasaların ertelenmeye ve değiştirilmeye çalışıldığını belirterek, itirazlarını alt komisyon görüşmelerinde dile getirdiğini, ayrıca karşı çıktığı maddelerde ilgili muhalefet şerhi koyduğunu vurguladı. Eraslan, ''Üzerimizde Demokles'in kılıcı vardı. Engelleseydik, 17 Aralık'a yetişmezdi. Biz bunun boş olduğunu biliyorduk ama halk büyük umutlar bağlamıştı. Sonra (muhalefet engelledi) diyeceklerdi. Muhalefete muhalefet edildi,doğrular havada asılı kaldı'' dedi. Kamuoyunda basınla ilgili maddelerde düzenleme yapma beklentisinin hakim olduğunu ifade eden Eraslan, ancak yasalarla ilgili kendilerine ''namahrem'' olan teklifleri gördükleri anda ''nikahlanacağını'' savundu. Parça parça yapılan değişikliklerle TCK ve bağlı saların sistematiğinin bozulduğunu ileri süren Eraslan, iyi ve sağlıklı bir konut yerine ''gecekondu'' yapılamak istendiğini söyledi. Eraslan, yolsuzluklarla ilgili suçlarda lobi faaliyeti yapıldığını ve ısrarla sulh ceza mahkemelerinin görev alanında tutulmak tendiğini belirtti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e dönerek, Mahmut Esat Bozkurt dönemi için ''o dönem kapandı'' dediğini söyleyen Eraslan, Çiçek'in ''ben böyle bir söz söylemedim. Kameraları görünce celallenip bana ait olmayan şeyleri söyleme'' demesi üzerine özür dileyerek, bu sözün Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin'e ait olduğunu bildirdi. Eraslan, uygulanan politikalarla Türkiye'nin Ortadoğu'da ''ibiş devlet'' ve ''şamar oğlanı'' haline geldiğini savunarak, ''bunu esefle kınıyorum'' dedi.

-''ARTIK TÜRKİYE'NİN KENARDAN DOLAŞMA İMKANI YOK''-

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, eleştirileri yanıtlarken, Türkiye için olabildiğince düzgün ve şartların elverdiği ölçüde iyi bir Düzenleme yaptıklarını belirterek, ''Ne yaptıysak iyi niyetle yaptık. Bundan kimsenin tereddüdü olmaması lazım. Söylenen bir şey var; (Bunlar aceleye getiriliyor, yeteri kadar tartışsak...) Bizim önümüzde Türkiye olarak 10 sene zaman var mıydı da biz bunu 10 güne sıkıştırdık?Türkiye, 63'ten beri bu yolda. Bizden evvel, bizimle birlikte tespit edilmiş bir takvim var'' dedi. 17 Aralık öncesinde 6 yasanın çıkarılmasının ön şart haline getirildiğini ifade eden Çiçek, ''Ceza gibi netameli bir alanda belasız iş varken, kenardan sıvışmak varken, niye biz bu belalı alana girdik de hakketmediğimiz bir kısım sözlere muhatap oluyoruz. Demek ki Türkiye'nin kenardan dolaşma imkanı yok. Eğer bu yolda gidilecekse, belli sıkıntıları, riskleri göze alacak, belli çabaları olabildiğince gösterecek ve hedefine ulaşacak'' görüşünü kaydetti. 1963 yılından beri sorunları öteleye öteleye sıkışık bir takvimin ortaya çıktığını anlatan Çiçek, temel düzenlemelerde hiçbir zaman nokta konulamayacağını, değişikliklerin her zaman yapılabileceğine dikkati çekti.''Demokrasilerde inatlaşmanın olamayacağını'', milletin temsilcileri olarak halkın taleplerine kulak vermek zorunda olduklarını anlatan Çiçek, ceza mevzuatındaki değişikliklerin 2 yıldan beri Türkiye'nin gündeminde olmasına karşılık Yargıtay, basın kuruluşları ile 2 öğretim üyesinin dışında meslek kuruluşlarından katkı gelmediğini, hukuk fakültelerinde yapılan 2 toplantıda 20'den fazla kişinin olmadığını bildirdi. Çiçek, ''(Biraz daha tartışsak) desek de yeni bir katkı gelmiyor'' dedi. Yasalar çıktıktan sonra 5 bin 300 Cumhuriyet savcısı ve ceza hakimleriyle toplantı yaptıklarını, buna üniversiteler ve Yargıtay'dan da katılanlar olduğunu anlatan Çiçek, ygulayıcıların dile getirdikleri öneriler doğrultusunda değişiklik ihtiyacının doğduğunu belirtti.

-''TÜRKİYE BUNLARI GÖRMEYECEK Mİ?''-

Çiçek, 17 Aralık'tan sonra ''Hükümet'te AB ile ilgili atalet başladı'' söyleminin geliştiğini, dışarıdan da ''Türkiye'de reformlar askıya alındı'' şeklinde bir eleştiri olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:''Bu yasaları, 1,2,3 yıl sonraya erteleme imkanı var da biz ertelemiyor değiliz. Bu, bizim değil Türkiye'nin sorunudur. 3-4 ay önce medeni denilen bir ülkede, (Ermenilere soykırım yapılmamış) dediği için bir kişi hakkında soruşturma açılacağı söylenseydi, bunu hayretle karşılardık. 3 ay sonra böyle bir durum meydana geldiyse Türkiye bunları görmeyecek mi, bunlarla ilgili yasal düzenleme ve siyasal tepki gösterme lüzumu duymayacak mı?'' Çiçek, Türkiye'nin önünde hala bir zaman sorunu olduğuna işaret ederek, bunun kendisinden ya da Hükümet'ten kaynaklanmadığını, bunun ülkenin sorunu olduğunu vurguladı. Çiçek, ''Eksik yaparsak yine düzeltiriz'' dedi.

-TARTIŞMA-

AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, TCK'nın görüşüldüğü alt komisyonda basınla ilgili düzenlemelerde iyileştirme önerilerine CHP'li Eraslan'ın ''Niyet okuyarak'', bunlara, bazı gazetelerin yararlanacağı için karşı çıktığını söylemesi tartışmaya neden oldu. Bozdağ'ın bu sözleri üzerine tartışma şu şekilde gelişti:Eraslan: Ben böyle bir şey söylemedim. Bunu tutanaklarda göstermezsen müfterisin. Bozdağ: Alt komisyonda tutanak yoktu. Ama toplantılara katılanlar şahittir. Eraslan: İddianı ispatla.Toptan: Burayı harp yerine çevirmeyin. Eraslan: Beni itham ediyor, zan altında bırakıyor. İspatlamayan müfteridir. Hasan Kara: Yasakçı zihniyeti en çok siz savundunuz. Şimdi ise özgürlükçü oldunuz. ''Majestelerinin milletvekili değilim'' dediniz. Küçük bir il dediniz. Nerenin milletvekilisiniz? Eraslan: CHP Niğde milletvekiliyim. Kara: (Yetkim yok) dediniz. Ama bildiğim kadarıyla CHP'de Yüksek Disiplin Kurulu Başkanısınız. Çok da iyi işler yapıyorsunuz orada. Eraslan: Benim partide ne yaptığımdan size ne, bu sizin haddiniz mi?Kara: Arkadaşlar yasayı daha özgürlükçü yapmak istedi, ama siz karşı çıktınız. Toptan: CHP'nin işine karışmayın. Nimet Çubukçu: Belirleyici olan Eraslan'dı. Ama alt komisyonda düşünce ve ifade özgürlüğü adına iyi şeyler yapılmadı. Eraslan: Ben mücadele adamıyım. Oportünizmi bilmem. Bazı kişiler Türkiye'yi AB'ye ihbar ediyorlar. Hüsrev Kutlu: Vay namussuzlar!Eraslan: Ben hiçbir gazete adını ağzıma almadım. Komisyon'da tartışılan, imam efendinin ifade özgürlüğüydü. Bütün özgürlüklerin anası laikliktir. Komisyon toplantısını, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, TGS Başkanı Ercan İpekçi de izledi.

(