Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,6009
EURO
43,9254
IMKB
9.135,000
ALTIN
4.239,090
 
Hava Durumu ANKARA
10 / 23 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
İHANET RANTI..!
İHANET RANTI..!
 
ABD, Türkiye’nin altın madeni kaynaklarını nasıl uydudan tespit edebildiyse, aynı şekilde geleceğin teknolojilerinin hammaddelerini de Türkiye’de keşfetti. Bor ve trona en önemli hammaddeler...
 
13.6.2010 - 00:35

Aslında dünyada olup bitenler, yazımızın başlığında belirttiğimiz kadar basit. Batı ülkeleri kendi refah toplumlarını oluşturabilmek için vahşet dolu savaşlarla çizdikleri sınırlarının içini kan ve ter ile besliyor. Bunun en tipik örneği elbette İngiltere. İngilizler kendi imparatorluklarını kurarken ve sanayi devrimini gerçekleştirirken sömürü yoluyla elde ettikleri hammaddeleri kendi toplumlarının refahı için kullandı. O dönemde şimdiki AB ülkelerinin önde gelenleri hem kendi madenlerini işlettiler, hem de ilerleyen süreçte eski kıtaların kömür kaynaklarını kendi ülkelerine getirdiler. Bunun yanında elbette insan göçü de söz konusu oldu. Bu aynı zamanda o ülkelere giderek kültür çalışmalarının, kültür politikalarının empoze etme sonucunu da meydana getirdi.
Asıl hedef enerji kaynakları
Ancak asıl hedef elbette ki enerji kaynaklarıydı. Benzeri bir süreç bugün haritaların yeniden çizilmesi sürecinde de yaşanmaktadır. Bu sürecin orijininde bulunan en önemli ülke ise Türkiye’dir. ABD Türkiye’nin altın madeni kaynaklarını nasıl uydudan tespit edebildiyse, aynı şekilde geleceğin teknolojilerinin hammaddelerini de Türkiye’de keşfetti. Bor, trona gibi madenler geleceğin teknolojisinin önemli bir hammaddesi durumunda. Türkiye’de bu madenlerin varlığı, bu ülkelerin hedefi durumuna getirdi. Bu hedef doğrultusunda yasalar dahil her türlü yolu kullanarak ülkemize gelip, demokratik sömürü yöntemlerini kullanma peşinde olduklarını artık biliyoruz.
Irak işgalinin meşrulaştırılması
Sivil Toplum kuruluşları aracılığıyla hedeflenen konuların başında da bu geliyor. Bu bölümde tarihsel örneğe değinmemizin asıl nedeni de bu. Filler kavga ederken, çimenler nasıl ezildi, tarihi örneğiyle gözler önüne sermek gerekiyor. Zaman geç olmadan kendi milli coğrafyamızı fillerin ayaklarına oyuncak etmeyip, kendi bağımsızlığımızın sembolü olarak dünyaya göstermek gerekmektedir. Bu nedenle Batılı emperyalist zihniyetin neler yaptığını tarih laboratuarında incelemenin tam zamanı. Bir açıdan bakıldığında konu oldukça derinlik kazanıyor. 1990’ların başında çift kutuplu dünya, tek kutba inince Batılı teorisyenler, tarihin sonu tezini ortaya attı. Ancak bu tez 1990’lara gelindiğinde çöktü. 2000’li yıllara gelindiğinde ise yeni bir teze ihtiyaç vardı, Irak’ın işgalini sosyal anlamda meşrulaştıran bu tez, medeniyetler çatışması olarak sunuldu.
Refah kaynakları bunalıma girince
Sorun tezlerin ortaya koydukları değil. Sorun, Batının sosyal tarihinin ve refah kaynaklarının bunalıma girmesiydi. Bu anlamda yeni sömürü tezi oluşturulması gerekiyordu. Ortak düşman Batının teröriste ve batıya yönelen terör eylemleri olunca küreselleşme, yeni dünya düzeni ile birlikte yeni bir teze dönüldü. Şimdi bu tez üzerinden Batı emperyalizmi yeni sosyal ve siyasal işgallerini meşrulaştırmak peşinde. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de önce petrol kanunu tartışıldı. Petrol kanunu ülke kazanımlarının yurt dışına transferi noktasında yabancılara önemli imtiyazlar vermişti. Geldiğimiz noktada ise en çok tartışılan konu Maden Kanunu olacaktır. Maden Kanunu üzerinde bu kadar oynama yapılmasının nedeni, yeni imtiyazların önünü açmak amacındadır. Bunun nasıl bir sosyal tepki doğuracağı henüz kestirilemezken, çalışmalar sessizce yürütülmek istenmektedir. Türkiye’nin kaynakları bu yol üzerinden geleceğin teknolojik hammaddesi olarak Batılı ülkelerin refahına aktarılmak istenmektedir. Son yıllarda Batının Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermesi ve sürekli olarak AB müzakerelerinde Ar-Ge üzerinde durmasının asıl amaçlarından bir tanesi de budur. Hem ortaya çıkacak sonuçları, hem de ülkenin kaynaklarını tıkanan batı toplumlarının hizmetine sunmak istemektedirler. Bu noktada tarihsel sürecin analizi bir kez daha önem kazanmaktadır.  Filler çimenleri bir kez daha ezmek istemektedir. Gelinen noktanın ana fikri temelde budur.
Rant kaynağı uluslar
Bir anayasası yani kuralları ve tanımlanmış bir amacı olmayan ve sözde gönüllü birliğe dayalı bir örgüt olarak tanımlanan İngiliz Uluslar Topluluğu’nun üyeleri, topluluktan ayrılmakta ve kendi siyasetini izlemekte özgür ve her birinin kendi dış politikası var.
İngiltere, topluluk içinde etkili tek üyedir. Bazı topluluk üyeleri, İngiltere’yi “Ana Ülke” olarak kabul ederler. İngiltere’nin istek ve tavsiyeleri koşulsuz uygulanır. İngiltere Kraliçesi, topluluğu bir arada tutan ek resmi bağdır. Bütün üye ülkelerce bu topluluğun başkanı olarak tanınır. Aynı zamanda aralarında Avustralya, Barbados, Kanada, Fiji, Jamaika, Mauritius ve Yeni Zelanda’nın bulunduğu 18 üye ülkenin devlet başkanıdır. Kraliçe bu ülkelerde, ülke hükümetinin önerisiyle atanan Genel Valilerce temsil edilir.
Hammaddeler şirketlerin kontrolünde
Eskiden İngiltere, koloni ve sömürgelerinden temel hammaddeleri çok ucuza sağlıyordu. Şimdilerde İngiltere merkezli çok uluslu şirketler bu üstünlüğe sahip. Gana’nın kakaosu, Jamaika’nın şekeri, Uganda’nın kahvesi ve Kanada’nın buğdayı. Bu ülkelerin tamamı sözde bağımsızlıktan sonra ekonominin tek bir tarımsal ürüne ya da tek yer altı kaynağına bağımlılığını kıramadılar. Başlangıçta İngiltere ve İngiliz şirketleri ilerleyen zamanlarda Anglo - Amerikan şirketler ve İngiltere, Amerika bu bağımlılığın kırılmasının önünde ciddi bir engel olarak bulundular. İngiltere, Avrupa Ekonomik topluluğu’na üye olunca dış ticaretini daha çok Avrupa’yla yapmaya başlamakla birlikte, Uluslar Topluluğu ile ranta dayalı eski ticari ilişkileri özellikle hammaddede ihtiyacı açısından daha da gelişti. Örneğin, Uluslar topluluğu’na üye ülkelerde, petrol, gaz ve kömür gibi enerji hammadde kaynakları tamamen Royal Duch Shell, British Petroleum, Hanson Trust Enron gibi, hububat gıda maddeleri ziraati ve üretimi ; Archer Daniels Midlandt, Unilever, Grand metropolitan, Cargill, Cadbury Continental, Bunge&Bom, Louis Dreyfus, ADM - Töpfer, Andre, Quaker Oats gibi, petrol gaz kömür gibi enerji hammaddeleri dışında kalan tüm maden kaynakları; Anglo American, Rio Tinto, Barric Gold, Newmont Mining, Brascan Noranda, N.M. Rothschid... gibi, şeker, kakao, kahve ziraati ve üretimi ; Nestle, Tate & Lyle, Cadbury gibi İngiltere merkezli ya da Anglo Amerikan çok uluslu şirketlerin kontrolü altında bulunmaktadır.
İhanet kartelinin amansız ağları
Uluslar topluluğuna üye ülkelerde, İngiliz ya da Anglo Amerikan şirketlerin dışında maden işletmeciliği yapan bir başka şirkete rastlamak olası değildir. Mahalli, özel ya da kamu şirketleri de bu çok uluslu şirketlere hizmet etmekten başka bir iş yapmazlar. Mahalli şirketlerin isimleri uluslararası pazarlarda Avrupa ve ABD sanayi işletmelerinde bilinmez. Aşağıda bazı uluslar topluluğu üyesi ülkeler ve maden kaynakları ile bunların mülkiyetini elinde bulunduran şirketler görülmektedir. İşte değerli yazar Mustafa Çınkı’nın aktardığı bu tarihsel öykü sömürü imparatorluğunun nasıl çalıştığını açıkça ortaya koymaktadır. Çınkı’nın verilere
dayandırarak ortaya koyduğu bu tarihsel tablo aslında günümüzde de hiçbir şeyin değişmediğini göstermektedir. Bu yazı dizisine yazardan alıntı yapmamızın tek nedeni de budur.
Batının sömürü şifreleri
Bu sömürü süreci Batılı ülkelerin teknolojik yeterliliğine rağmen, aslında ne kadar acımasız ve ne kadar gözü dönmüş olduğunu da gösteriyor. Türkiye’yi ve doğal kaynaklarını içine alacak bu ağ, ülkemizin ve milletimizin bütünlüğünü şiddet dâhil, her türlü yolla nasıl yok etmek istediklerinin, demokrasi ve gelişmişlik adına ülkemize dayattıklarının esas şifreleri bu kısa tarihsel örnekte yatmakta. Batının sömürü şifrelerini ancak bu şekilde tarihsel düzlemde tartışarak çözebiliriz. Bu örnekler bize gelecek için önemli ölçüde gerekli olacaktır, Sömürünün değerlerimizi, varlıklarımızı yok ettiği bir noktada nasıl yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu, Anadolu coğrafyasından nasıl atılmak istendiğimizi ancak önce değerlerimizin sömürüleceği tehlikesini ileriki bölümlerde yazmaya devam edeceğiz.
Dün olduğu gibi bugün de birer sömürge olan ekonomi yeni tarım ve madenciliğe dayalı İngiliz uluslar topluluğuna dahil ülkeler
ÜLKELER                             YÜZÖLÇÜMÜ
                                             (/KM2)
1- Antiqua ve Barbuda      442
2- Avustralya                  7.682.300
3- Bangladeş                   143.998
4- Barbados                    430
5- Belize                        22.965
6- Botsvana                   581.987
7- Brunei Darussalam        5.765
8- Kamerun                    457.440
9- Kanada                      9.970.610
10- G.Kıbrıs                    5.896
11- Dominik                    750
12- Fiji Adaları                18.274
13- Nauru                      21
14- Yeni Zelanda            267.880
15- Nijerya                    923.768
16- Pakistan                  796.100
17- Papua Yeni Gine        462.840
18- Samoa                    2.832
19- Seyşeller                 453
20- Sierra Leone            71.740
21- Singapur                 618
22- Solomon Adaları       27.566
23- Güney Afrika           1.123.226
24- Sri Lanka                65.610
ARAŞTIRMA
Macit SOYDAN
Fatih ERBOZ
Önsel ÜNAL
Sümeyra YILMAZ



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


"ÖNCE KENDİ ÇOCUKLARIMIZI KORUYUN!"

ERGENEKON HAKİMİ İSYAN ETTİ!

BAYKAL,KCK İDDİANAMESİNDE!
»  ŞANLIURFA'DA KORKUNÇ KAZA
»  "YOLDAN BAŞKA NE YAPTINIZ?"SORUSU ŞOK ETTİ!
»  CÜBBE VE KEP PARASI ÖDEMEYENE TÖRENDE YOK
»  CÜBBE VE KEP PARASI ÖDEMEYENE TÖRENDE YOK
»  "YARGI HUKUK DİYE DİYE BASKI ALTINA ALINIYOR"
»  KÜSTAH KEDİ..!
»  "RECEP BEY'İN DÜZENİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ"
»  ECONOMIST: "TÜRKİYE DÜNYADAKİ YERİNİ TEKRAR DÜŞÜNÜYOR"
»  75 KİŞİYE, TBMM ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ!
»  ÖNDER SAV: "BEN BU GÖREVDE VEKALETEN DURUYORUM"
»  AKP'Lİ ÇELİK'İ KIZDIRAN SORU!
»  "HELAL SÜT EMMİŞLERİ CHP ÇATISI ALTINA BEKLİYORUM"
»  GAY KARAKTERİ CANLANDIRDI, İŞİNDEN OLDU!
»  FLAŞ.. OSMAN BAYDEMİR'E 36.5YIL HAPİS İSTEMİ
»  DEPREM HASARLI EVİNİ VER TOKİ'DEN YENİSİNİ AL!
»  "HAYATTA 3 KİŞİNİN ELİNİ ÖPECEKSİN"
»  ŞEMDİNLİ'DE AMANSIZ TAKİP!
»  BAKAN AKDAĞ'DAN OLAY YARATACAK SÖZLER!
»  "YA DÜZELT,YA DA GİT"
»  "BU ÜLKEDE BAZI KARANLIK KULAKLAR VAR"
»  "SEÇİM BARAJI ADALETLİ OLMALI"
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.