Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3943
EURO
34,7877
IMKB
10.209,000
ALTIN
2.396,980
 
Hava Durumu ANKARA
11 / 17 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
UYKULARIMIZDA GÜZELLİKLER İÇİNDE HUZUR BULACAK ..
 Deniz Özgür 10 Haziran 2011 Cuma  
Gecenin bir yarısı bu uyku bana ne zaman ve neden düşman oldu diye düşünürken aklıma birden çini iğnesi, kanaviçe ve dantel geldi.. Bizim kuşaktan önce annelerimiz, ninelerimiz ve daha da gerilere gittiğinizde yoğun olarak bir el işi, el emeği dönemi var görürsünüz. Şimdilerde yok.. Varsa da yok denecek kadar az. İstisnai bir durum artık.. Belki de bu yüzden gecenin bir yarısı el işlerine takıldım. Uykum gelsin diye keçi koyun saymayı bırakıp; kanaviçeler, iğne oyaları, çini iğneleri, danteller sayıyorum.. Lise yıllarında bir arkadaşımın ilk işlediği kanaviçe (aynı zamanda sondu) geliyor aklıma.. Mor iplikle işlenmiş bir seccade örneği.. Lisede büyük bir başarı sayılmaz çünkü ninemlere göre geç bile kalınmış sayılır.. İşleyip bitirdiğinde götürüp hediye etmişti evlenecek birine; o zaman tuhaf bulunsa da bu hareketi, bana tuhaf gelmemiş kısmı hiç tanımadığı biriydi.. Kıyametler koparmıştı aile efradı “o senin ilk göz nurun, emeğin, saklar insan” “İyi ya benimse bende verdim” demişti.. Niye anlatıyorum size bunu? Bilmem belki de o günleri özledim. Bizim kuşağın hanımefendilerinde vardır böyle bir el işi deneme dönemi.. Zaman zaman yarım kalsa da eline kasnağı alıp çini iğnesi işleyen ya da milin nasıl tutulacağını öğren iknaları ile başlayıp danteller döktürenler çoktur. Sanırım 1980 kuşağı bu “el işi göz nuru” güzelliklerinin de sonudur.. Yani sonu diyorum çünkü 2000’li yılların çocuklarına “al mil tutmayı öğren” diyemezsiniz. Onlar daha konuşmadan Mouse(fare) tutmayı öğreniyorlar çünkü.. (Ki bu da aslında kötü değildir..) Sakın yanlış anlamayın.. Elbette öğrensinler teknoloji çağının çocukları büyüyor çünkü.. Ben demiyorum hadi oturup onlara el işi öğretelim ama sanırım bıçak sırtı bir durum var burada .. Onlara emeğe saygı duymayı öğretelim.. Emek vermeyi öğretelim.. Üretmenin nasıl bir şey olduğunu yeniden hatırlatalım.. Çünkü giderek tüketen ve tükenen bir hale geliyoruz. Ve giderek kayboluyoruz. Ve buna sebep yine biziz… Nerden nereye atladın diyeceksiniz belki ama bu bıçak sırtı duruma neden takıldığımı ifade edebilmek adına size başımdan geçen küçük bir ayrıntıyı anlatacağım izninizle.. Herhangi bir tarihte Ankara’da kurulan bir fuarda bir arkadaşım stant açmıştı.. Bir yandan karikatür çiziyor, bir yandan yağlı boya resimlerini sergiliyor ve masada ilk çıkan şiir kitabı duruyordu.. Yanına bir baba-oğul yaklaştı. Beş yaşındaki küçük arkadaşın karikatürü çizilecekti ama enerjisi sandalyede hareketsiz oturmak için çok fazlaydı. Ve masada duran şiir kitabına uzandı, sayfalarını yırtarak çevirmeye başladı. Çocuklarla iletişim becerimin gücüne sığınarak elinden kitabı aldım.. Aldım almasına ama minik güzellikle birbirimize gülümserken, babanın “neden aldınız elinden o kitabı çocuğumun” demesiyle irkildim. (Psikologlar her istediklerini yapsınlar diyor ya artık sanırım ondan baba çocuğunun istediğini engellediğimi düşünmüş olmalı oysa ben kitabı yırtmasını engellediğimi sanıyordum.) Suçlanarak evet suçlanarak “ama yırtıyordu” dedim.. “Hayır hanımefendi okuyordu” dedi önce.. “Okumayı biliyor mu” derken? “Bilir bilmez size ne” dedi ve can alıcı cümle geldi “Yırtıyorsa yırtar, parası ne ise öderiz.” “Parası ne ise öderiz” İşte bıçağın en keskin ucu o gün aklımın bir köşesini çizdi ve hala kan sızar inceden.. ………. Tüketirken parasını ödersiniz.. Üretirken paha biçemezsiniz.. Tüketirken aynı zamanda tükenirsiniz.. Üretirken çoğalır birikirsiniz.. …………… Herkesin hayatında bir sandığı ve sandığında biriktirdikleri vardır. (En azından anadan, babadan.. atadan.. kendine emanet kalan bir sandığı olduğu kesin) .... Artık o sandıkların açılma vaktinin geldiğine inanıyorum.. Çünkü içindekiler sararıyor, soluyor.. Emek verilenleri, emek vermeyi ve emek verenlere değer vermeyi yeniden hatırlamamız gerekiyor. Daha da geç kalmadan gün be gün tüketerek yok ettiğimiz değerlerimize yeniden sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için aklımızın köşesinde gizli kalan sandıklarımızı açalım lütfen.. Ve bakalım içinde neler var.. Ve neleri kurtarabiliriz.. Ne kadar kurtarırsak o kadar yarar.. Kurtardıklarımızı birleştirip çocuklarımıza emanet etmek için o bize emanet edilen sandıkları dökme vaktidir.. Hep birlikte başarabiliriz bunu.. ……. Hayatı incelikle işleyerek, Dokuduğumuz her günün içinden incelikle geçerek Ele ele büyütebiliriz güzellikleri.. Çünkü “DÜNYAYI GÜZELLİK KURTARACAK” Sevgiyle… [email protected]
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.