14.50: 1991 yılı yani Körfez Harekatı’ndan önce bitme tükenme noktasına gelen PKK, bu tarihten sonra yine güçlendi.
Size bazı rakamlar vermek istiyorum:
1992 496 şehit
1993 538 şehit
1994 867 şehit
1995 615 şehit
Yakın zamana gelirsek
2005 92 şehit
2006 86 şehit
2007 13 şehit
Sadece dört ayda 13 şehit verdik bunları zaten 10’u da geçen üç gün içinde verildi.
14.56:
Terörle mücadelede 6 esas vardır.
1- Siyasi ve askeri kararlılık
2- İşbirlikçilerin etkisiz hale getirilmesi
Teröristi besleyen onlardır. Ve bunlar halkın içinde yaşar. Yani TSK’nın etki alanı dışında faaliyet gösteriyor.
3- Psikolojik harekat
4- Dış desteğin kesilmesi
Hem siyasi hem de maddi olarak
5- Kazanma ümidinin ortadan kaldırılması
Maalesef yurt içindeki partiden ve Avrupa’dan gelen açıklamalar bu ümidi besliyor
6- Güvenlik güçlerinin yasal yetkileri
Örneğin yasalar teröristin yer göstermesini zorlaştırıyor
14.57: Daha önceki bir konuşmamda "Teröristlerin Meclis'teki uzantıları" diye bir ifade kullanmıştım. Öncelikle belirtmeliyim ki bu ifade yanlış anlaşıldı. Halbuki dipnottan kimi kastettiğim anlaşılıyordu. Biz teröristlerin emeklilik haklarının olmasına katlanamıyoruz.
14.59: Türkiye İkinci Körfez Savaşı’ndan zararlı çıktı. Çünkü bu savaştan sonra PKK bölgedeki etki alanını genişletti ve güçlendirdi.
- Artık bölgede daha rahat dolaşıyorlar
- Malzeme bolluğu var
- Eskiden TSK ile PKK’ya karşı savaşan KYB onlarla müttefik oldu
Eskiden katırla gittikleri yere şimdi taksi ile gidiyorlar bunun görüntüleri elimizde
KUZEY IRAK'A ASKERİ OPERASYON YAPILMALI
15.04: Süleymaniye Havaalanı’na gittiğiniz zaman sizi Kürt bayrağı, Kürt milli marşı ile karşılarlar. Hatta Merkez Bankası kurdular. Bölgede bağımsız bir yapı kuruluyor.
Sözde liderlerinden biri TSK ile ilgili sözler sarfetti. Bunlara asker olarak ne cevap verilmeli ya da askeri operasyon yapılmalı mı derseniz, evet yapılmalıdır derim
Ancak ortada bir de siyasi irade olmalıdır
Yoksa TSK’nın bunu yapacak gücü vardır
15.12: Atatürkçülüğü eleştiren, bilimsellikten uzak, tescilli TSK karşıtları tarafından hazırlanan raporlar ortaya atılıyor. Hatta bunun AB müktesebatına dayandığını iddia edenler vardır. Bunları savunanlar arasında gençlerimizi yetiştirmekle görevli üniversite öğretim elemanları da var.
İçeriden ve dışarıdan yapılan saldırılara verilen yanıtlar da TSK’nın demokrasiye müdahalesi olarak gösteriliyor.
Bu doğrultuda görüntü ve belgelerde oynayarak medyaya yavaş yavaş servis edilmesi, aksine TSK’nın tüm bireylerinin birbirine bağlanmasına ve Yüce Türk Milleti nezdindeki değerinin artmasına neden olmaktadır.
15.15: TSK’ya saldıran ve eleştirenler hangi batı ülkesinin silahlı kuvvetlerinin böylesi eleştirildiğini söylesin. Yoksa bu eleştiriler sadece TSK’ya yöneltiliyor
15.17: Diğer olay Şemdinli olayı uzun uzun anlatmama gerek yok. Bana yapılan saldırılar benim kişiliğimle alakası yok. Direk TSK’ya yapılmıştır. Dünya hukuk tarihine geçecek bir hukuki cinayet işlendi. Maalesef bu tür kampanyalar faili meçhul olur.
2004- 2006 arasında benzer kampanyalar düzenlendi.
Bir Cumartesi günü 15 binin üzerinde insana SMS atıldı. Başka bir gün daha da fazla
Genelkurmay’ın önünde sahte belgeleri gazetecilere dağıttılar. Olayları TSK ile bağdaştırmak için yaptılar. Sızdırılan belgelerle ilgili ne sonuç çıktı ortaya.
15.22: Askerliğini bitirmiş bir asteğmen andıç olayıyla ilgili savcı tarafından tutuklandı.
Andıç karargah içi çalışmadır. Ve basına sızan gerçekten taslaktır.
TSK’da akreditasyon çalışması vardır. Şimdi sizin aranızda terör örgütünü destekleyen bir gazetecinin oturmasını kabul edemeyiz
Bazı dinci gazeteler, Türk subayları cumanın hangi gün kılındığını bilmez diye yazıyor. Bunu yazan da disiplinsizlik nedeniyle TSK’dan atılan bir binbaşı. Şimdi biz bu adamlarla nasıl çalışalım. Tüm basın mensupları kendilerini bize beğendirmek zorunda değil. Ama bizim için önemli olan haberin doğru olup olmadığı…
Ben asker yanlısı ya da asker karşıtı sınıflandırmasını asla kabul etmem
GENELKURMAY ARŞİVİNDE DARBE PLANLARIYLA İLGİLİ GÜNLÜK YOK
15.25: Günlük konusuna gelince haftalık bir dergimizde eski Kuvvet komutanımıza ait olduğu söylenen bir günlük yayınlandı. Şimdi bu günlükleri dergide okuduğumuz zaman şunu sormadan edemedik: “İyi de doğru mu bunlar?”
Şimdi ben bilgisayarın başına geçip bir şeyler yazsam ve Murat Yetkin’in günlüğüdür desem. İçine de kötü kötü şeyler yazsam
Günlüğü yayınlayan derginin yönetmeni bir röportajında günlüğün aynısının Genelkurmay Arşivi’nde olduğunu iddia etti. Bütün arşivi tarattım. Darbe planlarının yazıldığı söylenen günlükle ilgili ne bir yazışma ne de bir belge yok.
CUMHURBAŞKANI DEĞERLERİ SÖZDE DEĞİL ÖZDE BENİMSEMELİ
15.36: Sonralara hiç girmedim. Soranlara sizinle konuşmam dedim. Şimdi bir husus belirtiyorum TSK’yı Türk milleti yakından tanıyor. Cumhuriyet ve laiklik ilkelerine bağlılığımızı herkes biliyor. Saymaya gerek yok. Tabii bir diğer önemli husus seçilecek Cumhurbaşkanı TSK’nın başkomutanı olacaktır. Bu nedenle hem cumhurbaşkanımız hem de başkomutanımız seçilecek
Bu yüzden de seçilecek cumhurbaşkanının Cumhuriyetin temel değerlerine, Anayasadaki laik ve demokratik değerlere, üniter devletin değerlerine bağlı, ama bunları sözde değil özde benimseyen bir cumhurbaşkanının seçileceğini biliyoruz
ABD'YE KÜRT MESAJI
15.51 Barzani’nin açıklamalarını çok seviyesiz buluyorum.
Ancak ben söyleyene değil söyletene bakıyorum.
Irak’taki duruma bakıyorum böyle devlet olmaz. Bu devlet bölünürse üçe bölünür.
Bugün parlamentoya bir saldırı yapıldı. Bunlar artarak devam edecek.
Bu üç grubun bir arada yaşaması imkansız hale geldi. Çünkü araya kan girdi.
Irak’taki diğer gruplar Kürtlerin ABD’nin maşası olduğunu düşünüyor.
Kısa vadede orada bir çözüm olacağını sanmıyorum