İşte Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmelerinden satırbaşları: Yapılan Anayasa değişikliklerinin Türkiye’nin demokrasinin önünü açmadığını, yargıyı yürütmenin emrine verdiğini düşünerek başvurduk. Anayasa Mahkemesi, geçmişteki içtihatlarına bağlı kalarak bu kararı vermiştir. Karar pek çok çevrede tartışılmıştır.Biz Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olduğuna inanan bir siyasal partiyiz. Tarihe baktığımızda siyasallaşan yargının topluma ağır bedeller ödettiğini biliyoruz. Bu toplumun vicdanını karartmıştır. O nedenle demokrasiyi, güçler ayrılığını getirelim derken, yargının siyasallaşmamasına özen gösteren bir partisiyiz. Yargıç oturduğu koltuğun hakkını vermeli ve verdiği karar kamu vicdanında kabul görmelidir.  

KARAR BİZİ TATMİN ETMEDİ

Biz Anayasa Mahkemesi’nin kararının bizi tatmin etmediğini biliyoruz. İptal kararından sonra bile güçler ayrılığı ilkesinin tehlikede olduğunu biliyoruz. Cumhuriyet savcısı Adalet Bakanı’nın emrine sokulmuştur. Siz vatandaş olarak savcıyı Adalet Bakanlığı’na şikayet ettiğinizde, 'bakanlık ben izin vermiyorum' dediği an itiraz edecek başka bir mercii kalmamaktadır. Bir üst mahkemeye gitme hakkı dahi elimizden alınmıştır. O yüzden değişiklikleri uygun görmüyoruz.

12 EYLÜL'DE HAYIR DİYECEĞİZ

12 Eylül değişikliklerinin bir uzantısı olarak gördüğümüz bu Anayasa değişikliklerine hayır diyeceğiz. Kuşkusuz biz 12 Eylül Anayasa’sının eksikliklerini biliyoruz. Daha çağdaş bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğunu biliyoruz.

YENİ BİR ANAYASA YAPACAĞIZ

Onun için yeni parlamentoda seçimlerden sonra yeni bir anayasa yapma sözü ve teminatı veriyoruz.

YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ

Her bir bireyin bir görevi var. Toplumu aydınlatmalıyız. Biz sadece anayasa değişikliklerine kilitlenmeyeceğiz. Bizim içimiz neyse dışımızda o. Dilimizde ne söylüyorsak, onu yapıyoruz. Biz YÖK’ü, önce YÖK’te reform yapacağız deyip, sonra YÖK’ü ele geçirdikten sonra onu unutanlardan değiliz. Biz YÖK’ü kaldıracağız diyorsak, bunun teminatını veriyorsak bunu yapacağız. Biz YÖK’ü üniversiteler üzerinde baskı olarak kullanan bir araç olarak görmeyeceğiz. Bir ülkenin üniversiteleri susmuşsa, o ülkede demokrasi askıya alınmıştır.

“HAYIR DA HAYIR VARDIR”

Bugün geldiğimiz noktada, hak adalet demokrasi özgürlük diyenler, sokakta şu soruyu sorsunlar: “Sen telefonla konuşurken, dinleme kaygısı yaşıyor musun, yaşamıyor musun” biz gerçek demokrasi, gerçek bir anayasa değişikliğiyle dolduracağız. 12 Eylülde, 12 Eylül düşüncelerinin ürünü olan, bir değişikliğe toplum olarak aydınlar olarak dürüst insanlar olarak, topluma karşı sorumluluk hisseden her yurttaşın hayır demesini bekliyoruz. Halkımızın söylediği güzel bir laf vardır: “Hayır da hayır vardır”