|
 |
 |
|
DOLAR |
40,8467 |
 |
|
 |
EURO |
47,6327 |
 |
|
 |
IMKB |
10.825,000 |
 |
|
 |
ALTIN |
4.381,740 |
 |
|
|
|
Şehir Seçimi

|
|
|
|
|
 |
|
|
|
 |
|
"BAŞBAKAN SAHTE KABADAYI"
|
 |
 |
 |
|
|
DSP Genel Başkanı Sezer, Erdoğan’ın diplomasi gereken yerde siyaset, siyaset gereken yerde diplomatlık yapmasını eleştirirken, “Dik durması gerektiği yerde dik duramadığı için hepimizin utanmasına vesile oluyor. Sonra da bir tartışmada aciz ve etkisiz insanlara kabadayılık yapıp, bu kabadayılığı Amerika karşısındaki boynu büküklüğün yerine ikame etmemizi istiyor” dedi. |
|
|
 |
|
|
|
|
 |
DSP Genel Başkanı Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her konuda kafa karışıklığı yaşadığını ve Türk insanını utandırdığını söyledi. Seçim çalışmaları için Eskişehir’de bulunan Sezer, Odunpazarı Meydanı’ndaki mitingde konuştu. Mitinge, DSP Genel Sekreter Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mustafa Vural, DSP Genel Sekreter Yardımcısı Tufan Bural, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı ve DSP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen de katıldı. BABA OCAĞIMDA MUTLUYUM “Biz Eskişehir’le gurur duyuyoruz” dövizleri taşıyan vatandaşlar tarafından karşılanan Sezer için miting meydanında “Başbakan Sezer” sloganları atıldı. Coşkuyla karşılanan Sezer, konuşmasına “Bilirsiniz ki, baba ocağının verdiği güven duygusu başka hiçbir yerdekine benzemez. Baba ocağımda olduğum için mutluyum. Başka hiçbir sıcaklık, eski dostların sıcaklığının yerini tutmaz. Eski dostların arasında olduğum için mutluyum. Ama hepsinden önemlisi, çölde bir vahayı andıran Eskişehir’de olmaktan dolayı mutluyum” sözleriyle başladı. Yıllardır Türkiye’nin her yerini karış karış gezdiğini ifade eden Sezer, “Türkiye’nin halini, şehirlerimizin halini gördükçe içim yanıyor. Elbette içi yanan sadece ben değilim. Türkiye’nin halini, hızla kasabalaşan şehirlerimizin halini gördükçe sizin de içiniz yanmıyor mu? Herkesin içi yanmıyor mu?” diye sordu. ESKİŞEHİR BİR MÜCEVHER GİBİ PARLIYOR Sezer, Eskişehirlilerin “bütün şehirleri hızla kasabalaşan Türkiye’nin” şanslı insanları olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: “Eskişehir, hızla çölleşen Türkiye’de bir vaha gibi, herkesin imrenerek, kıskanarak seyrettiği bir mücevher gibi parlıyor. Bu işi siz başardığınız için sizlerle gurur duyuyorum. Bu işi başaran sizlerin hemşehrisi olduğum için gurur duyuyorum. Eserinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Bu eseri meydana getirirken size başkanlık yapan, bütün Türkiye’ye bir başkanın nasıl olması gerektiği konusunda örnek olan sevgili Hocamız Yılmaz Büyükerşen’le ne kadar gurur duysanız azdır. Sayın Büyükerşen, Eskişehir’in Başkanı olarak seçildiği 10 yıl öncesinden bugüne kadar, Demokratik Sol Parti’den bir tek taleple karşılaşmadı. Demokratik Sol Partili hiçbir milletvekili, hiçbir bakan Hoca’yı arayıp ‘Şu yakınımı, şu seçmenimi şuraya yerleştiriverin’ demedi. Kimse ‘Şu müteahhit bize yakındır, ona da bir ihale ayarlayıverseniz’ diye ricada bulunmadı. ‘Kimse için torpil istemedik, hiçbir ihale için ricada bulunmadık diye de övünülür mü?’ diye düşündüğünüzü biliyorum. Normal olan torpil istememek, ihale için aracılık etmemektir. Normal olan, genel merkezlerin ve partililerin belediyelerden taleplerde bulunmaması, aksine belediyelere yardımcı olmaya çalışmasıdır. Ama hepiniz biliyorsunuz, Türkiye’de işler başka türlü yürüyor ve bütün partilerin belediye başkanları, partililerinin baskısı altında bunalıyor. Bunun tek istisnası DSP’dir.” YANDAŞLARINI KAYIRMAYAN MUMLA ARANIYOR Eskişehir’de 10 yılda imkânsızın başarıldığının altını çizen Sezer, kasvetli ve karamsar bir kasabada bir mucize gerçekleştirildiğini ifade etti. Sezer, Eskişehir’in Türkiye’ye örnek olduğunu kaydetti ve “Bu başarı elbette başta Sayın Büyükerşen olmak üzere sizlerindir. Ama başardığınız işin büyüklüğüne hayranlık duyan bir hemşehriniz olarak, kendime ve Demokratik Sol Parti’ye mütevazı bir pay talep etmemi de anlayışla karşılayacağınızı tahmin ediyorum. Büyük bir pay da talep etmiyorum. Çünkü dürüst ve çalışkan olmak her siyasetçinin zaten sahip olması gereken niteliklerdir. Mensuplarını kayırmamak da her siyasi partinin zaten sahip olması gereken niteliktir. Ama Türkiye öyle bir hale geldi ki, siyasetçinin dürüst ve çalışkan olanı, siyasi partilerin de yandaşlarını kayırmayanı, mumla aranıyor” diye konuştu. BAŞBAKAN SAHTE KABADAYI Mitinge katılan vatandaşlara “Türkiye’nin yaşadığı olumsuzluklardan etkilenmeyen var mı? Yurt dışına çıkması gerektiğinde aşağılanmayan, potansiyel suçlu muamelesi görmeyeniniz var mı? Yaşadığımız krizden az veya çok etkilenmeyeniniz var mı?” sorularını yönelten Sezer, Başbakan’ın Davos’ta “aciz bir moderatöre” ve İsrail’in şaşkın Cumhurbaşkanı’na ‘kabadayılık’ yapmakla övünmesini eleştirdi. Erdoğan’ın Davos’ta maruz kaldığı davranışı kimsenin içine sindirmesinin mümkün olmayacağını kaydeden Sezer, şöyle devam etti: “Ama soruyorum size, yıllardır yüreğimizi sıkıştıran, bizleri bu kadar küçük bir sembolik çıkışa bile hasret kılan kimdi? Amerikalıların yıllardır yanı başımızda, daha düne kadar bizim olan topraklarda işlediği insanlık suçlarına sessiz kalan, bizi de sessiz kalmaya mahkûm eden kimdi? Sayın Erdoğan’a haksızlık yaptığımı düşünenler olabilir. Onlara şunu sormak isterim: Eğer 2002’den bu yana AKP değil de başka bir parti iktidarda olsaydı, meselâ DSP iktidarda olsaydı, Irak’ta meydana gelen her zulümde hep birlikte meydanlara dökülüp protesto etmeyecek miydik? Daha önce Bosna’da, yaşananlara tepkimizi gösterdiğimiz gibi, milletçe tepkimizi göstermeyecek miydik? Irak’ta olanları içimiz yana yana seyrederken bizi tepkisizliğe mahkûm eden AKP değil mi? Sayın Erdoğan Gazze konusundaki hassasiyetini Irak’ta katliam yapılırken neden esirgedi?” ABD KARŞISINDA BOYNU BÜKÜK Sezer, Erdoğan’ın diplomasi gereken yerde siyaset, siyaset gereken yerde diplomatlık yaptığını anlattı ve “Dik durması gerektiği yerde dik duramadığı için hepimizin utanmasına sebep oluyor. Sonra da bir tartışmada aciz ve etkisiz insanlara kabadayılık yapıp, bu kabadayılığı Amerika karşısındaki boynu büküklüğün yerine ikame etmemizi istiyor” diye konuştu. Erdoğan’ın her konuda kafa karışıklığı yaşadığının altını çizen Sezer, “Her konuda kendi işinin ne olduğunu unutup, üstüne vazife olmayan işlere talip oluyor” dedi. Sezer, Erdoğan’ın, AKP’nin Eskişehir mitinginde yaptığı konuşmada “ahlâk hocalığına soyunduğunu” ifade etti ve Erdoğan’ın, kredi kartı borçluları için ‘Dürüst bulmuyorum’ şeklindeki sözlerini eleştirdi. DSP Genel Başkanı, “Aranızda krizden az veya çok etkilenmeyen var mı? Geleceğe ümitle bakabilen var mı? Kredi kartı borcu olmayan var mı? Peki, bu kriz sizin eseriniz mi? Kredi kartı borçlarınız sizin eseriniz mi? Sayın Erdoğan sizlere dürüst gözüyle bakamayacağını ilan etti. Siz dürüst değil misiniz?” sorularını yöneltti. AHLÂKMETREYLE MİLLETİN AHLAKINI ÖLÇÜYOR Vatandaşlara “Siz Erdoğan’ı dürüst buluyor musunuz?” sorusunu yöneltti ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz memleketin halini anlatıyoruz, memleketin halinin bir göstergesi olarak kredi kartı borçlarının grafiğini gösteriyoruz. O, kredi kartı borçlarının nasıl çığ gibi büyüdüğünü görmüyor. Elindeki ahlâkmetreyle milletin ahlâkını ölçüyor. Sen işine bak Sayın Erdoğan! Sen işini yap! Sen Başbakanlık koltuğunda oturuyorsun, Başbakanlığın gereğini yap. Millete ahlâk dersi vermek senin haddin değil.” Sezer, kriz Kapıkule’den girip Türkiye’nin böğrüne doğru hızla yol alırken, hâlâ, “Kriz teğet geçecek” diyen Başbakan’a, “Kriz geliyor, tedbir alınması gerekiyor” diye uyarıda bulunduğunu anımsattı. Uyarılarını bir yılı aşkın bir süre önce söylediğini kaydeden Sezer, “Uyarılarımızı duymadılar. Tekrar tekrar söyledik. Ancak kabadayı üslubuyla siyaset yapılmasına tiryaki olmuş olan, sizi de bu üsluba tiryaki etmeye çalışan medyamız sesimizi duyurmadığı için, Meclis’teki partilerin genel başkanlarını teker teker ziyaret edip krizin gelmekte olduğunu anlattık” dedi. KRİZ YAPISAL BİR KRİZDİR Krizin Amerika’daki birkaç vurguncunun hadsiz hesapsız kazanma tutkuları yüzünden ortaya çıkmış, sistemin bir çatlağından kaynaklanan bir kriz olmadığının altını çizen Sezer, krizin yapısal bir kriz olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Kriz, talep krizidir. Bu kriz, ‘hele bir pastayı büyütelim’ diye diye ertelenmiş olan bölüşüm probleminin krizidir. Biz kriz uyarısı yapıyoruz, onlar oy alma ümidiyle buzdolabı, çamaşır makinesi dağıtarak krizle mücadele edeceklerini sanıyorlar. Sonra da diyorlar ki, ‘Muhtaç olanlara yardım edilmesinden neden rahatsız oluyorsunuz?’ . Biz muhtaç olanlara yardım edilmesinden rahatsız olmuyoruz, insanlarımızın muhtaç duruma düşürülmesinden rahatsızız. Bu krizin mahiyetini anlamayanların, yakında herkesi, hepimizi muhtaç duruma düşüreceğini biliyor, bundan rahatsız oluyoruz.” Sezer, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin bu krizin geleceğini yıllar öncesinden fark ettiğini ve Eskişehir’in geleceğini planlarken, bu tür krizlere bağışıklığı olan bir Eskişehir yapmak için çok çaba harcadığını anlattı. Sezer, “Eskişehir bu çabalar sayesinde bugün Türkiye’nin örnek şehri oldu” diye konuştu. Türkiye’nin başına neler getirdiğini ve dünyanın başına neler geldiğini fark edemeyenlerin, Eskişehir’de yapılanların neden yapıldığını da anlayamadığını söyleyen Sezer, şöyle devam etti: “Eskişehir hakkında ileri geri konuşuyorlar. Sevgili Büyükerşen bu konuşmalara çok üzüldüğünü söyledi. Bence üzülmemeli. Eskişehir Türkiye’nin incisidir. İncinin kıymetini bilmeyenler, onun zarafetini, güzelliğini idrak edemeyenler ileri geri konuşuyor diye incinin kıymeti eksilir mi?” BÜTÜN ŞEHİRLER İÇİN ÜMİT IŞIĞI YAKTINIZ Sezer, vatandaşların Nevruz Bayramı’nı da kutladı ve “Her gün biraz daha uzun olacak. Gönlünüzü ferah tutun. Artık bahardır” dedi. Vatandaşlardan sandık başına gönüllerini ferah tutarak gitmelerini isteyen Sezer, “Unutmayın ki bütün Türkiye’nin gözü üzerinizde. Bütün Türkiye’nin gönlü sizinle birlikte. Ölmekte olan bütün şehirler için ümit ışığını siz yaktınız, farklı bir şehircilik anlayışını siz filizlendirdiniz. Bu filizi büyüteceğinizden, bir çınar haline getireceğinizden hiç şüphem yok. Hepinizin eline sağlık” diye konuştu. DSP Genel Başkanı, konuşmasının ardından Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediye Başkan Adayı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Ahmet Ataç ve Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Nur Süllü ile birlikte vatandaşları selamladı. Sezer, mitingin ardından Bozüyük’e hareket etti. Öte yandan, tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen’in de bulunduğu miting öncesinde, sanatçı Nükhet Duru şarkı söyledi.
 |
|
|
|
 |
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
 |

Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
 |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
 |
|
 |
Bu kategorideki diğer haberler |

|
|
|
|
|
|
 |
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
|
 |
 |
YAZARLAR |
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
 |
 |
ÇOK YORUMLANANLAR |
|
 |
 |
ANKET |
|
 |
 |
|
|
|
|
 |


 |
Medya
Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden
kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan
haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması
durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır.
Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait
yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz. |
 |
|
|
|