Kazan, "Anayasa Mahkemesi Başkanlığı adına dün yapılan açıklama, hukuk devletini tahribe yönelik bir ibret belgesidir. Ve hukuk devleti konusunda duyarlı olan kesimler için uyarıcı olması gerekir. Bir kere, idari yargıda dava açma süresini değerlendirmek, Anayasa Mahkemesi’nin değil, idari yargının görevidir. Bu gerçeğin böylece bilinmesi gerekir." dedi.
Kazan, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşleri dile getirdi:
"Her türlü eleştiriden rahatsız olan, hepsini susturmaya çalışan siyasal iktidar, dilediğini dilediği gibi yapabilmek için, yargıyı ve dolayısıyla hukuk devletini ayak bağı sayıp ele geçirmek veya saf dışı etmek istiyor. Anayasa değişikliği paketiyle, yargı reformu paketinde ve yargıçlığa kabul girişimlerinde bunun açık örneklerini görüyor ve yaşıyoruz.Son günlerde, Ege Üniversitesi Rektörlüğü’yle ilgili Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına ve Danıştay’ın (5747 sayılı yasaya ilişkin Anayasa Mahkemesi iptal kararına dayalı olan) kapatılan belediyelerin dava açma süreleri ve dolayısıyla seçime katılabilme imkanlarıyla ilgili kararına tepkiler, hukuk devleti konusunda nasıl bir anlayış benimsendiğini gösteriyor.Ege Üniversitesi olayında, koşulları ve kuralları tamam olsun olmasın, biz istediğimizi yaparız / yapmalıyız diyorlar. Hatta, rektörlüğe atanmak için tam gün çalışma koşul ve kuralına uymamayı bile takdir hakkı sayıyorlar. Bu nedenle, İdare Mahkemesi kararına ateş püskürüyorlar.Danıştay kararına karşı da, önce başbakan öfkesini dile getiriyor. 'Danıştay ikinci bir Anayasa Mahkemesi olmuştur' diyor. Hemen ardından, Anayasa Mahkemesi başkanı, inanılmaz biçimde bu öfkeye destek veriyor. Danıştay’ı anayasayı ihlal etmekle suçluyor.Danıştay kararı elbet yanlış bulunabilir, tartışılabilir. Ama, asla Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın açıklamasına konu olamaz"
-"ANAYASA MAHKEMESİ'NİN BÖYLE BİR GÖREVİ YOK"
Kazan, Anayasa Mahkemesi'nin Danıştay'ı suçlayamayacağını vurguladığı yazılı açıklamasında şunları dedi:
"Danıştay, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nca anayasayı ihlal etmekle suçlanamaz. Anayasa Mahkemesi başkanının 'verilen kararın arkasında durmak, kararda ne denilmek istendiğini anlatmak, mahkemenin iradesi dışına çıkılıyorsa, bunu kamuoyuna duyurmak' gibi bir görevi yoktur, olamaz. Haşim Kılıç, bu açıklamayla, başbakana alkış tutarken, hukuk devletinin altını oymuştur. Anayasa Mahkemesi başkanının bu girişimi, başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere, yüksek yargının prestijini düşürüp hukuk devletini tahrip etme girişimidir" diye konuştu.
ANKA