Süleyman Çelebi, "Ancak dosyanın Ankara'dan mahkemeye gelmesi ve yeniden yargılama gecikmemeli. Aksi halde dosyanın ve yargılamanın gecikmesi durumunda DİSK ve Kemal Türkler ailesi, mahkemenin önünde adalet için nöbet tutmaya başlayacaktır. Bilindiği gibi geç gelen adalet değildir" diye konuştu.
DİSK Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına Süleyman Çelebi, Kemal Türkler'in eşi Sabahat Türkler, kızı Nilgün Soydan, torunu Avukat Burç Akpınar ile aralarında DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, DİSK eski Genel Başkanı, Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu'nun da bulunduğu sendika temsilcileri katıldı.
SİS PERDESİ HALA KALDIRILAMADI
Kemal Türkler'in katledilişinin 30. yılında adalet aradıklarını belirten Süleyman Çelebi, "Türkiye'nin 12 Eylül karanlığına gömülmesinde önemli etaplardan biri olan" Kemal Türkler'in katledilmesinin ardındaki sis perdesinin hala kaldırılamadığını vurguladı.
İLK DAVA 1981 SIKIYÖNETİM MAHKEMESİNDE
Şahsın uzun yıllar yurtdışında firari olarak yaşadıktan sonra zamanaşımı süresinin dolmasına az bir zaman kala, Kemal Türkler ailesi avukatlarının uzun çabalarıyla sanık sandalyesine oturtulduğunu söyleyen Süleyman Çelebi şunları söyledi:
"Ünal Osmanağaoğlu hakkında cinayetten tam 16 yıl sonra dava açılmış, sanık 19 yıl sonra yakalanabilmiştir. Kemal Türkler cinayeti ile ilgili ilk dava 1981 yılında Ankara Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde başladı. Bu davada ilk karar 7 Nisan 1987'de çıktı. Abdülsamet Karakuş ve Aydın Eryılmaz adlı tetikçiler Türkler'i öldürmekten 12'şer, olayda kullandıkları aracı gasp etmekten de 20'şer yıl ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. 1999 yılından bu yana Kemal Türkler'in katil zanlısı olarak yargılanan Ünal Osmanağaoğlu'na 2003 ve 2007 yılında verilen iki beraat kararı da Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştur. Yargıtay, Osmanağaoğlu'nun cinayetin planlama aşamasında görev aldığını ve silahla ateş ederek, suça asli fail olarak katıldığına vurgu yaparak beraat kararını bozmuştur. Ancak 2009 yılında Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi bu karara karşı bir üyenin muhalefet şerhiyle direnerek tekrar beraat kararı vermiştir."
GEÇ GELEN ADALET ADALET DEĞİLDİR
Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada birçok usül hatası yapıldığını, sanık Osmanağaoğlu'nun Yargıtay'ın bozma kararından sonra, bozma kararına karşı savunması alınması için bir türlü mahkemeye getirilmediğini ifade eden Çelebi, "Dava kasıtlı olarak uzatılmaya çalışılmıştır. Bu durum, 7 TİP'linin öldürülmesinden de mahkum olmuş bulunan sanığın birtakım güçler tarafından hala korunduğu ve gerçeklerin ortaya çıkmasının ve adaletin engellenmeye çalışıldığı izlenimi vermiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği bozma kararı adalet umutlarımızı yeniden canlandırmıştır. Ancak, dosyanın Ankara'dan mahkemeye gelmesi ve yeniden yargılama geciktirilmemeli, insan haklarına uygun adil bir karar verilmelidir. Aksi halde, dosyanın ve yargılamanın gecikmesi durumunda, DİSK ve Kemal Türkler Ailesi, mahkemenin önünde adalet için nöbet tutmaya başlayacaktır. Bilindiği gibi geç gelen adalet adalet değildir" dedi.
BİZ ARTIK UZATMALARI OYNAMAK İSTEMİYORUZ
Toplantıda söz alan Kemal Türkler'in kızı Nilgün Soydan, 30 yıldır cinayetin aydınlatılması için DİSK ile beraber büyük mücadele verdiklerini belirterek şöyle konuştu:
"Mücadeleden kasıt, yorgunluk bıkkınlık değildir. Ancak sonuçlandırılması gereken bir cinayet davası olduğunu gözler önüne sermek hatırlatmak için buradayız. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda 3 kez beraat ettirildikten sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle bir karar çıkmıştır. Burada mahkemeye dosyanın derhal gelmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Biz artık uzatmaları oynamak istemiyoruz. Bugüne kadar dava `dosyası yandı. Fare yedi'. Bunlar gerçekten mahkeme salonlarında söylenen şeyler. `Sanık hasta getiremedik. Dağa kaçtı. Dağdan getiremedik' gibi gerekçeler istemiyoruz. Biz artık Yargıtay Ceza Genel Kurulu'ndan çıkan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle ilgili dosyanın İstanbul'a ulaşıp ilgili mahkemede görülüp derhal sonlandırılmasını istiyoruz.
BABAMA KATİLİNİN CEZALANDIRILDIĞI SÖYLEMEK İSTİYORUM
Bununla ilgili DİSK camiası ve Türkler ailesi rahatlamış olacaktır. Bu 30 yıldır süre gelen bir rahatsızlıktır. Bu dosya 5 günde vermiyorum. İyi bir el emeğiyle yürüyerek de 3 günde İstanbul'a getirilebilir. Eğer ulaştıramıyorsa biz yanımıza mevcutlu olarak istedikleri şekilde adam versinler, dosyanın buraya ulaşmasını sağlarız. Çünkü bizim artık 22 Temmuz'da babamın mezarı başında 30 anma yılını yaptığımı sırada 1 Mayıs'ta ziyarete gittiğimde '32 yıl sonra 1 Mayıs'ta Taksim'i aldık babacığım'diye haber vermiştim. Belki ters bir orantı var ama gittiğimde babama katilinin yargılanıp cezalandırıldığını söylemek istiyorum."