Duruşmanın kamera ile kayıt altına alınabilmesi için avukatlara mikrofonu alarak konuşmaları bildirildi. İlk sözü alan Başsavcı İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, mikrofonu eline almayı kabul etmeyerek, “47 yıllık avukatım, böyle bir şey görmedim. Ben burada şarkı söylemeyeceğim. Savunma yaparken her iki elimi de kullanmak istiyorum” dedi.

ERZİNCAN'da, ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı uygulamaya koydukları iddiasıyla 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in de aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında Erzurum Özel Yetkili 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

Hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istenen davanın bir numaralı sanığı Orgeneral Saldıray Berk dışındaki tüm sanıklar ve 26 avukat duruşmada hazır bulundu. Avukatı, Orgeneral Berk'in, Kara Kuvvetleri'nce yapılan görevlendirme nedeniyle Ankara'da bulunduğunu belirterek mazeret diyekçesi verdi. Avukatların mahkemenin görevsizlik kararı vermesini istediği duruşmada, Başsavcı Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, duruşmanın kamerayla kaydedilmesi nedeniyle konuşanların eline mikrofon almasına itiraz etti, savunmasında iki elini de kullanacağını belirterek, “Ben burada şarkı söylemeyeceğim” dedi.

Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ‘Ergenekon silahlı terör örgütü lideri’ olarak gösterilen Orgeneral Saldıray Berk’in duruşmaya katılıp katılmayacağı, duruşma saatine kadar belli olmadı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının ifadesini almak için yaptığı iki çağrıya da mazaret göstererek katılmayan Orgeneral Berk’in görevi nedeniyle Ankara'da bulunması nedeniyle duruşmaya katılamadığı belirtildi.

CİHANER KELEPÇESİZ İNDİ

Sabah cezaevinden adliye binasına tutukluları getiren ilk cezaevi nakil aracı saat 08.40’da Adliye Sarayı garajına girdi. Saat 08.50’de aynı yere gelen ikinci araçtan takım elbiseli, beyaz gömlek ve kravatlı olarak Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner kelepçesiz olarak indi. Jandarmalar arasından geçen Cihaner, Adliyeye giriş yaptı.

Çeşitli kentlerden Başsavcı Cihaner’e destek vermek için 20 kadar yakını Adliye Sarayı'na topluca geldi. Adliye Sarayı çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındığı dikkati çekti.

Bugünkü ilk duruşmayı izleyenler arasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe, Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sincan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz da bulundu. Eminağaoğlu, adliyeye girişinde gazetecilere “Yargı parmaklıklar ardında. Adalet sürekli zedeleniyor. Bugün burada yerinde tespit yapmak ve hukukun üstünlüğünü görmek için bulunuyorum” dedi.

MAHKEME 09.45’TE BAŞLADI

Adliye Sarayı'nın beşinci katında Erzincan Ergenekon davası için yeniden düzenlenen duruşma salonuna sanıklar, avukat, izleyici, basın mensupları ve yakınları saat 09.35’ten itibaren alındı ve duruşma saat 09.45’te başladı. Mahkeme heyeti Mustafa Karatay başkanlığında, üyeler Ali Kaya, İsmail Şahin, Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Taner Aksakal’dan oluştu.

Mahkeme heyeti yerini aldıktan sonra duraşmaya geçildi ve sanıkların kimlik tespiti yapıldı.

13 SANIK KATILDI

Başsavcı İlhan Cihaner, albay Recep Gençoğlu, MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir, binbaşı Nedim Ersan, Üsteğmen Ersin Ergut, astsubay Orhan Esirger, astsubay Şenol Bozkurt, MİT personeliKıvılcım Üstel, Sadri Barkın İnce, astsubay Murat Yıldız’ın tutuklu; albay Ali Tapan, Yaşar Baş ve Ahmet Saraçlar’ın tutuksuz olarak katıldığı duruşmada savunmayı 26 avukat üstlendi.

Kimlik tespitinin ardından Mahkeme Başkanı Mustafa Karatay, iddianamenin 5 sayfalık kabul kararını özetleyerek okudu. Daha sonra sanık avukatları, usul yönünden mahkemeyi eleştirdi. Mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini savunan avukatlar, sırayla söz aldı.

KAZAN: ŞARKI SÖYLEMEYECEĞİM

Bu arada duruşmanın kamera ile kayıt altına alınabilmesi için avukatlara mikrofonu alarak konuşmaları bildirildi. İlk sözü alan Başsavcı İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan, mikrofonu eline almayı kabul etmeyerek, “47 yıllık avukatım, böyle bir şey görmedim. Ben burada şarkı söylemeyeceğim. Savunma yaparken her iki elimi de kullanmak istiyorum” dedi.

Mübaşirin tuttuğu mikrofonda konuşan Kazan, müvekkili Cihaner’in bu mahkemede yargılanamayacağını ileri sürdü. Kazan, “Müvekkilim İlhan Cihaner’i sadece Yargıtay yargılayabilir. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı, yetki aşımı nedeniyle HSYK tarafından görevinden alınmıştır. Müvekkilim neden burada yargılanıyor anlamış değilim. Sonuç olarak Hakim üye Ali Kaya ile Sefa Bilen görevsizlik kararı veriyor. Bu konuda mahkeme heyeti ikiye bölünmüş durumda. Bana göre, mahkeme görevsizlik kararı vermeli. Mahkeme, görevde ısrar ederse söyleyeceğim başka bir şey yok. Müvekkilim de kimlik bildiriminden başka bir şey konuşmayacak. Sizden istediğim üç ay içinde hüküm kararı verin, dosyayı Yargıtay’a gönderin. Yetki konusunda kim haklı, kim haksız görelim. Görevden alınan o üçlü burada olsaydı, görevsizlik kararı verecekti” diye konuştu.

SEKRETERİM ARAŞTIRDI

Turgut Kazan, Erzincan’a gelerek bir otelde kaldığı öne sürülen Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen kimlik kaydını, kendi sekreterinin internet üzerinden sorguladığını bildirdi.

Otelde kalan Dursun Çiçek’in yapılan sorgulamada SSK’lı ve 1977 doğumlu olduğunu anımsatan Turgut Kazan, “Benim sekreterim Dursun Çiçek’in o olmadığını ortaya çıkarıyor da kolluk kuvvetleri niye aynı sorgulamayı yapamıyor” dedi.

TANKLARI ERZİNCAN’DA YÜRÜTMEKTEN SAVCI NİYE RAHATSIZ

Duruşmada ikinci sözü Orgeneral Saldıray Berk'in avukatı Zeynel Yüksel aldı. Müvekkilinin, Kara Kuvetleri Komutanlığı'nca görevlendirildiği için Ankara'da bulunması nedeniyle duruşmaya katılamadığını belirten mazeret dilekçesini mahkemeye verdi. İddinamede yer alan tankların geçişiyle ilgili konuşan avukat Zeynel Yüksel, “Tanklar, 2010 Kış Tatbikatı nedeniyle eskort eşliğinde hareket etti. Tankları Erzincan’da yürütmekten, savcı niye rahatsız olsun? Rahatsız olacak biri varsa, o da bölücü terör örgütü olmalı. Ama bu tankların gidişi iddianamede gözdağı olarak geçiyor. Mahkeme görevsizdir. Müvekkilim, mezhep ayırımcılığına karşıdır. Müvekkelim askeri mahkemede yargılanmalıdır” dedi.

İddianamede darbe toplantısından bahsedildiğini kaydeden Zeynel Yüksel, “Sözkonusu toplantı 20 Ekim 2008 tarihinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı talimatıyla düzenlenen bir senminerdir. Seminerde bölücü terör örgütü PKK ile mücadele konusu ele alınmıştır” dedi.

MİT MENSUPLARINDAN İTİRAZ

MİT Bölge Müdürü Şinasi Demir ve iki personelinin savunmasını yapan Avukat Sadullah Kara, MİT yasasınının dikkate alınmadığını öne sürdü.

Tutuklanmalarının yasal dayanağı bulunmadığınıs anlatan Sadullah Kara, müvekkillerinin MİT Müsteşarlığı tarafından kendilerine verilen görevi yerine getirdiğini, bunu da MİT Müsteşarlığının “Biz görevlendirdik” diyerek kabul ettiğini söyledi. Avukat Kara, MİT mensupları, görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı Başbakanlığın izniyle yargılandıklarını anımsattı.

İDDİANAME KES, KOPYALA, YAPIŞTIR

Jandarma Albay Recep Gençoğlu’nun avukatı Talat Saygılı, ortada bir dava bulunmadığını ileri sürdü. Saygılı, “Bu yıllarca sürecek ama neticesini kimse öğrenemeyecek. Mahkemenin yargılayacağı bir dava yok. Başsavcı Vekili, iddianameyi kes, kopyala, yapıştır yaptı. Müvekkilim, yıllarını terörle mücadelede geçirmiştir. Bölücü terör örgütünün hedefi olmuştur. Buna rağmen tüm iletişimi dinlenmiş, her taraf didik didik aranmış, aleyhinde hiçbir maddi delil elde edilmemiştir. İddianamede bir gizli tanık ‘Efe’ var. Onu herkes tanıyor. Hakkında rüşvet ve yolsuzluktan soruşturma açılmış. Efe’nin arkadaşı gizli tanık ‘Munzur’ ile savcı kafa kafaya verip, bu davayı açmışlar. Eylemler ortak olduğu için bu dava Yargıtay’a gönderilmelidir” dedi.

Jandarma Albay Recep Gençoğlu’nun diğer avukatı Erol Halka, “Müvekkilim ifade verirken savcı elini kaldırıp ‘İlhan’ı da Saldıray’ı da Recep seni de alacağım’ diyor. Savcı, müvekkilimi Erzincan’da askeri alanda 45 dakika sorguluyor. Ve sonunda diyor ki, ‘Kuzey nere, güney nere?’ Davanın bu şekilde gelişmesi bizi üzmüştür” diye konuştu.

DURUŞMADA UÇAK SESİ DUYULDU

Erzurum Özel Yetkili 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nda duruşma devam ederken, saat 11.00 sıralarında uçak sesi duyuldu.
Havalimanı yönünden gelen iki jet uçağının Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Adliye Sarayı'nın bulunduğu bölgenin üzerinden geçerek Palandöken Dağına doğru uçtuğu anlaşıldı.

CİHANER MİKROFONU TUTMADI

Kimlik tespiti yapılırken tutuklu Başsavcı İlhan Cihaner, uzatılan mikrofonu eline almadı. Başkan Karatay’ın bir engel olup olmadığı yolundaki sorusuna Cihaner yanıt vermedi. Mübaşirin tuttuğu mikrofona konuşan Cihaner, mesleğini “Cumhuriyet savcısı”, adresini “Erzincan Adliye Lojmanları” olarak yazdırdı. Cihaner, sabıkasının bulunup bulunmadığı sorunusuna ise “yok” dedi.

KONUŞMALARI İKİ HAREKETLİ KAMERA ÇEKTİ

Adliye Sarayının 5’nci katındaki Özel Yetkili 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tüm konuşmalar kameralara kaydedildi. Pencerelerdeki ışık sızdırmaz perdeler, kamera kaydının sağlıklı olmasını sağladı. İki hareketli kamera ilk kez bir duruşmayı kayıt altına aldı ve kim konuşuyorsa onu yakın plan çekti. Konuşmalar, kamera kayıtlarına göre çözülecek ve dava dosyasına konulacak.

CHP’Lİ ÖZDEMİR: KOMİK OYUN OYNANIYOR

Duruşmayı izleyen Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, saat 11.30 sıralarında mola için dışarı çıktı ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun CHP’li üyesi Özdemir “Şu ana kadar Başsavcı İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan ve Orgenaral Saldırday Berk’in avukatı usul ile ilgili itirazda bulundular. Henüz iddianame okunmadı. Buradaki görüntüyü daha önce Silivri’de izlemiştik. Trajikomik bir oyun oynanıyor. Burada hayattan koparılan bir yığın insan bulunuyor” diye konuştu.

Avukatların yetkisizlik kararı ile ilgili görüşlerini açıklamalarının ardından Başsavcı Vekili Taner Aksakal, mahkemenin görevsiz olduğuna ilişkin taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme, saat 12.10’da yemek molası verdi. Duruşma, saat 14.00’te yeniden başlayacak.
Soruşturma kapsamında geçen 16 Mart tarihinde tutuklanan Erzincan'daki Paradise Pastanesi'nin sahibinin oğlu Erdal Erdoğan ise bu iddianamede olmadığı için duruşmaya getirilmedi.