CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasının kamuya acıtan bir dava haline dönüştüğünü söyledi. Hükümeti kastederek, "Baştaki imam ne derse cemaat ona uyar" diyen Kılıçdaroğlu, iktidar partisi ile CHP'nin demokrasi anlayışlarının hiç bir zaman birbirine uymadığını belirtti.

Yalova'da partisinin belediye başkan adayları ile bir araya gelen, Atatürkçü Düşünce Derneği Yalova Şubesi'nin yemeğine katılan CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman suçluların savunucusu olmadıklarını söyledi. Ergenekon Davası'nda nihai kararı yargının vereceğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Eğer siz devletin içinde Fethullah Hoca tipi örgütlenmeye gitmişseniz, suçlularla aynı bakılırsa bunu kabul etmiyoruz. Bunu yapanlar Fethullah Hoca tipi örgütlenmenin güçlenmesini isteyenlerdir. Bu ülkede bizim demokrasi anlayışımız ile iktidarınki aynı değil. Kendilerinin alkışlandığı bir demokrasi var. Baştaki imam ne derse cemaat uyar. Burada Mustafa Kemal'in askerlerinin yanında olduğuma inanıyorum. Biz parti olarak sizlerle gurur duyuyoruz. Ergenekon davası kamuyu acıtan bir davadır" dedi.

Daha sonra Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti suçladı. Dünyanın hiçbir yerinde vergi kaçıran bir Maliye Bakanı'na rastlanamayacağını, hükümetle Deniz Feneri Derneği bağlantılarını, Gazze'ye yardımın Kızılay aracılığıyla yapılması gerektiğini ve Kanal 7 dosyasını SPK'nın hasır altı ettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, CHP'nin parti programında yer alan aile sigortasının getireceği faydaları da anlattı. 400 kişilik salonda bulunan yaklaşık 700 kişi nedeniyle izdiham yaşanırken, 500 kişi de salon dışına kurulan ekrandan Kılıçdaroğlu'nu dinledi.

UNAKITANA ÇATTI

Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Unakıtan'a yüklenerek başladığı konuşmasına çeşitli suçlamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bir Kemal Unakıtan klasiği vermek isterim sizlere. Sayın Unakıtan bakan olmadan önce İzmir Foça'da bir yazlık aldı. 15 milyar 600 milyona. Bu arsayı 15 ay sonra 1 trilyon 260 milyara satıyor. Karı 1 trilyon 144 milyar. Kendinize bir sorun. Bu ülkede 18 ayda bir arsanın satışıyla 1 trilyon 144 milyar kar eden bir başka Türkiye vatandaşı var mı? Olur ya kazanabilir, altın madeni çıkmıştır, petrol çıkmıştır olabilir. Ama biz ona daha masum bir soru soruyoruz. Acaba 18 ayda bu kadar para kazanırken vergisini ödedin mi? Ama şu ana kadar 'tık' yok. Kendisinden cevap veremiyor ve bu kişi Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı. Çıkıp televizyona `Ey mükellefler verginizi zamanında ödeyin' diyor. E sen ödedin mi kardeşim? Bunu dünyanın hiçbir ülkesinde göremezsiniz. İster Japonya'yı, Uganda'yı, ister Şili'yi, Brezilya'yı örnek alabilirsiniz. Ama başka bir yerde, demokrasi olsun ya da olmasın bunu göremezsiniz. Naylon fatura düzenlemekten ve kullanmaktan sabıkası olan birini bakan olarak göremezsiniz. Naylon fatura niçin düzenlenir, vergi kaçırmak için. Ben eski maliyeciyim gayet iyi bilirim. Ve naylon fatura düzenlemekten ve kullanmaktan yargılanan bir insan o ülkede Maliye Bakanı olursa, o ülkede geniş kitleleri, o ülkenin sivil toplum kuruluşları, sanayi ve ticaret odaları, o ülkenin TÜSİAD'ı itiraz etmezse, o ülkede başka bir sorun vardır. O ülkede akıl tutulması vardır. Biz kendi ülkemizde böyle bir sistem yaratıyorsak, o ülkede biat kültürü var demektir. Biat kültürünü yıkmak zorundayız."

Konuşmasında Deniz Feneri davasını hükümetin hasır altı etmek istediğini belirten Kılıçdardoğu, Gazze'ye yardım için toplanan paraların ve yardımların muhtaç olanlara Kızılay eliyle ulaştırılmasının gerektiğini bildirdi. "Bu konuda ortak tepki gösterelim" diyen Kılıçdaroğlu, "Ama yardım yapacaksak 100 yıllık Kızılay'ımız var. Gazze'ye Kızılay TIR'ları ilk yardımı götüren kuruluş. Yardımlarımızı Kızılay aracılığı ile yapalım. Bu tür kuruluşlara, bizim paramızı alıp han hamam yaptıranlara prim vermeyelim" diye konuştu.
Süheyla GÖZDERELİLER/YALOVA,