Arınç, "CHP'de yaşanan tüzük tartışmasıyla ilgili" soru üzerine, "Bu konuya hiç kafa yormuyoruz. Çünkü bu bir partinin kendi iç meselesidir. Yani bugünkü karikatürlere ve haberlere bakılırsa CHP'nin kendi içindeki bu sorunla başının dertte olduğu görülüyor. Özellikle bugün bütün gazetelerdeki karikatürleri takip ettim. Sizler de gazetecisiniz, lütfen bugün onlara bakın. Yani bu karikatürler CHP'nin bugün kendi iç bunalımını çok güzel çizmiş. Ben bir değerlendirme yapmayacağım. Yani bu partinin kendi içerisinde karşı karşıya kaldığı bir sorundur. Sanıyorum kendi parti iç dinamikleriyle bu konuda çalışmalar yapılacaktır" dedi.
29 Ekim resepsiyonu tartışması
Özyürek'ten yanıtCHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Arınç'ın "Sayın Özyürek çok da ciddiye alınacak bir siyasetçi değil" sözlerine karşılık olarak, "Sayın Kılıçdaroğlu da, ben de ne yapacağımız konusunda Sayın Arınç'tan izin alacak değiliz. Sayın Arınç, benim ciddiye alınacak bir siyasetçi olmadığımı söylemiş. Başbakan Yardımcısı olmasına rağmen 29 Ekim resepsiyonuna bile katılamayacak kadar kendi camiasında dışlanan, her sözü geçtiğinde 'şimdi nasıl bir gaf yapacak' diye merakla beklenen bir siyasetçinin benim ciddiyetim ile ilgili söylediklerinin ciddiye alınacak hiçbir tarafı yok" dedi.
Bülent Arınç, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çankaya Köşkü'ndeki 29 Ekim Resepsiyonu'na katılmamasıyla ilgili, "Sayın Kılıçdaroğlu 'halkla kutlayacağım' diyerek bu toplantıya katılmadığını ifade etti. Elbette böyle bir şey mümkündür, olabilir ama ne yaptığına bakmak lazım. Dolayısıyla halkla kutlama dediği zaman her davete, her resepsiyona giderken bunu dikkate alıyor mu Sayın Genel Başkan" dedi.
Cumhurbaşkanı'nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın hem sahibi hem kutlayıcısı olarak bir davet vermişse bu davete davetli olanların katılıp katılmamasının önemli olduğuna dikkati çeken Arınç, "Sayın Mustafa Özyürek bu konuda konuşacak olanların en sonunda gelir. Çok da ciddiye alınacak bir siyasetçi değil kendisi. Ne diyor, beni kastederek, 'oraya katılmamıştır' diyor. Bunu ben kendim söyledim zaten. O gece 2 bine yakın davetli var, belki 1500'e yakın katılım var. Burada kimin katılıp katılmayacağı, temsil ettiği kurumlara göre değişir. Ben Meclis Başkanı olsaydım mutlaka katılırdım. Nitekim Sayın Mehmet Ali Şahin de katılmıştır. Ben Başbakan olsaydım mutlaka katılırdım. Çünkü hükümeti temsil ediyorum. Sayın Başbakan da katılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'nden birisi katılacaksa o da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Partinin Genel Başkanıdır. Hiç kimse oraya Sayın Özyürek geldi mi, gelmedi mi diye çetele tutmadı, merak da etmedi" dedi.
HES tartışması
Bakan Arınç, bir gazetecinin "Karadeniz'de hidroelektrik santralleri (HES) gündemde. Çevre ve Orman Bakanı da geçtiğimiz günlerde HES'lere karşı çıkanları cinnet geçirmekle suçladı. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, "Sayın Çevre ve Orman Bakanımız bu konuda, aynen arkadaşımızın söylediği ifadeyi mi kullandı bilemiyorum ama biz çevre konusunda hassas insanlarız. Hükümetimiz olarak da bunu büyük bir hassasiyetle takip ediyoruz. Ancak düşünmemiz gereken konu öncelikle Türkiye'nin enerji ihtiyacının sağlanmasıdır. Türkiye gelişen bir endüstriye, sanayiye sahip. Şehirlerimiz büyüyor ve gelişiyor. Dinamik bir yapımız var" diye konuştu.
Elektrik enerjisi üretimi konusunda atılan adımları takdirle karşılamak gerektiğini vurgulayan Arınç, "Ancak bunu yaparken çevreye, doğaya, insana zarar verilmemesi gerekir. Bu konuda çevreci kuruluşların tekliflerini, eleştirilerini, önerilerini büyük bir memnuniyetle karşılarız. Bunları yapanlara teşekkür ederiz ama bazı ideolojik kuruluşlar da var ki, sayıları belki azdır ama kesinlikle ne yapılıp yapılmadığına bakmadan bu konularda sadece aktivist eylemlerde bulunuyorlar. Belki Sayın Bakanın söylemek isteği veya karşısında muhatap aldığı kişiler bunlar olabilir. Yoksa Rize'de, İkizdere'de, Trabzon'da veya bir başka yerde çevreye, insana, doğaya, tabiata zarar verilmesin diye fikrini açıklayan, bu konuda eylem yapan her kuruluşa, her kişiye inanın büyük saygımız var. Çünkü biz bu doğayla birlikteyiz, insan olarak yaşamımızı bu çevrede yapıyoruz, onun temiz kalması da bizim hedefimizdedir" dedi.
Bülent Arınç, bu konuda bazı gazete veya kuruluşların sırf siyasi eleştiride bulunmak amacıyla yaptıkları çalışmaların halkın gözü önünde olduğunu ifade ederek, "Yani Sayın Başbakanımızın çevreye zarar verecek bir işin içerisinde olmasını ve hele hele kendi memleketiyle ilgili böyle bir şeyi görmezden gelmesini kimse bekleyemez" dedi.
Taksim'de terör
Taksim'deki terör saldırısına da değinen Arınç, "Bu tür terörist eylemlerde yapılan açıklamalar, hedef şaşırtma arzuları, bu eylemde kullanılan insanın kimliği, bunların hepsinin bir adli tahkikat sonucunda tamamen ortaya çıkması mümkündür. Yoksa şu andaki açıklamalar hedef şaşırtıcı olabilir. Propaganda amaçlı olabilir, dikkatleri başka yana çekme arzusu olabilir" diye konuştu.
Eylemin terörist bir eylem olduğunu, masum insanların hedef alınarak yapıldığını ve bir canlı bomba eylemi şeklinde tezahür ettiğini ifade eden Arınç, "Tek kişi midir, iki kişi midir, üç kişi midir, nereden gelmişlerdir, hangi amaçla bu eylemi yapmışlardır, kimlerin yönetiminde, direktifiyle bu iş olmuştur, bunların hepsi ortaya çıkarılacaktır. Türk emniyeti ve güvenlik güçlerimiz, daha sonra Türk yargısı eminim bu konunun bütün detaylarıyla açıklandığı ve hem de çok yakın bir zamanda açıklandığı bir güne bizi kavuşturacaktır. Bunu lanetliyoruz." dedi.