Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7663
EURO
43,0683
IMKB
9.747,000
ALTIN
4.022,280
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 20 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
DERİN DEVLET'İN İLGİNÇ ROMANI
DERİN DEVLET İN İLGİNÇ ROMANI
 
Gazeteci-yazar Necdet Pekmezci'nin yazdığı romanın adı; Ergenekon... Roman, Elips Yayınlarından çıktı. Turgut Özal'a düzenlenen suikastten, MHP eski lideri Alparslan Türkeş'in damadının intiharına kadar bir çok konunun üstü kapalı olarak anlatıldığı bir roman..Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Abdullah Çatlı da romanda önemli bir yer tutuyor.
 
9.3.2007 - 14:20

Pekmezci, eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'a düzenlenen suikastten, MHP eski lideri Alparslan Türkeş'in damadının intiharına kadar bir çok konunun üstü kapalı olarak anlatıldığını dile getiriyor. Romanda yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Abdullah Çatlı da önemli bir yer tutuyor..
İşte kitaptan çarpıcı bir bölüm;
Turgut Özal'a düzenlenen suikastten, MHP eski lideri Alparslan Türkeş'in damadının intiharına kadar bir çok konunun üstü kapalı olarak anlatıldığı bir roman..Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Abdullah Çatlı da romanda önemli bir yer tutuyor.
Türkeş'in damadının intiharı 04 / 03 / 2007 16:56
Gazeteci-yazar Necdet Pekmezci'nin yazdığı romanın adı; Ergenekon...
Roman, Elips Yayınlarından çıktı..
Pekmezci, eski Cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'a düzenlenen suikastten, MHP eski lideri Alparslan Türkeş'in damadının intiharına kadar bir çok konunun üstü kapalı olarak anlatıldığını dile getiriyor. Romanda yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Abdullah Çatlı da önemli bir yer tutuyor..
İşte kitaptan çarpıcı bir bölüm;
"Albay emeklisi gecenin karanlığını farlarıyla yaran otomobile bindi, arka koltuğa oturdu. Şoförü de kendi gibi asker emeklisiydi. Kendi gibi başarısız bir ihtilal teşebbüsüne karışmıştı. Kendisinin içinde yer almadığı Harbiyelilerin aldandıkları başarısız bir ihtilal teşebbüsünden sonra, gelip kendisini bulmuş biat etmişti.
Kıdemli astsubay emeklisi Sinan..
Nice badireleri birlikte atlatmışlar, hareketin lideri komitacı bir başka kurmay albay emeklisinin ardına takılmışlardı.
Hareket güçlendikçe, sütre gerisinde kalmıştı, gençliğin ilahıydı ama liderin karşısında esamisi okunmuyordu. Aynı rütbeden emekli oldukları halde beklediği, hakkı olan itibarı bir türlü görmüyordu.
Lider, komitacılara özgü koku alma duygusuyla, her örgütlenmesini, her saldırısını boşa çıkartıyor, kendisini geri püskürtüyordu.
Ülkede iç savaş başlayalı çok olmuştu, lider pasif kalıyordu; silaha bir türlü sarılmıyordu. Emrinde neredeyse bir Ordu kuvveti vardı, ama liderin cesareti yoktu.
Toros dağlarının eteklerinde kurulan kampa katılanları albay emeklisi teker teker seçmişti.
Aranan vasıftaki gençlerin hepsinin sicilleri araştırılmış, Türkiye’nin dört bir yanından toplanan gençlerin geçmişleri, akrabaları, hatta ilkokul ve ortaokuldaki davranışları konularında bilgi edinmişti.
Albaya bu konuda istihbarat işlerinin ustası emekli bir korgeneral yardım etmişti. İstihbarat teşkilatları vasıtasıyla kısa sürede kırk gencin şeceresi, sırrı eline geçmişti. Emekli Paşa, yardım etmek yerine adeta kamp kurma fikrini kendisine tebliğ etmişti.
Emekli albay da bu öneriyi hareketin liderine kabul ettirmişti. Türk gençliğinin maddi ve manevi eğitime ihtiyaç duyuyordu.Üniversiteler kızıl komünistlerin eline geçmiş, hocasıyla talebesiyle son Türk devletini Moskof’a teslim etmek için silaha sarılmıştı.
Savaşta imanı tam neferlere ihtiyaç vardı, komünistlerle aynı dilden konuşacak gençler bir an evvel eğitime alınmalıydı.
Siyasi partilerin gençlik kampı kurmalarının önünde bir mani yoktu. Hareketin lideri de sonunda ikna olmuştu, art arda kamplar açılmaya başlandı.
Albay emeklisi, hareketin liderine söylemese de özellikle Malatya, Erzurum ve Adana’da kurulan kamplara özel bir ilgi gösteriyordu. Kırkar kişilik bu kampların eğitim çalışmalarına fırsat bulduğunda kendisi katılıyor, tekmil alıyor, tekmil veriyor, öldürmeyi, kısacası savaşmayı öğretiyordu.
Üç kamptaki yüz yirmi kişinin içinden de ayrıca kırk kişi seçilecekti.
Bunlardan kendisinin seçeceği biri de Kürşat olacaktı.
Nihal Atsız hareketle yollarını ayıralı çok olmasına rağmen albay rüyasında bile “Bozkurtların Ölümü” ve “Bozkurtların Dirilişi’ni okuyordu. Son Türk devleti, komünist istila karşısında ölüp ölüp diriliyordu.
Komünizmin karla geleceğine inanan albayın, gözüne soğuk kış gecelerinde, bir türlü uyku girmiyordu.
Hareketin lideri ise, ayakların hiçbir zaman baş olamayacağını bilecek kadar komitacılık deneyimine sahipti. İhaneti kanıksamış istihbarat teşkilatlarının dilleri suskun görünse de, sahnedeki aktörlere her daim sufle yapmayı meslek edinmişlerdi.
Bir yandan albay emeklisinin iştahı kabartılıyor, bozkurtlarını cepheye sürmesi için hummalı bir çalışmaya sevk ediyorlar, diğer yandan da hareketin liderine militanların öz geçmişlerini okuyorlardı.
Kamp sorumlusu albay kadar, hareketin lideri albay da gelişmelerden hoşnut oluyordu. Tarih göstermişti ki, yer altı teşkilatları, yaktıkları ateşlerde kendilerini de yakıyorlardı.
Yaktıkları ateş ne kadar büyük olursa olsun, is ve kurum yakanların ellerine yüzlerine o kadar bulaşıyordu.
Emekli albay kampta yarattığı etkiden emin, arka koltuğa gömüldü,asker kaputunun içine sığındı. Şoförüne “ Sür oğlum” dedi..
“Oğlum” diye hitap ettiği astsubay emeklisi Sinan, kendisinden de yaşlıydı. Ama ne yapsın ki alışkanlıklar kolay terk edilmiyordu.
Gece eğitimi, teorik çalışma ile sürecekti, albay emeklisinin tava getirdiği yürekler, kitap sayfaları çevirmek yerine, şarjörlere kurşun sıralamanın hülyasında kaybolup gitmişlerdi.
Dershane olarak kullanılan çadırda binbaşı rütbeli ve İşbora kod adlı militan; “Ülkü” ve “Kızıl Elma”yı anlatıyordu.
“Ülkü kavramı Türkçe olup, Türkler arasında uzun zaman “ Hedef, gayeye varılması, elde edilmesi arzu edilen, düşünce” olarak tarif edilip, anlaşılarak, kullanıla gelinmiş bir kelimedir.
Ayrıca bu kelimenin Türk Milleti’nin istikbalde hedeflediği varılması gereken bir gayeyi temsil ettiği de, anlaşılanlar arasındadır.
Yeryüzünde her milletin gelecekten beklentisi, umudu ve kavuşmayı hedeflediği bir gayesi, bir ülküsü vardır. Yeryüzünde gayesi ve ülküsü olmayan bir millet yoktur. Bakınız, şöyle ki: Bugün İsrail parlamentosunda şu ibare yazılıdır:”Bizim sınırlarımız Fırat ve Dicle Nehirleri’nin doğduğu yerden başlar, Şattü’l Arap (Birleşik Arap Suyu) da biter.
Yunanlılar Megaelo-İdea (Büyük Ülkü/Büyük Ülke) isteğiyle Ege’yi, İstanbul’u u ele geçirerek Bizans yeniden var edilecektir” Ruslar ise çarları Deli Petro’nun İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerinde ayakta duran, elinde beyaz bir güvercin bulunan tablosunu müzelerinde sergilemekte ve:
”Er geç Rus hayal kuşu boğazlardan geçecektir” yazısını altında bulundurarak, isteklerini açıkça belirtmektedirler. Ermeniler “Büyük Armenia/Büyük Ermenistan” kurulacaktır ve “Başkenti Garin/ Erzurum olacaktır.” Türkülerinde ise “Pampa oradan, pampa oradan Türkleri kovacağız Anadolu’dan” diye çalıp oynamaktadırlar.
İngiltere ”Dünya’da düzeni biziz. Gitmediğimiz yerde, denge düzeni kurulamaz” iddiasıyla hareket ederek, petrol bölgelerine inmek ve buralarını ele geçirmek istemektedir. Boğazları ele geçirmek ve İstanbul’a sahip olmak ise en büyük istekleridir.
Fransızların, İngilizlerden geri kalır yanı yoktur.Akdeniz sahillerindehakimiyetkurmaktekisteğidir.
Senelerce bize dost olarak tanıtılan ve görünen, fakat gerçekte en büyük düşmanımız olan olup, fırsat buldukça bize zarar vererekten ve aleyhimizde bulunmaktan çekinmeyen Almanları unutmamak lazımdır.
Almanlar 1.Dünya Savaşı’nda bizleri hile yanlarına çekip savaşa sokarak müttefik oldukları ve itilaf devletleri ile birlikte savaşımıza rağmen, İngilizler bizden Kudüs’ ü alınca, ülkelerinde Hıristiyanlık adına bayram yapmışlardır.
Bu ihanetlerin dışında, istihbarat teşkilatlarının verdiği rapor çerçevesinde Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Orta Doğu petrol bölgelerini ele geçirmek için Münih-İstanbul-Ankara-Diyarbakır-Bağdat-Musul hattını ihtiva eden Bağdat Demiryolu projelerini fırsat bulunca icra safhasına koymaya niyetlenmişlerdir.
Burnumuzun dibinde bulunan ve uzun seneler kuyumuzu kazıp, Anadolu’yu ele geçirmek isteyen İran’ı ve faaliyetlerini de göz ardı etmemek gerekir. Onların “Büyük Medya” arzusu hala içlerinde kor bir alev gibi yanmaktadır.
Suriye’nin ise bugün bastırmış olduğu haritalarında Hatay Vilayetimizi kendi sınırları içinde göstermeleri ilginçtir.
Hal böyle iken, bizim mensubu olduğumuz Büyük Türk Milleti’nin de gelecekten bir beklentisinin olması ve bir ülküye sahip olup, ona hizmet ruhuyla dolu olması, bunu icra safhasına koyacak nitelikte düşünmesi gerekmez mi?
Bugün Türk Milleti’nin şöyle büyük bir ülküsü vardır. Bu ülkü “Vatanın, milletin, bayrağın, hürriyetin, törenin, dilin, adetin, tarihin, dinin korunması, yaşanması, yaşatılması” şeklindedir. Ayrıca milletimizin ilim, irfan, teknik gibi medeniyet sahasına giren sahalarda yükselmesini sağlamak için çalışmayı arzulaması şeklindedir.Gelecekten beklentisi ve istikbalde sahip olacağı ve olması gerekenleri de içinde alacak boyutludur.
Üzerinde yaşadığımız dünyada, her millet bizim aleyhimizde çalışır ve faaliyette bulunurken, istikbalden bir beklenti içindeyken, bizim başıboş ve beklentisiz yaşamamız elbette ki mümkün değildir.
Tarihte ecdadımızın aldığı, fakat düşmanlarımızın elimizden kopardığı “Tarihi Türk Yurtları”nı ve “Dünyanın neresinde bir Müslüman Türk varsa, onun hakkını savununcaya kadar mücadele ve hakimiyet” yine bu milletin ve evlatlarının tek ve vazgeçilmez ülküsü olmalıdır.İla-i Kelimetullah’ı yaymak ve hakim kılmak gerçeği de zihinlerde yer almalı, ön plana geçirilmelidir.
Müslüman Türk’ün dünyaya yayılırken, araya düşmanlarının girmesiyle kopukluk meydana gelen ve bizden ayrılan ırkdaşlarımızın ve dindaşlarımızın varlığını, birliğini ve bir an önce hür ve bağımsız ülkeler topluluğunu katılmalarını sağlamak düşüncesi de hakim olmalıdır.
Düşmanlarımızın ise boş oturmadıklarını ve aleyhimizde faaliyetlerde bulunarak bizi, zaman zaman engellemeye kalkıştıklarını, insanlarımızın zihinlerini bulandırdıklarını, bazılarını ise ele geçirip kendi isteklerini doğrultusunda kullandıklarını bilmek lazımdır. ([1])



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


"ÖNCELİK, KÜRDİSTAN'IN KURULMASINI ENGELLEMEK"

ERDOĞAN'DAN SÖZDE SOYKIRIM'A TEPKİ

KURUSIKI HAPSİ GELİYOR
»  YABANCI DOKTOR BİLMECESİ!
»  TEMPO DERGİSİNİ FENA İŞLETTİLER
»  ALİ COŞKUN'UN KADINLARI ŞOK EDEN FIKRASI
»  BAYDEMİR VE AHMET TÜRK'E SUİKAST ALARMI
»  AİHM'DEN,'ÖCALAN ZEHİRLENDİ'TALEBİNE RET
»  ARINÇ, ''BAYAN CUMHURBAŞKANI NİYE OLMASIN''DEDİ
»  ''BENİ TUZAĞA DÜŞÜRMEYE ÇALIŞMAYIN''
»  RÜŞVETÇİ YARBAY'A 7,5 YIL HAPİS
»  GENEL KURMAY'DAN KADINLAR GÜNÜ AFİŞİ
»  BAŞBAKANLIK'TA ŞÜPHELİ ÇANTA PANİĞİ!
»  AKDAĞ: ''YABANCI HEKİM GÖRÜŞÜMÜZDE DEĞİŞİKLİK YOK''
»  LİSE'YE GİRİŞ SİL BAŞTAN DEĞİŞİYOR
»  CHP'Lİ CANAN, TUTANAKLARIN AÇIKLANMASINI İSTEDİ
»  SAVCI, PERİNÇEK İÇİN HAPİS VE PARA CEZASI İSTEDİ!
»  ÖCALAN'IN İMRALI KURYELERİ!
»  HÜKÜMET, YABANCI DOKTOR'DAN VAZGEÇTİ
»  MİLLETVEKİLİ ESAT CANAN HAKKINDA SORUŞTURMA
»  GENELKURMAY'DAN ANDIÇ'A SORUŞTURMA
»  MECLİS GRUP TOPLANTILARINDA TEZAHÜRAT YASAKLANDI
»  "ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜ CEHALETLE EŞ ANLAMLIDIR"
»  BU KADINA DUR DİYECEK MAKAMLAR NEYİ BEKLİYOR
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.