Tuğluk, Diyarbakır Kadın Platformu tarafından, Büyükşehir Belediyesi Cep Sinemasında düzenlenen ''Kürt Kadınları Sivil Anayasayı Tartışıyor'' panelinde yaptığı konuşmada, böyle bir çatışmalı süreçte ulaşılacak sonuçların ne kadar demokratik olduğu konusunda kaygıları olduğunu belirtti.
Taslağın çok ciddi hukuksal ve siyasal yetersizlikleri içerdiğini ileri süren Tuğluk, ''Sivil anayasa tanımını hakkeden bir anayasa çalışması göremiyoruz'' iddiasında bulundu.
DTP olarak bu konudaki yaklaşımlarını kamuoyuna açıkladıklarını hatırlatan Tuğluk, şöyle devam etti: ''Bir anayasanın kabul edilebilir olabilmesi için öncelikle toplumsal katılıma imkan verilmesi gerekir. Çoğulcuk ilkesini barındırmayan, otoriter cumhuriyetten, demokratik cumhuriyete geçişin hem bilimsel, hem de hukuksal altyapısını oluşturmayan ve Türkiye'nin AB'ye tam üyelik perspektifini güçlendirmeyen yeni bir anayasanın tarafımızdan kabul edilmesi mümkün değildir. Demokrasisiz, Kürtsüz ve kadınsız bir anayasa hazırlanıyor, böyle bir anayasanın bizler tarafından kabul edilmesi beklenmemeli.''
Türkiye'nin demokrasi açısından çok ciddi sorunlar yaşayan bir ülke olduğunu da iddia eden Tuğluk, böyle bir ülkede kadın sorununun ve özgürlüğünün çok kolay gerçekleşmesinin mümkün olmadığını savundu. Tuğluk, ''Kadın erkek eşitliğinin hayata geçirilmesi gerekir. Yeni taslaktaki bazı kadın hakları, beğenmediğimiz 82 Anayasasındaki hakların gerisinde kalmıştır. Kadınlar konusundaki pozitif ayırımcılığın anayasaya girmesinin mücadelesini savunmalıyız'' diye konuştu.
İHD GENEL BAŞKANI
İHD Genel Başkanı Reyhan Yalçındağ da, kendilerinin 2004 yılında demokratik bir Anayasa istediklerini belirten bir talebi hükümete iletiklerini, o günden bugüne kadar bir arpa boyu yol alamadıklarını savunarak, ''Kendisi sivil, kafası asker şahıslar da sivil bir anayasa yapamazlar diye düşünüyorum'' dedi. Kadınlar olarak demokratik bir sivil anayasa talep etmeleri gerektiğini ifade eden Yalçındağ, ''Yoksa sadece tarihi yeni bir anayasa olmuş olacak. Anayasa taslağının başlangıç bölümünde; hem kültürel farklılıklara zenginlik diyeceksin, hem de etnik köken vurgusu yaparak biz Türk Milleti diyeceksin. Peki biz Türk olmayanlar ne diyeceğiz?'' dedi.