Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7670
EURO
43,1716
IMKB
9.690,000
ALTIN
4.037,180
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 20 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK'TEN ÇARPICI SÖZLER
MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK TEN ÇARPICI SÖZLER
 
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik mahalle baskısı ve Malezya tartışmalarını yorumladı, namaz için otobüs durdurulduğu iddialarına net yanıt verdi. Çelık çarpıcı örnekler verdi.
 
1.10.2007 - 13:14

Bugünkü Pazartesi Sohbeti konuğum Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik. Çelik ile yaklaşık 1,5 saat konuştuk. Çelik özü sözü bir kişilik. Söylediklerini arkasında duran, yan çizmeyen, içten. Konu türbana gelince, "Konuşmayacağım, bu öne çıkacak, diğer anlattıklarıma yer kalmayacak" dedi. Biraz haklı çıktı galiba. Röportajı elimden geldiğince sayfaya sığdırmaya çalıştım. Sığmayan bölümleri Çelik'in hoşgörüsüne sığınarak, bu haftaki iki köşe yazımda kullanacağım.

* Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras üniversitede türbanı serbest bırakmak bir süre sonra lisede de türban isteği haline dönüşebilir dedi. Sizce de böyle bir tehlike var mı? -Bu soruya cevap vermeyeceğim. Çünkü ne cevap versem manşet olacak.

* İyi de gündem bu. Ayrıca siz Milli Eğitim Bakanı'sınız. En son Diyarbakır'da lise çağındaki türban konusunda bir örnek de yaşadık. -Şimdi ben fikirlerimi söyleyeceğim, AK Parti gerilim yaratıyor, başörtüsü üzerinden siyaset yapıyor denilecek. Üstelik kendi görüşüm hükümetin görüşü olarak sunulacak. Türban konusunda konuşmayacağım.

YANIMDA RAHAT MISIN?

* Çok ilginçsiniz yani. Peki din dersleri zorunlu olmalı mı olmamalı mı?
-O konuda da görüş vermeyeceğim.

* O niye? Konu sizinle doğrudan bağlantılı değil mi? -Bakan olarak kimsenin önünü kesmiyorum, herkes söylediğini söylesin. Mesele tartışılsın, olgunlaşsın, demlensin belli bir kıvama gelsin sonra konuşacağım.

* Ben yine de soracağım. Türbanın üniversitede serbest bırakılması mahalle baskısının önünü açar mı? -Aşağı yukarı beş yıldan beri iktidardayız. Herhangi birine giyim kuşamından ötürü, yaşam tarzından dolayı bir baskı olmuş mudur? Hayır. Çünkü biz parti olarak laikliğin var olması gerektiğine inanıyoruz. Samimi olarak demokrasinin çoğulcu vasfına inanıyoruz.

* Samimi olarak soruyorum. Diyelim bir süre sonra sizin gibi muhafazakârların sayısı arttığında, ben kendimi örneğin bu elbiseyle rahat hissedebilecek miyim? -Ben eşi kapalı biriyim. Şimdi sen benim yanımda kendini rahat hissetmiyor musun?

* Hissediyorum. Peki siz benim yanımda rahat hissediyor musunuz? -Hissetmesem bu röportajı kabul eder miyim? Bitti o zaman. Yanımda çalışan hiçbir kimse benden rahatsızlık hissetmedi bugüne kadar.

* Peki, örneğin dekolte giyebiliyorlar mı? -Bakanlıkta dekoltenin ne işi var?

* Abartılı bir dekolteden bahsetmiyorum canım. -Devlet memurunun bir giyinme tarzı var. Bir manken ile bir öğretmenin kıyafeti aynı olur mu? Benim demek istediğim başı açık diye kimse yanımda rahatsız olmamıştır.

* Başbakan kadınlara "Korkmayın" diyor. Niye böyle bir şey demeye ihtiyaç duyuyor? -Ortada korkulacak bir şey yok. Ben Milli Eğitim Bakanı olarak halkıma şunu söylüyorum ki yarın bugünden çok daha iyi olacak. Aslında mesele gün gibi ortada. AK Parti'yi seçimde yenemediler, paranoyalar üretiyorlar. Aslında bunlara en güzel cevap seçimle verildi. Vatandaş "Geç bunları kardeşim, sen kendini memleketin gerçek sahibi zannediyorsun ama değilsin, üretilen paranoyalara inanmıyoruz" dedi.

* Hadi şeytanın avukatlığını yapayım. Vatandaş öyle mi dedi yoksa "Doğru yoldasın ey muhafazakâr, ben de senin gizli gündemini destekliyorum" mu dedi? -Tekrar altını çizelim hükümetin gizli bir gündemi yok. Biz halka o iddia edilen gizli gündemin sözünü mü verdik? Biz tam tersine "Hadi kızlar okula" diyoruz! Kimse kimseye baskı yapmasın kimse kimseyi ötekileştirmesin. "Komünizm gelecekse mutlaka biz getirmeliyiz" diyen valiye benziyor bu durum. Kendisini ev sahibi başkalarını kiracı gören zihniyetin ürünleri. İnsanların bireysel hayatındaki tercihleri hiçbir zaman diğerlerini rahatsız etmemeli, örneğin ben Hüseyin Çelik olarak içki içmiyorum...

İÇMEMEME SAYGI DUYMALI

* Ben içiyorum.
-Sen içiyorsun, ben senin içki içmene saygı duyuyorum. Günün birinde baskıyla bana da içki içireceğine dair hiçbir endişem yok. Peki sen benim niye içki içmememe saygı duymuyorsun? Duyman gerekir.

* Kesinlikle saygı duyuyorum ama günün birinde siz acaba içki içenleri engeller misiniz, diye endişe duyan bir kalabalık da var. -Oradaki sıkıntı Türkiye'yi tanımamaktan kaynaklanıyor. Ben, Batılılaşma dönemi, fikir hareketleri üzerine ihtisası olan bir insanım ve bakın, Lale Devri'nden bu yana Türkiye'de bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Bu değişim ve dönüşümde hiçbir zaman geriye gidiş yoktur, hep biraz daha demokratik, biraz daha ileri, biraz daha çağdaştır...

* Malezya tartışması saçma mı yani? -Başı açık Balçiçek Pamir benim kızım başı kapalı Büşra'ya dönüşmeyeceği gibi Büşra'nın Balçiçek'e dönüşmesi mümkün değil. Türkiye kendisidir ve kendisi kalacak. Saçma tartışmalar bunlar. 70'li yıllarda komünizmden korkuyorduk. Sonra İran Devrimi ve Humeyni'den korktuk. Tarihe şöyle bir bakarsanız geriye dönüş göremezsiniz.

* Askeri müdahaleler hariç herhalde. -Tabii asıl geri dönüşleri darbelerle yaşadık. Türkiye AB üyesi olmaya çalışıyor. Samimi olarak Kopenhag Kriterleri'ni yerine getiren getirmeye çalışan, medeni dünyanın bir parçası olmaya çalışan bir Türkiye'nin Malezya olmak isteyeceğine inanıyor musunuz siz? Kendisini memleketin koruyucusu görenler, askerden bahsetmiyorum, halka korku pompalıyorlar. Eğer mahalle bekçisi yerini sağlamlaştırmak istiyorsa hırsız olmasa bile hırsız varmış gibi davranır. Aynısını 28 Şubat'ta da yaşadık. Nerede Müslüm Gündüzler, Aczimendiler?

* Sizin kızınız değişmeyecek, ben değişmeyeceğim. Peki yeni nesil? Yani örneğin benim kızım ilköğretimde başını örtmeye zorlanacak mı? Asıl korku belki de budur. -Paranoyakça bir korku bu. Bizim ilk ve ortaöğretimde yaklaşık 15 milyon öğrencimiz var. İşte Diyarbakır'da bir tane türbanlı buldunuz. Arasanız belki bir tane daha bulursunuz, o kadar. Bundan dolayı bütün sistemi nasıl suçlarsınız? Bir yerde ille de aykırı örnek ararsanız bulursunuz tabii. AK Parti kimseyi iten bir iktidar değildir. Farklılıklarından dolayı insanları kucaklayan iktidardır. Mesela deniliyor ki bakanlıklarda oruç tutmayanların listesi yapılıyormuş. Olacak şey değil.

* Siz de liste tutuyor musunuz gerçekten? -Balçiçek, olacak şey değil diyorum. En yakınımdakiler dahil kimsenin oruç tutup tutmadığını bilmem ben. Bana ne canım? Tutuyorsa da, tutmuyorsa da kendine. Ben ne karışırım?

* Anayasa değişikliği tartışmalarındaki korku tamamen yersiz mi? -Tabii yersiz. Diyorum ki Anayasa değişikliklerinde Cumhuriyet'in, demokratik vasfını değiştirip de bunu teokratik cumhuriyet yapmaya çalışan, bunu sosyalist cumhuriyet yapmaya, totaliter cumhuriyet yapmaya çalışan değişiklikler yok ki... Aksine demokratik vasfının pekişmesi ve oturması için bir gayret var... Bir de şu var. Önemli metinler, hukuk metinleri kâğıt üzerinde kaldığı zaman bir anlam ifade etmez, uygulaması daha önemli. Şimdi Konfüçyüs diyor ki; "Eğer hükümdar adil olursa kanuna gerek yoktur, hükümdar adil değilse kanunun anlamı yoktur..." Türkiye'de birileri bürokratik cumhuriyet yaratmak istiyor ve bunun için halka korku salıyorlar. Ama halk ilgilenmiyor.

* AKP'nin hedefi demokratik bir Cumhuriyet mi? Kesinlikle. Aksi düşünülebilir mi? Unutmamalı ki, Cumhuriyet bir ülkenin kim tarafından idare edileceği sorusuna cevap verir, o ülkenin nasıl idare edileceği sorusuna Cumhuriyet'in başına getirdiğiniz sıfat karar verir. Tabii yanlış anlaşılmasın, Cumhuriyet'te hanedan yoktur, eğer hanedan olsa monarşi olur. Bu kabul edilemez.

* Toplum ikiye bölündü. Dindarlar ve laikler. Başı açık olan daha mı az dindar yani? Bu algılamada AKP'nin de negatif katkısı yok mu sizce? -İnanın çok garipsiyorum. Aslında insanımızın böyle bir problemi yok. Eskiden üniversitelerde kızlar başı örtülü, başı açık kol kola gezerlerdi. Benim apartmanımda dekolte giyinen insanlar da, başı kapalılar da var. Kimsenin kimseyi taciz ettiğini görmedim ben.

* Yani siz dekolteden rahatsız olmuyorsunuz... -Ben dekolteden rahatsız olmuyorum, niye olayım ki? Peki siz niye baş örtüsünden rahatsız oluyorsunuz? Ayrıca birbirini "tolere" etmek kelimesinden de hoşlanmıyorum. Bu aslında sen benim gibi olmak zorundasın ama... Ben yine de sana katlanıyorum demek. Demokrasi tolerans demek değildir, demokrasi farklılıkları kabul etmek, saygı duymak, kabullenmek demektir. İkisi farklı.

* Korkuyla yaşanmaz diyorsunuz yani. -İstanbul'da deprem olacak korkusu var ya, adamı depremin kendisinden çok rahatsız eder. Korku bütün bir hayat sürecinizi mahveder.

* İyi de, tedbir alınır. -Tedbir alınmasın demiyorum. Ama paranoyakça korkulara gerek yok diyorum. Sokaktaki adamın kimseyle derdi yok. Ama birileri ısrarla herkesin birbiriyle derdi olsun diye uğraşıyor.

* Kim bunlar? -Kendisini ülkenin sahibi kabul eden, kendi önemini devam ettirmek isteyen insanlar. Ortada olmayan bir şeyi korku olarak yaymaya çalışıyorlar. Türk halkının yüzde 75'i türbanın siyasal bir simge olduğuna ve türbanlıların diğer insanlar üzerinde baskı kuracağına inanmıyor. Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip, demokratik bir ülkedir. Bütün dünyaya korkular Cumhuriyeti olarak gösterilmeye çalışıyoruz, bunu ülkeme yakıştıramıyorum. Yazık oluyor ülkeme.

* Siz "Korkmayın" diyorsunuz ama örneğin şehirlerarası otobüs durdurulup namaz kılınıyor. -Saçma şeyler bunlar. Çok komik. Sen bir araştır bakalım ne zamandan beri otobüslerin dinlenme tesislerinde insanlar namaz kılıyorlar? Yeni bir şey değil ki! Her zaman yapılanları, yeni gibi sunuyorlar. Her dinleme tesisinde mutlaka mescit vardır. Tesiste bazılar ihtiyaç giderir, bazısı bir şey yer, bazıları da namazını kılar. Nedir bunda rahatsızlık yaratan? Son derece normal.

* Otobüsü normal güzergâhında giderken namaz saati geldiği için durduran bir zihniyetten bahsediyorum. İkisi farklı şey. -Saçma şeyler bunlar. Gerçek değil.

"OKS'Yİ son kez yapıyoruz ve tarihe karışıyor. Onun yerini dolduran ama öğrencinin üzerindeki baskıyı azaltan bir sınav sistemi getiriyoruz. Bu sistemle dershanelerin önemi azalacak. Dershaneleri yasaklamayı doğru bulmuyorum çünkü o zaman yeraltına inerler. Oysa şimdi denetlemesini yapabiliyoruz. Seviye Belirleme Sınavları başlığı altında, her yıl okul müfredatını kapsayan sınavlar düzenleyeceğiz. Bu öğrenciyi okula bağlayacak. Bizim iktidarımızın Türk Milli Eğitime yaptığı en büyük iyilik ezberci eğitimi bir tarafa iterek, sormaya, sorgulamaya, muhakeme etmeye, analiz ve sentez yapmaya dayalı yeni bir yönetimin getirilmiş olmasıdır. Konuşulması ve takdir edilmesi gereken budur"


Sabah gazetesi


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ABD İRAN'A SALDIRIDA TAKTİK DEĞİŞTİRDİ

GÜNAY, KİMLERE "KÖPEK" DEDİ?

KOMUTANLAR YİNE GELMİYORLAR
»  KÜRTLER TERÖRLE MÜCADELE ANLAŞMASINI TANIMIYOR
»  SEVRİN RÖVANŞI YENİ ANAYASAYLA ALINACAK NASIL MI?
»  SEVRİN RÖVANŞI YENİ ANAYASAYLA ALINACAK NASIL MI?
»  O ÇEVİRMEN EGEMEN BAĞIŞ MI?
»  YARGITAY BAŞKANI: BİZ LAİKLİKTE TARAFIZ
»  KAÇAK YOBAZIN DÖNME RİCASI'NI TAKKELİ İLETTİ
»  HÜKÜMET ŞANS OYUNLARINDA SINIR TANIMIYOR
»  ASKER'DEN HÜKÜMETE FRENE BASIN UYARISI
»  TARAF TUTAN HAKİMLERE YARGI YOLU
»  MÜFTÜ TORUNU HALUK KOÇ
»  DTP 12 ŞEHİTİ ÖLDÜRENLER İÇİN TERÖRİST DEMEDİ
»  TÜRK TELEKOM'DAN 20 KAT HIZLI ADSL
»  ŞER GÜÇLER TOPLANTISI'NDA PKK'YA AF İSTENDİ
»  JANDARMA'NIN KAYIP HELİKOPTERLERİ PARÇALANMIŞ
»  BAŞBAKANLIK'TAN ''DÖNEMİNİN ÜRÜNÜYDÜ" AÇIKLAMASI
»  DTP, BEYTÜŞŞEBAP OLAYLARINI KINADI!
»  MHP'Lİ VEKİL KAZA GEÇİRDİ
»  ACI VE GÖZYAŞALARI
»  TEHLİKE SÖZÜNDEN DÖNÜŞ
»  SALDIRI NASIL GERÇEKLEŞTİ
»  ATAMALAR NE ZAMAN
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.