İki hafta önce www.ankarareview.com daki yazımda “Yeni Parti Arayışları”na değinirken, “siyaset kıpır kıpır” demiştim.
Yazının mürekkebi kurumadan İdris Bal’ın parti haberi geldi. Peşinden adaşı İdris Naim Şahin’in öncülüğünde yeni bir partinin daha geleceğini yine ilk kez bu siteden duyurduk.
Bu kadar mı? Hayır!
Bunlar daha başlangıç denebilir. O kadar çok bu ‘yeni parti’ işine kafa yoran insan var ki!
Anketlere yansıyan “kararsız” seçmenler.Sokaktan yükselen ‘sesler’,2015 öncesi AK Parti’yi bekleyen riskler umut ışığı yakmış.
Sessiz ve derinden çalışmalar yapılıyor. Her eğilimden insanlar işin içerisinde. Birbirleriyle bağlantılı olmasalar da herkes kimin ne yaptığından az çok haberdar.
İktidar cenahı da,muhalefet de bu çalışmaları az çok biliyor. Yeni parti çalışmaları için “herkesin bildiği sır” diyebiliriz .
Denebilir ki,
İki yeni parti haberi geldi de ne oldu? Toplumda heyecan dalgası mı oluşturdu? İktidar panikledi, muhalefet telaşlandı mı?
Çok net bir şekilde “Hayır” diyebiliriz bu sorulara. Ne İdris Bal ne de İdris Naim Şahin “iktidar alternatifi” havası vermedi. Vermeleri de beklenmiyordu zaten.
Düşünsenize birlikte AK Parti’den istifa ettikleri Ertuğrul Günay ve Hakan Şükür gibi hareketi domine edecek isimler bile o iki partiye girmedi.
İdris Bal ve İdris Naim Şahin örneğinden yola çıkarak “Yeni Parti” arayışlarının duracağı beklenmesin.
Asıl “aktör”lerin daha devreye girmediği söyleniyor…
“Yeni Parti” hele de AK Parti karşısında “alternatif” olacaksa güçlü isimlerle yola çıkmalı, değil mi?
Peki, kim bunlar?
Güçlü siyasi figür sözü gözleri Huber Köşkü’ne çeviriyor:11’nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e… Abdullah Bey henüz AK Parti’ye üye olmuş değil.
Yine de ilişkileri ve mesajlarında özenli davranıyor.
Partisine zarar verici eylemlerden uzak durma gayreti gözden kaçmıyor.
Bir de her daim “potansiyel”, Başbakan ve parti lideri arayışlarında belki de akla gelen ilk isim olan Rifat Hisarcıklıoğlu var…
Rifat Bey, görevine yani TOBB Başkanlığı görevine odaklanmış.24 saatini sadece buna ayırıyor şu sıralar.
İki ismi de şimdilik ‘denklem dışı’ tutalım.
Geriye kim kalıyor?
Şüphesiz toplumun içinde henüz adı, sanı fazla duyulmayan ne “cevher”ler vardır!
Yine de vatandaş‘ tanınmış’ isimleri önemsiyor. Peşinden gideceği siyasetçinin hikayesini bilmek istiyor.
Şark toplumuyuz ya her şey “lider odaklı” gelişiyor bizde. Oylar da “lider” e göre veriliyor.
Seçmen doğal olarak “lider” i ve takımdaki “yıldız oyuncular” ı merak ediyor.
Mevcut denklemde “lider” olarak öne çıkan bir isim söylemek kolay değil!
Yıldız takım oyuncularından söz edilebilir.
“Yeni Parti” çalışması yürütenlerin gözdesi olan kimi isimler var…
Denebilir ki, sağ-sol ayrımı olmaksızın hemen her grup bu isimlerin peşinde.
Size 6 isimden bahsedeceğim.
“ 5’i bir yerde” bile olması imkansız ama emin olun bütün arayışlarda isimleri geçiyor.
Yine de bir kenara yazın bu isimleri.
HAŞİM KILIÇ: Bundan 7 ay önce; Başkanı olduğu Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıldönümünde öyle bir konuşma yaptı ki, o tarihten sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bütün köprüler atıldı.
Erdoğan’ın liste tanziminde etkisi,partide gölgesi sürdüğü müddetçe Haşim Bey ile AK Parti’nin birlikte olması zor.
Kendisi siyasete girmek ister mi, bilemeyiz. Şunu söylersek yanlış olmaz:O konuşma sonrası AK Parti dışındaki çevrelerde yıldızı iyice parlayan Haşim Kılıç, aranan isim oldu.
Başkan’ın 11’nci Cumhurbaşkanı Gül ile iyi ilişkileri sır değil. Gül ‘dönüş’ hazırlığı yaparsa yanında Haşim Bey’in olacağı söyleniyor.
Görev süresi Mart ayında dolacak olan Kılıç’ın siyasete niyet etmesi halide “erken istifa” edebileceği bile konuşuluyor.
HİLMİ ÖZKÖK: Cumhuriyet tarihinin belki de sivil otoriteye en bağlı, ‘demokrat’ Paşa’larından biri olarak tanındı. Muhafazakar kesimdeki algısı buydu.
Balyoz Davası’nda kimileri için ‘hayal kırıklığı’na yol açan ifadeleri olsa da Hilmi Paşa’yı siyasi yoldaş olarak görmek isteyenlerin sayısı az değil.
Paşa’nın Doğan Güreş gibi siyasete giriş yapmasına pek ihtimal verilmiyor. Siyaset yerine İzmir’de torun sevmeye devam etme olasılığı daha yüksek.
ALİ BARDAKOĞLU: Mevcut Diyanet yönetimini iktidar ile gereğinden fazla içli-dışlı bulan “arayış”çılar bir önceki Başkan Ali Bardakoğlu’nu yere göğe sığdıramıyor. Sessiz ve mütevazi bir kimliği olan Bardakoğlu’nu siyaset kulvarına çekme çabaları son sürat devam ediyor.
KEMAL DERVİŞ: Rahmetli Ecevit’in ekonomi dümenini teslim ettiği Kemal Derviş,CHP’den milletvekili de oldu ama aktif siyasette başarı sağlayamadı. Uluslararası bilinirliği olan Derviş,siyasi tasarımların popüler ismi olarak kalmayı başardı. Sol ve liberal parti arayışlarının vazgeçilmez ismi olmayı sürdürüyor.
ERSİN ÖZİNCE: Biliyorum, bu isim çok şaşırtıcı gelebilir. Ersin Bey’in de siyasete göz kırpan bir hali yok gibi. Ama son dönemdeki açıklamaları, duruşu onu fena halde politikacıların ilgi alanına sokmuş. Merkez ve sosyal demokrat odaklı arayış içinde olanların listebaşı isimlerinden.
MANSUR YAVAŞ: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olsa da CHP’li olmadı. Seçimi kaybetti ama siyasi popülaritesi zirve yaptı.Ankara’da ilginç bir seçmen sosyolojisinin desteğini almayı başardı. Şu sıralar adı İdris Naim Şahin’le beraber geçse de MHP, merkez sağ orjinli oluşumların düşündüğü ilk siyasilerin başında geliyor.
AK Parti dışında iktidar alternatifi olma umuduyla yola çıkanların ortak listesi bu isimler.
Bu 6 isme ilave yapılabilir. Duymadığımız,bilmediğimiz başka ‘yıldız’ların olması muhtemeldir.
“Yeni Parti”ciler bunlardan kaçını bir araya getirebilir, onu zaman gösterecek.
İşlerinin kolay olmadığını söylemeliyiz.
Her ne kadar siyasal iklim “müsait” gibi görünse de…
Vakit dar. Kısa sürede derlenip toparlanmak kolay olmayacak.
Rakip güçlü. Hücum gücü zayıfladı mı, bilmiyoruz! Savunması açık verir mi, emin değiliz!
Sorunların ve belirsizliğin en büyüğüne gelince.
“Reis” ve “Hoca”ya kim meydan okuyacak?
Ortada “lider” görünüyor mu, yok!
Çıkar mı?
Göreceğiz…

Ömer Şahin / ankarareview