Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 301. Madde konusunda Hükümeti kafasının karışık olmadığını belirterek, ''Değişmez demiyoruz ama bu madde hukuken tartışılmıyor, Türkiye'de siyaseten tartışılıyor. Bu madde üzerinden siyaset yapılıyor, bu madde üzerinde muhalefet yapılıyor, Kim 301'den şey oluyorsa, bir Batı ülkesinden hemencecik bir ödül veriyorlar.'dediBakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bu maddeyle ilgili olarak, Hükümetleri döneminde de böyle bir değişiklik yaptıklarını belirterek, '1936'dan bu tarafa da 7 tane değişiklik oldu. Şimdi bu madde değişir mi değişmez mi diye bir tartışma yapmak yerine ne değişecek nasıl değişecek, esas olan budur. Çünkü bizim mevzuatımızda değişmeyen maddeler belli' dedi. Anayasanın 1, 2, 3 ve 174. maddelerinde de korunması gereken değerlerin, kurulların ve kavramların belli olduğunu ve değiştirilemez maddeler olduğunu anımsatan Bakan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 'Dolayısıyla onun dışındaki her madde değişebilir, 301 de değişmiştir geçmişte, bundan sonra da değişebilir. Ancak Avrupa Birliği'nin ya da tartışma yapanların gözardı ettiği husus şudur; Biz bu değişiklikleri yaparken özellikle 2003'te Temmuz ayında muhtemelen 7. paketti zaten 301 ile ilgili değişiklik, AB ile oturulup konuşularak yapılmıştı.

O zaman bizden istenen; eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç teşkil etmeyeceğine dair 4. fıkranın maddenin tümü için geçerli olması... Halbuki eskiden 57. Hükümet döneminde sadece 1. fıkrası açısından geçerliydi, demek ki bu değişiklikler yapılırken zaten bu müzakereler yapıldı, bu konuşmalar, değerlendirmeler yapıldı. Sonuçta bu değişiklikler yapıldığı içindir ki Türkiye 3 Ekim'de müzakere tarihini aldı.'

 -'KAFAMIZ KARIŞIK DEĞİL'-

 Bu madde ile ilgili yazıp-çizen insanların, işin tarihçesini ve gelişimini belki gözardı ettiğini ifade eden Bakan Çiçek, 'Bir başka husus da şudur; Bu madde değişsin denildiğinde herkesin kafası karışır...' diye konuştu. 'Hükümetin kafası karışık değil, talep edenlerin kafalarında karışıklıklar var' diye konuşan Bakan Çiçek, şöyle devam etti: 'Bu madde tamamen kalksın diyenler var, bunun içinde bazı meslek kuruluşlarımız da var. O takdirde sadece Türklüğü değil, TBMM'yi, Cumhuriyeti, yargı organlarını, devletin güvenlik güçlerini, hükümeti de dahil herkesi aşağılamak serbest olsun anlamına gelir.

Bunların aşağılanmaması kaydıyla diyor, her türlü düşünce açıklaması serbesttir. Aşağılama kavramı Batı hukukunda olan bir kavramdır, bize mahsus bir kavram da değil. Bir kısmı 'tümüyle kalksın' diyor, o takdirde 'kalksın' diyenler bununla ilgili Türkiye'de tartışmalar, gerilimler başladığında hiç biri piyasada olmaz. Geçmişte de gördük, hatta birçok konuda bir haftada fikir değiştirildiğini gördük.

Önce böyle denildi, sonra ortalık gerginleşince o konuda fikir beyan edenler hemen piyasadan kayboluverdiler. İkincisi 'değişsin' diyenler de nasıl değişsin bu konuda çok farklı fikirler var. Kimisi 'maddenin çok fazla değişmesine gerek yok, bu tür davaların açılması izne tabi olsun' diyor. Bakın daha evvel izne tabi idi, 'yargıya siyaset müdahale etmesin onun için Bakanın yetkisi kalksın' diyenler, şimdi tekrar Adalet Bakanı'na sığınmaya çalışıyorlar. Hatta daha ileri fikirler var, 'Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda karar versin' diyenler var. 'Türklüğü çıkaralım' diyenler var. Kimisi 'Türklüğü çıkarmayalım, Türk Ulusu' diyelim diyenler var. Sanki Yargıtay Türklük tabirini Türk Ulusu olarak anlamıyormuşcasına belki orada değişiklik isteyenler var. 'Daha bunun altındaki diğer maddelerde değişik ceza hadlerini indirelim' diyenler var, dolayısıyla ortada bir fikir de yok. '

-'DEĞİŞMEZ DEMİYORUZ'-

Başbakan Erdoğan'ın, bu konu ile ilgili, 'eğer bu maddede değişiklik arzu ediliyorsa, herkes neyi ve nasıl değişecekleri yazılı olarak bildirsinler, biz görüşlere açığız' dediğini ifade eden Cemil Çiçek, şunları kaydetti: 'Değişmez demiyoruz ama bu madde hukuken tartışılmıyor, Türkiye'de siyaseten tartışılıyor. Bu madde üzerinden siyaset yapılıyor, bu madde üzerinde muhalefet yapılıyor, bu madde üzerinde belli politikalara tavırlar geliştirilmeye çalışılıyor. Siyaseten değerlendirme yapılan noktada da hukuken verilecek cevap farklıdır, siyaseten verilecek cevap farklıdır.

Onun için biz konudaki düşüncelerimizi çok net olarak ifade ettik, Türklük tabiri Anayasanın ön sözünde de olan bir kavramdır. Anayasadaki ön sözü de biz yazmadık, bizim dönemimizde konmuş bir kavram değildir. Bir kısmı da 301 üzerinden şöhret elde etmeyi bir kolaycılık olarak görüyorlar, isterseniz tırnak içinde söyleyeyim, ödül almak için de bir kolaylık getiriyor. Kim 301'den şey oluyorsa, bir Batı ülkesinden hemencecik bir ödül veriyorlar.'