Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, Hakkari'de dokuz can alan mayın tuzağını "Burada hedef benimle yapılan görüşmelerdi" sözleriyle değerlendirdi.
Öcalan'a göre mayın saldırısı Cumhuriyet tarihinin en büyük olaylarında biri. Amaç ise, İmralı'da devletle Öcalan arasında yapılan görüşmeleri sabote etmek.
Taraf Gazetesi, Öcalan'ın değerlendirmeleri bu kadar iddialı olunca devlet ve PKK görüşmelerinin tanığı olduğu iddia edilen 'Balıkçı'ya İmralı'daki diyaloğun hangi düzeyde ve boyuttu olduğunu sordu.
İşte Taraf gazetesinde yer alan haber "Balıkçı", 1999'dan bu yana dönem dönem dönem kesintiye uğrayan görüşmelerin ilk defa, Hakkari'de mayınlı tuzağın patladığı hafta 'en üst düzeye' ulaştığını söyledi.
"Balıkçı" bu 'üst düzey' terimini şöyle açıklıyor:
"Görüşmelere katılanlardan bazıları devletin Kürt politikasını üreten kurumlarında üst düzeyde görev alıyor. Bazıları da üst düzeyde yetkilerle donatılmış kişiler." "Balıkçı", Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde yeni bir safhaya geçildiğini şu sözlerle anlattı: "İmralı'da yapılan görüşmeler ilk defa nitelik değiştirmişti.Öcalan ile yapılan görüşmeler müzakere özelliği kazandı. Kürt sorununun çözümü için bir takvim yapılıyordu. Buna barış takvimi diyebiliriz. Konunun önemine göre, sıralı gidiyor. Öncelikler arasında 'eylemsizlik kararı'nın kalıcı ateşkese dönnüştürülmesi vardı. Yeni anayasa, seçim barajı ve demokratik düzenlemeler masadaydı. Silahsızlanma da bu diyalog sürecinin bir parçasıydı. Hakkari'deki mayın tuzağıyla bence de bu görüşmeler bombalanmak istendi." Mayın saldırısının İmralı'daki görüşmeleri kesintiye uğratmayacağını söyleyen Balıkçı, bundan sonraki gelişmelerden de umutlu.
"Balıkçı" şunları söyledi: "Bu tür sivil katliamlar elbette çok riskli. Tarafların görüşmelerini engelleyebiliyor. Ancak devlet de İmralı da soğukkanlı . Diyalog sürecek." "Balıkçı", ateşkesin uzayacağından da emin. PKK'nın 13 Ağustos'ta ilan ettiği Ramazan ateşkesini bir ay önceden bilen Balıkçı, bu kez de silahların konuşmayacağını söyledi: "20 Eylül'de son bulacaktı ateşkes. Düne kadar bütün çaba, bu ateşkesin kalıcı hale dönüştürülmesi yönündeydi. Ancak 'demokratik özerklik' ve 'okulların boykkot edilmesi' politikalarının öne çıkarılması yanlış oldu.
Çünkü öncelikli sorun ateşkesin kalıcı olup olamayacağı noktasında kilitlenmişti. Örgüt, dün yaptığı bir açıklamayla gelecek haftaya kadar ateşkesi uzattığını duyurdu. Ben ümitliyim; ateşkes tdaha da uzatılarak kalıcı hale gelecek. En azından bir süre daha silahlar gündemde olmayacak.
Dağdaki silahlı güçlerin varlığı bunu çok zorlaştırıyor. Hakkari'de olduğu gibi provokasyonlar da uç verebilir. Bu tehlikeler var. Ama sağduyulu yaklaşımlarla sanırım Kürt sorununda kalıcı bir ateşkes dönemi başlayacak(22 EYLÜL 2010)
KİM BU BALIKÇI?