Mehmet Ağar, Türk siyasetinin denenmemiş isimlerinden. Emniyet Müdürlüğü'yle son bulan devlet kariyerinin ardından, DYP'ye Genel Başkan oldu. 1990'lı yıllarda, başta Susurluk olmak üzere pek çok büyük tartışmanın odak ismiydi. "Hiçbir işimiz kanun dışı değildi" diyerek yaptıklarının arkasında durdu. Girdiği ilk seçimde, 28 Mart 2004'te partisi yüzde 9.9 oy aldı. Ağar, iktidarın tek alternatifinin DYP olduğunu söyledi ve ekledi: "Hükümetin aldığı oylar, bizim tapulu, meşru alanımız. Geri alacağız." İşte o röportaj:

* İyi muhalefet yapıyor musunuz?
Hiç şüphesiz. Biz siyaseti husumet değil, haysiyetli bir rekabet halinde yaptık. Yaptığımız işlerin karşılığını halkta görüyoruz.

* Cumhurbaşkanlığı seçimi ve erken seçim için ne düşünüyorsunuz?
Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı meselesinden önce bir hükümet meselesi var. Türkiye bu hükümet meselesini çözmek zorunda. Türkiye'de 4 yıllık bir zaman erken seçim falan değil, normal seçim. Burada bir zorlama yapmaya gerek yok. Çünkü hükümetin kondisyonu bitti. Meclis yoruldu. Son günlerde çoğunluk bulamıyorlar. Muhalefete yalvar yakar, birtakım tavizler vermek suretiyle bazı kanunları çıkartmak durumunda kalıyorlar. Avrupa Birliği ve IMF ile ilişkilerde tıkandılar. Şimdi bu Meclis'le Cumhurbaşkanlığı'nı kotarmaya çalışıyorlar. Bu Meclis Cumhurbaşkanı'nı seçer de yani tat verir mi? Bunu tartışmamız lazım.

* Başbakan Köşk'e çıkar mı?
Bugüne kadar Meclis'te birinci parti olmuş genel başkanların Cumhurbaşkanı olmak istemediklerine hiç şahit olmadık.

* Eşinin başörtüsü kriz yaratır mı?
Bizim ölçülerimiz, siyaseti yapanların kendisidir. Ailesi ve çocukları üzerinden asla siyaset yapmam. Buna niyetim de yok.

* Erken seçim tahmininiz ne?
Sonbaharda, Ramazan'dan sonra, Eylül, Ekim ayları içersinde. AKP de bir genel kongresini Kasım'a alıp "Seçim yok" mesajı veriyor. Bu da normal. Aksi halde zaten gevşeyen bürokrasiyi çalıştıramazlar.

* Başbakan'ın en büyük yanlışı ne?
Oyunu alamadığı insanların rızasını, güvenini alması lazımdı. Bunu yapamadı. Herkesin Başbakan'ı olamadı..

* Siz AKP mi diyorsunuz, AK Parti mi?
Fark etmez. Adamın ismi Rıfat Uzun ama boyu 1.55.

* AK Parti ile koalisyon yapar mısınız?
Biz hiçbir partiye önyargılı olamayız. Bu siyasetin doğasına aykırı bir şey olur. Bizim mücadele ettiğimiz yegane parti, iktidar partisidir. Başka bir partiyle bizim mücadelemiz yok.

* İş dünyası-hükümet ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet iş dünyasının üzerinde baskı kuruyor maalesef. Benim söylediğim bir şey var; ben göreve bir dönem için talip olacağım. En radikal dönüşüm reformlarını yapacağız. Bir daha gelmenin yolu her yere çok tavizkar olmaktan geçiyor çünkü.

* Ağabeyinin cenazesinde tabut omuzlarken yan yana gördük sizi Başbakan'la. Aynı fotoğraf, kızınızın vefatında vardı...
Siyaset başka, bu iş başkadır. Anadolu'da yaygın bir söz vardır: Düğünde oynayıp ölümde ağlamak... Biz bu kültürden yetiştik. Onun için bu noktalardayız.

* İttifak arayışları için ne diyorsunuz?
Bizim ittifakımız milletle. Sipariş üzerine siyaset ortaklığı olmaz. Milletin tasfiye ettiği bir siyasi yapı, yeniden bir alternatif olamaz.

* Kamuoyundaki anketlerde baraj civarında görünüyorsunuz...
Biz siyaseti baraj için yapıyorsak yarın bırakmamız lazım. Hedefimiz iktidar.

* Merkez sağın birleşmesi konusunda bir öngörünüz var mı?
Merkez sağı bizim dışımızda temsil eden bir yer mi var ki? Seçim test olacak. Partisini aldığı yerin üstüne taşımayan gitmeli.

* Mesut Yılmaz'a ne diyorsunuz?
Bir genel seçim geçmeden döneceğini sanmam. Sözlerinden de o anlaşılıyor zaten.

* Demirel'in oyunu CHP'ye mi?
Ben Süleyman Bey adına konuşamam. Ama işin doğrusu hiç ihtimal vermiyorum. Deniz Baykal yıllarca, Süleyman Bey iktidar olmasın diye gayret etti.

* Siz güvenlik teşkilatı kökenlisiniz. PKK sorunu için çözümünüz ne?
Bu işin anahtarı siyasi irade. Mücadele demokrasi ve hukuk içinde olacak. Ülkeyi iyi tanıyacak ve özel çözümleri devreye sokacaksınız. Bu iş bombayla bitmez.

* Ekonomiyi nasıl görüyorsunuz? Halkın hayat standardını hızla yükseltecek bir reçeteniz var mı?
Ekonomide büyük fırsat kaçırıldı. Yıllar heba edildi. İşsizlik krizden beter. "Seçimin bir sebebi de bu olacak" diye düşünüyorum.

* Sizin iktidarınızda bir Yunan bankası gelip bir Türk bankasını alabilecek mi?
Elbette ki birtakım hassasiyetlerimiz olacaktır ama ekonomiye kendi kurallarının dışında kurallar koyarak dünya ölçeğinde bir devlet olamazsınız.

* Kıbrıs, AB ve Kuzey Irak ile ilişkiler için ne düşünüyorsunuz?
Türkiye AB perspektifini muhafaza edecektir. Türkiye Kıbrıs'ta zemin kaybederse, dışarıda ağırlığı kalmaz. Türkiye, benim 'manevi coğrafya' dediğim alanda çok etkin olmak zorunda.