DYP'nin büyük bir şevkle yoluna devam ettiğini söyleyen Ağar, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin çok partili hayata geçmesinden bu yana zaman zaman kesintiye uğrayan demokrasinin temel taşlarından birisi olan büyük siyasi hareket herkesin malumudur ki, zat – ı alinizin dirayetli, inançlı mücadelesiyle de bütün zorluklara rağmen yola devam etmeyi başarabilmiştir" dedi.
Ağar şöyle konuştu:
"Türkiye’mizin cumhuriyetle beraber başlayan modern yönetim tarzı içerisinde bir yandan milletimizin meselelerini çözmeye yönelik büyük bir iradeyi milletle beraber cumhuriyeti güçlendirmek yolunda yürüyen bu siyasi hareketimiz bir yandan da değişmez biçimde her zaman milletin hak ve özgürlük alanlarını genişleten, geliştiren, milleti kalkındıran, refaha ulaştıran ve bu refahı da adilane biçimde paylaştırmayı ön alan bir görüşün her zaman savunucu olmuştur" .
9. Cumhurbaşkanı Demirel'de konuşmasında, DYP GİK üyelerinin ziyaretinin kendisini mutlu ettiğini belirterek şöyle konuştu:
"14 mayıs 2005 tarihinde yaptığınız kongreden bu yana aşağı yukarı bir ay geçti. Bildiğiniz sebeplerle ben henüz yeni dışarıya açılmaya başladım. Sizi ertesi gün kabul etmek isterdim, fakat müsait değildim. Onu anlayışla karşılayacağınızdan eminim. Ama kabul yapmaya başladığım ilk gurup, ilk heyet sizsiziniz. Bugün sizlerle bir araya gelmiş olmaktan fevkalade mutluyum. Sayın dyp genel başkanı mehmet ağar’ı ve onunla beraber dyp’nin 8. Kongresi tarafından seçilmiş bulunan genel idare kurulu üyesi arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Kendilerine başarılar diliyorum. Çok önemli bir meşaleyi taşımaya talip olmuşlardır ve tabii ki önemli işlerin önünde kolaylıklar kadar zorluklar da vardır. Zorluklar daha çoktur kolaylıklardan ama, zafer ona talip olanlarındır. “kazanacağız” dersiniz kazanırsınız. Önünüze çıkan ilk zorlukta “galiba bu işi yapamayacağız” derseniz, yapamazsınız. Fransız düşünürün hoş bir sözü var, çok güzel bir söz; “biz yenilmeyi kabul etmediğimiz için hep kazandık” diyor.
Türk siyaseti, çok dalgalı bir siyasettir. Geçen 50 sene zarfında bunun her türlü şeklini gördük. Bugün geldiğimiz yerde, türkiye’de yine sıkıntılar vardır ama, şu bir olay ki, 2002 senesinde bir seçim yapmış, seçim neticesinde böyle bir olay meydana gelmiştir. Yani olay dediğim, bir parlamento meydana gelmiştir. Ona dayanan bir hükümet meydana gelmiştir ve parlamentonun ve bu hükümetin bir takım icraatı eleştirilir, eleştirilecektir de, eleştirilmektedir de ve bu eleştirilerin hepsinin sebebi, daha iyiyi yapmaktır ve aslında iktidarlar kadar muhalefetler de bu rejimin temelinde mevcuttur. Muhalefet iktidarın alternatifidir. Eğer “bizim rejimde alternatif yok” diyorsanız, o rejim işlemiyor demektir. Ya ülkenin halkı kendilerini idare edenden memnundur, hoşnuttur. Onlara destek vermeye devam eder. Bu gayet normaldir. Hoşnut değildir, memnun değildir, “ama ne yapalım, başkası yok. Başka alternatifi yok” dediğiniz yerde demokrasi ölmüştür. O zaman ne olur ? Halk kendi hür iradesiyle çaresizliği çare olarak kabul etmiştir. Bunun sosyal hadiselerin mantığıyla hiçbir alakası yoktur. Çünkü bu rejimin en güzel tarafı daha iyiyi aramak, daha iyiyi aramanın yolları açık olduğu için de daha iyiyi bulmaktır.
Milletin hür iradesi ve onun zeminleri çalıştığı sürece türkiye’nin kendisini yönetecek reçeteyi de bulacaktır, kadroları da bulacaktır. Bugünkü kadroların önündeyse yarın kendisine lazım olan kadroları bulacaktır. Çok partili siyasi hayatta siyasi partiler iktidar olsun, muhalefet olsun halkın önünde “işte biz varız. Biz senin hizmetine talibiz. Biz bunu iyi yaparız” diyen kurumlar
Tabii ki türkiye’de bugün bulunduğumuz ortamda güncel meseleler çok tartışılıyor. Ama herkes şundan emin olmalıdır ki, zamanı gelince, “zamanı gelince”den kastımız şudur; bu zamana kadar yapılan seçimlerde türkiye hiç 5 seneyi doldurmadı. Ama bu parlamento 5 seneyi doldurur mu bilmiyoruz. Ama doldurmazmış gibi hareket etmek lazımdır. Yarın seçim olacakmış gibi hareket etmek lazım. Siyasi partilerin aslında gayesi, kendisini başarıya ulaştırmaktır. Kendisini meşru zeminlerde başarıya ulaştırmaktır. Meşru zeminlerde başarıya ulaştırmak için yaptığı çabaları hiç kimsenin yadırgamaması lazımdır..
Dyp, büyük bir misyonu taşıyor. Bu misyon tarafınızdan çok iyi anlaşılmış, çok iyi taşınmaktadır. Sizlere teşekkür ediyorum. Türkiye’nin hala dyp’ne fikriyatına ihtiyacı vardır, daha uzunca zaman da ihtiyacı vardır. Çünkü dyp türkiye’yi tümüyle her köşesiyle, her kişisiyle kucaklayan ve hem onun sorunlarına çare bulan hem ona muhabbet veren büyük kuruluştur. Size başarılar dilerim. Önünüzde türkiye’ye bugün muhalefet olarak hizmet ettiğiniz gibi iktidar olarak da hizmet etme imkanları vardır ve bu fırsatları değerlendirme sizinle beraber hareket eden partinin yönetim kadrolarına, taşra kadrolarına, illerine, ilçelerine, partiye gönül vermiş herkese sorumluluk düşüyor. Bu defaki sorumluluk başka zamanlardakinden daha da önemli. Yani, “aslında demokrasi olmuyor, çok partili olmuyor. Çünkü önümüze düşecek bir insan bulamıyoruz” gibi bir karara halk varırsa tabii ki çıkmaza gireriz. Böyle bir şey olmayacaktır. Çünkü siyaset hadisesinde mantıksızlıklara çok yer yoktur. Sosyal hadiseler kendini düzelterek gider".