Antalya-Falez Oteli’nde basın toplantısı yapan Sezer, hükümetin 3. yılını doldurmak üzere olduğunu anımsattı ve Başbakan’ın 3 yıl önce iki konuda söz verdiğini, ancak bugün bunları yerine getiremediğinin ortada olduğunu söyledi. Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başbakan, ‘3 yıl bize izin verin, 3 yıl sonra cebiniz para dolacak’ dedi. 3 yılda cebi para dolması bir yana yurttaşlar geleceğe dönük borçlanmak zorunda kaldı. Tarım kesimi bitti. Esnaf perişan. Yılbaşından bu yana 100 bin esnaf dükkânını kapattı. Birçok ilde esnaf belli süre işine ara verip, çareyi başka illerde tarım işçiliği yapmakta arıyor. Türkiye bunu ilk kez yaşıyor. Memur ve işçi yüzde 20’den fazla gelir kaybına uğradı. İşsizlik doruk noktasında.
Başbakan, 3 yıl önce ‘Türkiye’yi AB’ye taşıyacağım’ dedi. AB bahanesiyle Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkaracak dayatmaları kabul etti. İşte Kıbrıs, Ruhban Okulu, sözde Ermeni soykırımı, azınlıklar v.s. Bütün bu, geleceğimizi ipotek altına alan, Türkiye’yi, laik demokratik Cumhuriyet olmaktan çıkartacak dayatmalara rağmen bu hükümet Türkiye’yi AB’den kopardı. Artık net olarak görüldü ki, bu ödünlere rağmen, bu iktidarla Türkiye, AB’ye tam ve diğer ülkelerle eşit koşullarda üye olamayacak.”
Hükümetin umutları tükettiğini, çareyi 20 trilyonluk yılbaşı piyangosunda aradığını söyleyen Zeki Sezer, halk için asıl piyangonun ilk seçimde bu hükümetten kurtulmak olduğunu ifade etti.
Sorunların üstesinden gelemeyen Başbakan’ın sistemle ve rejimle kavga ettiğini belirten Sezer, “Başbakan, laik, demokratik Cumhuriyet’in Anayasal kurumlarıyla, Cumhurbaşkanı’yla, YÖK’le , eğitim sistemiyle, yani Cumhuriyet’in geleceği ile kavga ediyor” dedi.
Başbakan’ın YÖK’le kavgasının, hükümetin bir yandan kadrolaşma ile devlet kurumlarını sarmalamaya çalışırken, öte yandan kafasının arkasındaki sistemi oluşturacak altyapıyı kurmaya çalıştığını gösterdiğini anlatan DSP Genel Başkanı Sezer, yurtseverlerin, laik demokratik Cumhuriyet’i benimsemiş büyük halk çoğunluğunun buna izin vermeyeceğini kaydetti.
Hükümetin 3 yıldır ödeneklerine el koyarak, araştırmacı ve yardımcı doçent kadrolarına atama yapılmasına izin vermeyerek üniversiteleri baskı altına aldığını söyleyen Sezer, amacın bu kuruluşları geriletip, birer bilim yuvası olmaktan çıkarmak olduğunu ifade etti.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü’nün başına gelenlerin de hükümetin bilime ve sisteme karşı olduğunu gösterdiğini belirten Zeki Sezer, AKP Hükümeti döneminde meslekî eğitimin de geriye götürüldüğünü vurguladı.
Sezer, “Başbakan, kavga edecek kimseyi bulamazsa, kendisi ile kavga ediyor. Başbakan’ın, bu haliyle artık Türkiye’nin yükünü kaldıramadığı ortada” diye konuştu.
Anamuhalefet CHP’nin de kendi kendine muhalefet yapmaktan AKP’ye muhalefet edemediğini ifade eden Sezer, CHP’nin aynı zamanda birçok konuda AKP’nin işini kolaylaştırdığını kaydetti ve “Türkiye’nin kurtuluşu, bir AKP Hükümeti’nden kurtulmak, ikincisi de muhalefet olamayan CHP muhalefetinden kurtulmakla mümkün olacak” diye ekledi.