Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Emel Özkan’ın Bodrum Kalesi’ndeki tarihi topları boyadığı haberini okuyunca, buram-buram tarih kokan, toprak renkli sınır şehrimiz Mardin’in boyanması aklıma geldi..
      Tıpkı Bodrum’da olduğu gibi Mardin’e de bir Cumhurbaşkanı gelecekti.. Olay da Cumhurbaşkanı gelmeden bir gün önce işgüzar Mardin Vali’si tarafından yaratılacaktı..
        Anlatacağım olayın üzerinden tam 32 sene geçti.. Mardin’in Unesco’nun tarihi miras listesi kapsamına girmesinden önce,12 Eylül askeri darbesinden sonraki günlerdi…
        Konsey Başkanı Kenan Evren ve konsey üyeleri, şu anda kullandığımız 1982 Anayasası’nı anlatmak ve oy istemek içinyurtgezilerinebaşlamışlardı..
Cumhurbaşkanlığı Muhabiri olarak da ben çalıştığım Yeni Asır Gazetesi'nin yönetimi tarafından  Evren ve arkadaşlarını takip etmek üzere görevlendirilmiştim..
         Doğal olarak darbe yapmış beş kişilik askeri yönetimi takip etmek ve özgürce haber yapmak zordu..
         Çankaya Köşkü’nden Kenan Evren ve arkadaşlarının Mardin ve Hakkari’ye gideceği haberi gelince hemen hazırlıklara başladık. Önce isimlerimizi Genelkurmay Başkanlığına bildirdik. Diyarbakır’a hava yoluyla, oradan da Mardin’e karayoluyla gidecektik.Kendi imkanlarımızla bu yurt gezilerini takip etmeye çalışıyorduk..O zamanlar özel televizyon kanalları olmadığı için sadece bir TRT kamerası ve 5-6 gazetenin muhabiri izliyorduk konsey üyelerini..
            Diyarbakır’da uçaktan indikten sonra hep birlikte bir araba kiraladık ve Mardin’e doğru yola çıktık.. PKK terör örgütünün eylemleri henüz başlamamıştı.. O nedenle polis eskortu falan almamıza gerek yoktu..                  
            Gazetecilerin yurt içi gezileri çok eğlenceli geçer.. Tatlı bir rekabet ve arkadaşlıkla dolu bu yolculuk sırasında önümüze çıkan ve ilk kez gördüğümüz ölü bir kara yılanla uzun bir süre ilgilendiğimizi hatırlıyorum..
          
              Tarihi Mardin boyanıyordu..
 
          Bir tepe üzerine kurulan toprak renkli tarihi Mardin şehrinin üzerindeki top şeklindeki büyük radar görünmüştü.. Amerikalıların inşa ettiği söylenen radar, şimdilerde yok.. Toprak renkli şehrin tepesinde duran beyaz renkli bu radar, şehrin güzelliğiyle tezat teşkil ediyordu..
          Minübüsteki tüm arkadaşlarımız hayranlıkla bu tarihi şehri seyretmeye başladık. 32 sene önce bu şehir henüz dağın eteklerine kadar genişlememişti.. Tepenin üzerinde muhteşem yapılarıyla, kiliseleriyle, camileriyle, hanlarıyla, evleriyle ayaktaydı.. Tarihi sokaklarına daldığınızda kendinizi bir tarihin içinde bulursunuz. Her şeye bakmak, her şeye ellemek ve her şeyi satın almak istersiniz..
            Aracımız Mardin dağını tırmandı ve şehre girdikten sonra ilk durağımız Valilik oldu. Vali beyden aynı gün öğleden sonra gelecek olan Devlet Başkanı Kenan Evren ve arkadaşlarının programını öğrendik.
              Kenan Evren, Mardin şehrinin birkaç kilometre dışındaki Ordu Evi’nin balkonundan bir konuşma yapacak, geceyi Mardin’de geçirdikten sonra ertesi gün helikopterle Hakkari’ye gidecekti.. Hakkari konuşmasından sonra da yine helikopter’le Van’a geçerek Ankara'ya askeri uçakla dönecekti.
 
Sivrisinek Zihniyeti
 
             Evren'in programını aldıktan sonra şehri gezmeye çıktık. Tarihi sokaklara ve insanların arasına girdik.. Ancak girmemizle birlikte gözlerimiz faltaşı gibi açıldı.
            Mardin esnafı, elinde bir kutu mavi boya ile dükkanlarının kepenklerini mavi renge boyuyordu.. Tarihi dokuyu bozuyorlardı.. Tabii sadece kepenkleri değil, pencere ve kapı kenarlarını da boyuyorlardı. Yani düşünsenize toprak renginin üzerine mavi renkli bir boya sürülüyordu..
             Yanlarına yaklaştık ve neden bu tarihi yapıları boyadıklarını sorduk.. Aldığımız cevap daha da kahrediciydi..
     -  Devlet Başkanı geliyormuş. Kenan Evren ve arkadaşlarının Sivrisinekten rahatsız olmamaları için, mavi renge boyamamızı söylediler..Mavi renk sivrisineği kaçırıyormuş..
- Kim söyledi?
- Vali beyin talimatı..
         Birbirimize baktıktan sonra hızla az önce yanından ayrıldığımız vali beyin makamına tekrar gittik. Özel kalem müdürü şaşırmıştı. Vali beyle konuşmak istediğimizi söyledik. Valinin yanına girince de “neden bu tarihi şehri mavi renge boyattığını” sorduk..
          Vali bey ne kadar kızgın olduğumuzu anlamıştı ama anlam veremiyordu.. Sivrisinek diyecek oldu..
           Hep bir ağızdan bunun olmayacağını bu tarihi şehrin dokusunu bozamayacağını söyledikten sonra bu rezaleti durdurmadığı takdirde haber yapacağımızı belirttik..Son olarak da yarın Kenan Evren’e kendisini şikayet edeceğimizi söyledikten sonra fotoğraf makinalarımızı alarak valilikten ayrıldık..
            Tarihi şehrin sokaklarında mavi renge boyanan evlerin fotoğraflarını çekerek, esnafla konuşarak notlar almaya başlamıştık.
          Çıkacak rezaletten korkan vali, işgüzarlıktan vazgeçmişti. Gönderdiği görevliler esnaftan boyamanın durdurulmasını istedi..Boyama durmuş ancak boyanan yerler de mavi renkte kalmıştı..
            Öğleden sonra Devlet Başkanı Kenan Evren ve Konsey Üyeleri geldi. Orduevi’nin balkonuna çıkan Evren, toplanan kalabalığa bölgenin ne kadar dağlık olduğunu bir Bektaşi hikayesi ile anlatmaya çalıştı:
            “Bektaşi’nin biri elinde kırmızı şarap kadehiyle Mardin’e gelmiş. Ancak elindeki kadehi koyacak düz bir yer bulamamış"
           Evren’in anlattığı bu hikayeden memnun olmayan Mardinliler, meydanı terketmeye başladı.Meydanın boşaldığını gören ve Kenan Evren’in yanında ayakta duran Kara Kuvvetleri Komutanı Nurettin Ersin’in bir kafa işareti yaptığını gördüm. Askerler dağılan kalabalığın önünü keserek tekrar meydana döndürdüler..
             Silahların gölgesinde zorunlu olarak Kenan Evren’in konuşmasını dinlemek zorunda kalan Mardinliler, tarihi Mardin’i boyayarak Kenan Evren’i sivrisinekten korumaya çalışan Mardin Valisi hakkında ne düşünüyorlardı bilemiyorum.
          Ama aradan 32 sene geçmesine rağmen sevdalısı olduğum Bodrum’da 'Cumhurbaşkanı geliyor, tarihi topları boyayım" diyen, 'sivrisinek zihniyeti'nin yaşamasına üzüldüm…