Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3806
EURO
34,7593
IMKB
9.945,000
ALTIN
2.429,550
 
Hava Durumu ANKARA
14 / 22 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
SURİYE SINIRINDA, FIRTINA ÖNCESİ SAKİNLİK..(1)
 EMİN VAROL 11 Eylül 2013 Çarşamba  

(1)SURİYE SINIRINDA,  

 
Birkaç günden beri Suriye sınırındayım.. Harbiye’den başlayarak sıfır noktasında ve Cilvegözü Sınır Kapısı civarında dolaşıyorum.. Muhtemel bir müdahalenin öncesinde “ durum tesbiti “ yapıyorum..
Mezeleriyle ünlü Harbiye’deki Defne Şelalelerinin içine asılan bir pankart dikkatimi çekiyor.. İri harflerle “SAVAŞA HAYIR” yazıyor.. ve devam ediyor..
 
“Reyhanlı’nın acısı bizim de acımızdır. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Biz bir mozaiğin yan yana dizilmiş ayrılmaz taşlarıyız. Çekin ellerinizi bu şehrin üzerinden, çekin. Bu kirli savaşa alet olmayacağız. Dünya halkları, din,dil, ırk, rengi ne olursa olsun kardeştir savaşa hayır..”
 
Fırtına öncesi Sakinlik..
 
Bir süre önce 58 kişinin öldüğü Reyhanlı ilçesinden sabah erken saatlerde 19 km uzaklıktaki Cilvegözü sınır kapısına gidiyorum..
Ortalık oldukça sakin görünüyor.. Acaba “ fırtına öncesi sakinlik mi?” diye düşündüm..
Birkaç TIR karşı tarafa geçmek için bekliyor..  10 kadar Suriye’li ellerinde eşyalarıyla onlar da Suriye’ye geçmeye hazırlanıyor.
Çok sayıda Suriye plakalı özel ve lüks otomobiller dikkatimi çekiyor.. Suriye plakalı araçlara Türkiye’de belli bir süre kalabilme sınırlaması kaldırılmış.. Hükümetin kararıyla, Suriye plakalı bu araçlar istedikleri kadar Türkiye’de kalabiliyor..
Otopark’ta ve çay bahçesinde oturan sivilleri fark ettim.. Bunların sivil polis olduklarını akşam saatlerinde öğrendim. Aynı araçla yeniden sınıra gittiğimde bu kişilerden biri, “ bu plakalı araç sabah saatlerinde de burada değil miydi?” diye sordu.. Demek ki takip ediliyorum.. Normali de bu.. Güvenlik önlemleri en üst düzeyde..
Selam verip, çay bahçesine girdim.. Bir çay söyledikten sonra TIR şoförü olduğunu söyleyen bir kişi ile konuşmaya başladım.. Sakinliğin nedenini sorduğumda, “hafta başı” diye karşılık verdi..Hafta sonu daha da hareketleniyormuş.. Bugünlerde çoğunlukla Suriye’nin en çok ihtiyacı olan Çimento gidiyormuş Suriye’ye.. Bir de Glikoz..
Ancak yetkililerden aldığım bilgiye göre Glikoz gönderilmesi kısa süre içinde yasaklanacakmış..
Bu arada yılbaşından bu yana Suriye ile yapılan ticarette bir azalma görülüyor.. Ocak ayında günde 150 civarında TIR Suriye tarafına geçiyordu. Bu sayı 50-60’a indi..
 
Yabancı TIR’ların Suriye’ye geçişi yasak..
 
Yabancı plaklı TIR’ların ve yabancı firmaların karşı tarafa geçmesi yasaklanmış.. Sadece Türk TIR’ları ve Türk işadamlarının mallarının Suriye tarafına geçmesine izin veriliyor..
Sınırda herkes Arapça konuşuyor.. Suriye sınırı boyundaki yerleşim yerlerinden sadece Reyhanlı halkı Arapça konuşuyor.. O nedenle burada çok sayıda Suriyeli yaşıyor.. Günlük yaşamlarında bile bu dili kullanıyorlar.. Reyhanlı sanki bir Suriye şehri gibi.. Bir tek fark var Reyhanlı’da savaş yok.. Patlayan bombalarla hayatını kaybedenlerin ve yaralananların acısını içlerine atarak hayatlarını devam ettiriyorlar..
Reyhanlı halkı artık, yanlarında Suriyeli çocuk kadın ve erkek çalıştırmaya başlamış.. Hatta AmanoS dağlarındaki köylerde de buna tanık oldum. Yol sorduğum küçük çocuklar, elleri ve kollarıyla Türkçe bilmediklerini anlatma çalıştılar.. Türkler bunu yardım amaçlı yapıyorlar..  Düşük ücretlerle savaştan kaçan bu insanların yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı oluyorlar..Bu arada Suriyeliler de yavaş yavaş Türkçe öğrenmeye başlamışlar..
Aklıma Metin Akpınar’ın “Propaganda” filmi geliyor.. Bu sınırı bölen el, yeniden çalışmaya başlamış ve buradaki sınırları daha da çoğaltmaya başlamış.. Ancak bu insanlar sınır tanımyor.. 
 
Sınıra 50 metre uzaklıkta düğün..
 
Şehirde bugünlerde çok fazla düğün var.. Bunlardan birine ben de katıldım.. Damadın evinin balkonunda otururken, 6 Davul ve iki Zurna’dan çıkan nağmeleri dinledim. Başında kasketi ile simsiyah olmuş suratı ile yaklaşık yarım saat, hiç nefes almadan! Zurna çalan zurnacıda gözlerimi alamadım. Yarım saat, boncuklarla süslediği zurnaya, portakal büyüklüğünde şişen iki yanağının arasından üfleyen zurnacı, sanki hiç nefes almıyor gibiydi.. Davullarla uyumlu bir şekilde uzun uzun çaldılar..
Buradan, Suriye sınırına sıfır noktasındaki düğün evine gittik. Tel örgü 50 metre ilerimizdeydi.. Suriyelilerin araçları görünüyordu.. Akşam karanlığında kaçak Suriyelilerin bu dağdan geçerek bu tarafa geçtiği söyleniyor. Türk askeri ise aldığı emir doğrultusunda hiçbirine engel olmuyor. Ancak az da olsa bu taraftan gidenlere engel oluyormuş..
 
50 bin Suriyeli Türkiye’ye geçmeyi bekliyor..
 
Sadece bir km uzakta, çadır kentlerde yaşayan ve Türkiye’ye geçmeyi bekleyen, ölüm kalım mücadelesi veren, doğayla mücadele eden ve Esad’ın zulmünden kaçan 50 bin kişinin aksine, Türk tarafında yaşam her şeye rağmen devam ediyordu..
Reyhanlıların bir numaralı gündem maddesi Suriye.. Evin hanımları bile bu konuda yorumlar yapıyorlar.. Evlerine gelen Suriyeli misafirlerin, “muhaliflerden” olup olmadığını tartışıyorlar. Kimyasal silahları da muhaliflerin kullandığını düşünüyorlar. Esad’ın Orduya tam hakim olduğunu ve yıkılmayacağını anlatıyorlar. Bu konularda erkekleri ile de tartışıyorlar..
 Firik pilavı, dolma, tavuk, pilav ve tatlıdan oluşan düğün yemeğinin ardından, her tarafta satılan Suriye’den gelen kaçak çayımızı içtikten sonra düğünün 3. aşamasına geçiyoruz.
Hamamat otelinin bahçesinde yapılıyor düğün.. Davul, zurna ve Arapça şarkılar çalıyor.. Hatta Türkçe parçalar bile Arapça seslendirilmiş. Bunun nedenini “Arapça parçalar daha kıvrak insanları daha fazla coşturuyor” diye izah ediyorlar.. 
Gelin ve damat nikah kıyılmadan önce bahçeye gelerek ilk danslarını yapıyorlar. Böylece düğün başlamış oluyor. Ardında eğlence davul zurna eşliğinde halayla devam ediyor. Ama henüz nikah kıyılmıyor.. Ankara’dakinin aksine nikah, düğünün sonunda kıyılıyor..
Otelde kalan Suriyeliler de düğünü kaldıkları odanın balkonlarından izliyorlar. Bazıları ise ayağında şortuyla, balkonda çalan davul zurnaya eşlik ederek halay çekiyor.. Bir an da olsa yaşadıklarını unutmak istercesine..

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.