Önce “Hocaefendi Hazretleri”, sonra “Fethullah Hocamız” denilerek baştacı edilen Fethullah

Gülen, geçen yıldan bu yana neden “Parelelci mam” yaftalamasına layık görüldü?

Son 12 yılda neler oldu da, Pensilvanya'da mukim Gülen Hoca, 17 ve 25 Aralık 2013

operasyonlarından sonra AKP'nin kara listesine alındı?

Hocaefendi ve etrafı, ona inananlar, gönül verenler ve dünyanın dört bin yanınd açılan özel okullar

ve özel dershanelerle sesini duyurmuşlardı.

22 Şubat mağduru Hocaefendi, durup dururken ülkeyi terketmemişti.

Sincan'da tankları yürüten generaller, bir süre sonra yeşil semayeye karşı savaş açarlarken, Gülen

hoca hakkında da “ dandik “ dosyalar kurgulayarak onu yargıya postalamışlardı.

Hocaefendi, AKP iktidara geldiğinde bütün davalardan ( suçlamalardan) beraat etmişti.

Türkiye'ye elini kolunu sallayarak geri gelebilirdi.

Gelmedi, ABD'de, Pensilvanya Eyalatinde bir çiftlik evinde kalmayı tercih etti.

Tam 10 yıl, AKP kurucuları ve hükümet erkanı ile arasını sıcak tutan Gülen Hocamızın, 17 ve 25

Aralık 2013 Operasyonlarından sonra adı “Parelelci”ye çıkınca ipler koptu.

İktidarın ne kadar başarısız karar­eylem ve icraatı varsa, Hocaefendiye fatura edilmeye çalışıldı.

Hala da öyle.

Diyelim ki Hocaefendi “parelel devlet” içinde etkili bir nüfusa ve yere sahipti.

Velevki, bir çok olayı Gülenciler yönlendirdiler.

Velevki, Ergenekon'dan, Bilal Erdoğan'ın vakfına kadar Gülen herşeye el attı ve iktidarı güçsüz

kılmak istedi.

Velevki, 25 Aralık'taki İş adamlarının tutuklama operasyonu düzmeceydi ve “darbe” teşebbüsü

anlamı taşıyordu.

Ya sonrası ?

Dört AKP'li bakanın istifasına girmiyorum.

Bilel Erdoğan'ın ses bantlarını es geçiyorum.

Bakan çocuklarına yapılan yolsuzluk suçlamalarını bir kenara itiyorum.

Bakana hediye edilen 700 milyonluk saati görmezlikten geliyorum.

Ayakkabı kutularından dolarlar fırlamadı

Halk Bankası Genel Müdürünün evinde, çöpe atılmak üzere konmuş eski ayakkabılara “dolar”

süsü (!) verildiğini varsayıyorum.

Peki Gülen ile ilgili olarak dosyamızda,ya da bagajda neler var, neler istiflendi.

Elde dosya yok.

Elde delil de yok.

Kanıt yok.

Bulgu­belge yok.

Tape hiç yok.

Ama Gülen hoca suçlu.

Türkiye'nin bin tane sorunu varken, çevremiz kan gölüne döndürülmüşken, iki milyon Suriyeli

mülteci Türkiye'ye sığınmışke,n sen git Amerika'ya, ABD Başkanına “Gülen'i ya bana ver, ya sınır

dışı et” diyerek ricada bulun.

Obama, Gülen'i neden sana teslim etsin ey Erdoğan?

Adam dünya lideri..

Adam dünya imparatoru.

Adam dünyada para basan tek ülkenin lideri.

Ama Obama dediğimiz adam padişah filan değil.

Öyle “Yahu şu Tayyip beyin ricasını kırmayalım, Gülen efendiyi teslim edin bu iş bitsin” diyecek

durumda değil.

Ne denirse denilsin, Obama'yı denetleyen öylesine güçler var ki.

Önce Anayasa var. Yasaları var... Senatosu var.

Herşeyden önde halkı var.

Yaptığı her şeyin hesabını halkına vermek zorunda.

“Ben yaptım oldu” diyecek biri konumunda değil ki...

Bütün bunlara rağmen;Obama bir punduna getirdi ve “ Verdim gitti”dedi ve Fethullah

Hocaefendiyi teslim etti.

Ne yapacaksınız Gülen Hocayı?

Nasıl ve hangi suçla yargılayacaksınız?

Eğer bu devleti güç durumda bırakmak ve hükümeti devirmeyi planlamış bir kişiyse bunu nasıl ne

hangi belge­bulgu ve delillerle kanıtlayacaksın.

Gülen velevki iade edilse.

Sonucunu çok merak etmiyorum ama bir iade edilse veya kendiliğinden gelse ne iyi olur.

Ülke şenlenir bence.

Belki de AKP'nin gidişinin ilk işaret fişeğini Gülen ateşlemiş olur.

Olur mu olur.

Neden olmasın ki.

Bu AKP, sonsuza kadar iktidarda kalmayacağına göre...