Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,5209
EURO
34,9690
IMKB
9.916,000
ALTIN
2.436,410
 
Hava Durumu ANKARA
14 / 23 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
YAŞAM
 Deniz Özgür 10 Haziran 2011 Cuma  
Hepimiz yaşamımıza değecek bir sihirli değnek bekliyoruz. Bir sihirli değnek dokunacak yaşamımıza ve çözümlenmesini istediğimiz sorunları çözecek, ideallerimize, amaçlarımıza bizi tek dokunuşla götürecek. Bir sihirli değnek yaşamımıza dokunacak ve biz o zaman durduğumuz yerden kalkacak, koşmaya başlayacağız… Hepimiz bir sihirli değnek bekliyoruz. Ve biliyoruz yok aslında böyle bir şey… İnsan, yaşamını bir tek kendi yüreğindeki sihri bulursa değiştirebilir. Ama öyle korkağız ki, kendimize dönüp, yüreğimizdeki o sihri bulacak kadar cesur değiliz çoğumuz. Çünkü biliyoruz, kendimizle bir yüzleşsek, bir dönsek yüreğimize; yapabileceklerimizin dışında, yaptıklarımızda bekliyor orada bizi. Gelecek için yakalamaya çalıştığımız o sihrin hemen yanında geçmişin yığıntıları, yıkıntıları da var çünkü… Yüzleşmeye çalıştığımız o yerde, her duygu bekliyor bizi… Ve biz yüzleşirken belki vuruşmaktan korkuyoruz o duygularla ve kaçışlarımız başlıyor işte korkularımızın üstüne. Kaçtıkça, kaçıyoruz. Eksildikçe, eksiliyoruz. Ve bir gün bakıyoruz ki, kaçarken fark edemediğimiz koca bir boşluk sarmış dört bir yanımızı. Ve etrafımızı bir kabuk bağlamış. Yarattığımız kabuğun içinde kalsak da yalnızız, o kabuğu kırıp çıksak da etrafımızı saran boşlukta yine yalnızız. İşte o noktada beklemeye başlıyoruz. Bir sihirli değnek dokunsa yaşamımıza, kırsa kabuğumuzu ve alsa bizi o boşluktan. Oysa ki yok böyle bir sihir. Tüm sihir, kendimize dönsek, dönmeyi başarsak yüreğimizde aslında. Hadi şimdi bir ışık yakın yüreğinizde ve aramaya başlayın sizde saklı olan sihri. Yüzleşin, yüzleşmekten korktuğunuz her duyguyla…. Kaybettiklerinizle, uğrunda savaştığınız, emek verdiğiniz ve yitirdiklerinizle… Acılarınızla, korkularınızla, pişmanlıklarınızla, hatalarınızla.. Hadi yüzleşin, yitirdiğiniz zamanla, geçmişinizle.. Bir ışık yakın aramaya başlayın, yüreğinizde, sizde saklı olan sihri… Bulduğunuz anda sarılın, çünkü bulduğunuz o sihir kaybettiğiniz gücünüz olacak; kendinizle yüzleşirken kendinizi bulacaksınız. Hadi korkmayın, çünkü zaman akıp gidiyor. “Ne zamanın önüne geçebiliriz, ne de akıp gitmesine engel olabiliriz.” Zamana yenik düşmek istemiyorsanız kalkın ve koşmaya başlayın. Gerisinde kalmaya devam ederseniz, bir tek zamana yenilen geçmişinize değil, yanınızdan geçip gitmesine izin verdiğiniz, zamana yenik düşmesini izlediğiniz geleceğinize de ağlıyor olacaksınız. Hadi bir ışık yakın yüreğinizde, şimdi tam şu dakika aramaya koyulun sizde saklı olan sihri. Yüzleşin korktuğunuz her duyguyla; geçmişte bıraktığınız sevdaları bulun.. O sevdalar uğruna kaybettiklerinizi ve o sevdalarla kazandıklarınızı düşünün.. Sizi siz yapan duyguları hatırlayın.. Ve sizi eksilten duyguları… Utanmayın yenildiğiniz duygularınızdan… Yenildiğiniz her duygu; sevgi ve sevgi aradığınız sihri taşıyor içinde. Hadi yaktığınız ışığı takip edin; geçmişteki sevinçlerinizi anımsayın şimdi, mutlu olduğunuz küçücük anları, o en çok özlediğiniz eski sevgiliyi, o büyük sevdayı düşünün. Yüreğinizde fırtınalar kopacak belki anımsarken, bırakın varsın kopsun, acı çekin. Acı da sevgi kadar olgunlaştırır insanı… Ama dengeyi iyi kurun; sevgi büyüdükçe çoğaltır, acı büyüdükçe eksiltir insanı… Yüzleşin sakladığınız her duyguyla ve sarılın yakaladığınız her duyguya… Fırtınalar kopsun yüreğinizde ama kopan o fırtınada bulduğunuz acı sizi boğmadan siz boğun acıyı.. Ve açın kollarınızı, geçmişinize sığınıp, sarılmaya çalıştığınız her duygu acısı ile sizi yok etmeden, yok olsun yaşamınızdan… Sakladığınız her duyguyu çıkartın ve koparttığınız fırtınalara teslim edin, siz o fırtınaya teslim olmadan. Ve unutmayın; dinen her fırtına sonunda, yeni bir fırtına yaratacak yaşam. Hadi bir ışık yakın yüreğinizde.. Geçmişinizle, geleceğiniz arasında dengeyi kuracak kuvvette…, Hadi bir ışık yakın yolunuzu aydınlatacak, yarınınıza yön çizecek kuvvette.. Hadi bir ışık yakın yüreğinizde… yarattığınız kabuğu kıracak, o kabuktaki karanlığı geçecek kuvvette.. Hadi bir ışık yakın ve koşmaya başlayın daha da geç kalmadan… Hadi bir ışık yakın; Çünkü zaman, yakalayamayacağınız hızda akıp gitmekte……. (2001) ************** Düşününce hayatta ne kazanırsak kazanalım sonunda kaybetmeye mahkumuz. Bir hayatı kaybetmeye mahkum yaşıyoruz hepimiz. Bir gün mutlaka kaybedeceğiz. Ne kazanmış olursak, ne yaşamış olursak, ne yapmış olursak olalım bir gün hepimiz “artık gitme vaktidir” diyeceğiz. Zaman sınırı olmayan bir geçiş içinde, zamansız gideceğiz bazılarımız. Ama eninde sonunda hepimiz bir hayatı kaybedeceğiz. Bunun içindir ki kaybetmeye mahkum bir hayattan en az kayıpla sıyrılmak için her günü doğru yaşamayı bilmeliyiz. Bir gün bu cümleleri kurmamak için her anı kıymetini bilerek yaşamalıyız; (İlk Leo Busgalia’nın kitabında okuduğum ve daha sonra internetten aldığım bir yazı kime ait olduğunu bilmiyorum ama kim yazdıysa yüreğine sağlık diyerek sizlerle paylaşmak istiyorum..) Okurken bir an için kendinizi düşünün ve bu cümleleri kurmamak için hayatınıza, duygularınıza, sevdiklerinize, işinize, başarılarınıza, yaşadığınız her an’a kaybedeceğiniz zamana kadar, sonuna dek sahip çıkın; ………………………….. Anımsıyor musun Yeni arabanı ödünç alıp çarptığım günü Öldüreceğini sanmıştım beni öldürmedin oysa... Anımsıyor musun Seni zorla sahile götürdüğüm, yağmur yağacağını söylediğin ve yağmurun yağdığı günü "Söylemiştim sana" demeni beklemiştim demedin oysa... Anımsıyor musun Çilekli pasta düşürüp arabanın paspasını kirlettiğim günü Kızacağını sanmıştım bana, kızmadın oysa... Anımsıyor musun Kıskandırmak için seni başkalarıyla oynaştığım ve senin kıskandığın günleri Terk edeceğini sanmıştım beni terk etmedin oysa... Anımsıyor musun Dansın resmi giysili olduğunu söylemeyi unuttuğum ve senin kot pantolonla geldiğin günü.. Bırakacağını sanmıştım beni bırakmadın oysa... Evet... çok şey vardı yapmadığın ama dayandın bana, sevdin ve korudun beni Çok şey vardı benim de senin için yapmak istediğim Vietnam’dan döndüğünde Dönmedin oysa…… ********* Sevgiyle.. [email protected]
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.