Baykal, “Millete hazmettirecekmiş. Kime ne hazmettiriyorsun? Haddini bil” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Denizli’nin Çivril İlçesi’nde yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan’a yine sert eleştiriler yöneltti:
GEMİNİN ROTASI NE?: (Miting alanına asılan ’Anayasa’nın üçüncü maddesini değiştirmeyeceğiz’pankartını göstererek) Bu pankartı buraya benim için asmadınız. Bunu başbakana söylüyorsunuz başbakana. Diyor ki değiştireceğiz. Neyi değiştireceksin? Gelin beraber konuşalım diyor. Ne konuşacağız? Ben bu konuda düşüncemi söyledim. Bu gemi gidiyor diyor. Nereye gidiyor? Bu geminin rotası ne? Mazotunu nereden alıyor? Rotasını pusalası kim verdi? Şimdi bana mektup yazacakmış, Mektup daha gelmedi. Gelsin cevabını vereceğiz.
KİMSE BİLMİYOR: Baktı bu iş tavsadı, heyecanı kayboldu, millet tepki gösteriyor, vazgeçmemek için yola devam diyor. Hazmede hazmede, hazmettire hazmettire yapacağız diyor. Bir proje var kafasında. Ama bunu Türkiye’de bir kişi bilmiyor. Bileni de görmedim. Kafasında proje var ki, hazmede hazmede hazmettire hazmettire kabul ettireceğiz diyor. Bunun milleti memnun edecek bir proje olmadığını da kabul ediyor böylece.
MİLLETE TUZAK: Alıştıra alıştıra diye düşünüyor. Kafasındaki projenin milletin hayrına olmadığını biliyor. Rahatsızlığı ortadan kaldırmak için küçük dozlarda, alışkanlık yaptırarak, götürmeye çalışıyor. Hazmettire hazmettire götüreceğiz diyor. Millete hazmettirecekmiş. Kime ne hazmettiriyorsun? Haddini bil, haddini. Seni millet oraya getirdi, ona hizmet etmek için seni oraya getirdi. Şimdi çıkmış millete tuzak kuruyor. Bunu açıkça söylüyor. Hazmettire hazmettire yola devam diyor.
İŞ TAVSADI: ABD’ye gidip gizli kapılar ardında söyleyince, bu iş milletin hayrına sonuçlanır mı? Millet teşhisini koydu. İşin tavsadığı ortaya çıktı. Kürt açılımı diye yola çıktılar. İşi sulandırdılar. Gürcü açılımı, Çerkez açılımı, Arap açılımı, Alevi açılımı. İşsizlik açılımı da var. Sanki birini yaptın da diğerlerini de mi yapacaksın. Sulandırmayı bırak. Bu milleti etnik kimliklerine göre, ayırma, bölme, parçalama. Soyu var sopu var, sülalesi var, aşireti var, inancı var mezhebi var deme. Başbakanın görevi insanları dilim dilim etnik kökenine ayırmak değildir. Sen bu milleti birleştireceksin. bu yaklaşım ülkeye zarar veriyor. İlkokulda çocuklar sen nesin diye birbirlerine soruyorlar. Bundan da en çok zararı Kürt kökenli olup da Anadolu’da yer tutmuş huzur içinde, barış içinde yaşamakta olan insanlarımız, kardeşlerimiz görüyor. Onları niye dışlıyorsun?
TÜRKÇEYİ ÖĞRETELİM: Ana dilinde eğitim görecek insanlar ileride Türkiye’nin geleceğinde yer tutabilir mi? Türkçeyi tüm vatandaşlara öğretmek görevimiz. Bu vatandaşlarımızı en ileri noktaya götürmek görevimiz, onları dışlayıp Ortadoğu’ya yönlendirmek değil.
COSTNER DESTEĞİ: Baktılar bu iş tavsadı, canlandırmak için destek arıyorlar. Bula bula Hollywood’tan destek bulmuşlar. Bir artist ben bu işi destekliyorum diyor. Sen bu açılımı kimden dinledin, ne olacağından haberin var mı, ne yapılacağından haberin var mı, destek olma kararını nasıl aldın, seni kim ikna etti, hangi düşünceyle, hissiyatla, duygusallıkla, hangi memleket sevgisiyle bunları söyleme noktasına geldin? Ortada olan, bu kişiden güç almaya çalışan, onun bu desteği ile kendi vatandaşlarımızı ikna edeceğini zanneden şaşkınların halidir. Hollywood satarları ikna edilecek, onlar da Çivril’e gelip sizi ikna edecek. Bu manzara yakışıyor mu? Vatandaşına söylemeye cesaret edemiyor. Gidip Hollywooda söylüyor. Onlar da bizi ketempereye getirecek. biz de inanıp gideceğiz öyle mi? Onların peşine takılacağız öyle mi?
AKP’LİLERE SESLENDİ: Son seçimde AKP’ye oy vermiş vatandaşlara ve AKP’li yöneticilere sesleniyorum. Lütfen görevinize sahip çıkın. Bu gidişat yanlış, Bu parti işi değil. Bu memleket işi. Bu gidişe izin vermeyin, müsade etmeyin, seyretmeyin, uyarın, anlatın, yaptırmayın.