Bugün size AKP’nin yolsuzluklarla nasıl iç içe olduğunu ortaya koyan bir belge sunacağım.
Belge diyorum, zira konu TBMM’nin tutanaklarına da girdi.
Olay şu:
57’nci hükümet, yani Ecevit-Yılmaz-Bahçeli hükümeti döneminde Enerji Bakanlığı’na bağlı TAEK hızlandırıcı ihalesini yapar.
İhale 8 milyon bedelle bir firmaya kalır.
Tam bu süreçte seçimler olur ve AKP iktidara gelir.
AKP hükümeti ayağının tozuyla bu ihaleyi hemen iptal eder.
Gerekçesi; 8 milyon pahalıdır.
İhtiyaç acil olduğu için hemen yeni ihaleye çıkılır.
İhale tarihi 23 Aralık 2002’dir.
Peki ihale miktarı ne kadar mı?
Tamı tamına 15 milyon dolar.
Yani önceki ihalenin neredeyse iki katı.
Ama nasıl olur demeyin, oldu işte.
Durun bitmedi.
İhale, komisyon ve TAEK Başkanı tarafından hemen onaylanıyor.
Aradan 5 gün geçiyor TAEK Başkanı bu ihaleyi de iptal ediyor.
Evet kurum başkanı önce onayladığı ihaleyi yine iptal ediyor.
Derken üçüncü bir ihaleye çıkılıyor.
Bu arada ihale, fiyat düşsün diye iş, inşaat, proje ve sistem diye üçe bölünüyor.
Sonuç ne mi oluyor?
İhalenin tamamını bir firma alıyor.
Fiyatı mı sordunuz?
16 milyon euro...
16 milyon euro o günün paritesi ile 21 milyon dolar demek.
Diyeceksiniz ki 8 milyon nerde, 21 milyon dolar nerde!
Haklısınız, ama AKP’de bunlar olağan.
Peki bu fark niye mi?
Yandaş firma kazansın diye.
Evet işi alan, AKP zirveleri ile kol kola olan bir şirkettir.
Tekrar ediyorum bu afaki bir iddia değil, MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı tarafından önceki gün bütçe görüşmeleri esnasında Meclis’e taşınan belgeli bir konudur.
Tabii bu buzdağının, yani yapılan yolsuzlukların çok mini bir boyutudur.
Göreceksiniz AKP bu olaya miktar düşük diye cevap bile vermeyecektir.
Yahu bu ülkede yediği yemeği bakanlığa ödettirdi diye istifa etmek zorunda kalan bakan örneği var.
Yok yok, bu örnek onlarca yıl önceden değil 1993’ten. Hatırlayın SHP’li Güler İleri bir yemek parası için koltuğunu kaybetmişti.
Merak ediyorum AKP hükümeti Muharrem Varlı’nın sunduğu o belgelere ne diyecek acaba?

POSTAL ÖPÜCÜ USLANMIYOR

Talabani’nin yeni oyunu!
Türklere Kürt kedisini bile vermem diyen Talabani bu aralar AKP ile DTP ve PKK arasında arabuluculuğa soyundu. Neymiş efendim  Talabani’nin arabuluculuğu ile PKK silah bırakacakmış. Bunun karşılığında da Türkiye genel af çıkarmalıymış.Talaban’nin böyle bir teklifte bulunmasını biz yadırgamayız, zira bu adamı bu ülke onlarca yıldır biliyor. Ne denli kaypak ve dönek olduğu sır değil. Anlayamadığım tek bayrak, tek vatan diye gürleyen Başbakan’ın tutunduğu tuhaf tutumdur. Talabani gibi geçmişi belli olan ve PKK silahını teslim etmeksizin dağdan inip politika yapsın gibi uçuk bir teklifi sunan birini hâlâ ciddiye alıyor olmasıdır. Tamam Erdoğan konjonktürde, yani rüzgâra göre politika yapar da bu kadar kısa bir sürede “İstemeyen gitsin” söyleminden tamamen çark edecek bir  tutuma nasıl girer? Bekleyelim bakalım...

BİR UYARI DAHA...

Mesut Yılmaz’dan özürcülere!
Eski başbakanlardan bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz önceki gün Meclis kürsüsündeydi. Yılmaz 5 dakikalık konuşma süresinde hükümetin AB kayıtsızlığı ile Ermeni özürcüleri konularına değindi. İmzacıları yargısız infaz yapmakla suçlayan Yılmaz, bu girişimin istismar edileceğini ve Ermeni tezlerine psikolojik katkılar yapacağını söyledi. Mesut beyin işaret ettiği yakın somut tehlike, ABD’nin yeni Başkanı ve yardımcısının seçim sürecindeki taahhütleriydi. Yılmaz’a göre muhtemelen nisan öncesinde konunun ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’ne yeniden getirilmesi ve kabul edilmesi muhtemelmiş. Mesut bey  konuşmasında böyle bir süreçte açılan imza kampanyasının tesadüfi olamayacağını ima etti ki, bize göre de yüzde yüz haklıdır. Evet  Ermeni konusunda Türkiye bir meçhule yelken açtı ki sormayın!

700 MİLYAR KESMEDİ Mİ?..

Eyvah Hakan Şükür Milli Takım’ı isteyecek!
Okudunuz mu bilmiyorum, Hakan Şükür kardeşimiz son demecinde yorumcu olarak kalmak istemediğini ve antrenör olmak istediğini söyledi. Yorumcu deyip geçmeyin, yazılanlara göre Şükür bu iş için bir seneliğine 700 milyar alıyor. Ölçüsü de en çok para alan yorumcu Rıdvan Dilmen’in birkaç katı almaktı. Şimdi düşünüyorum da Hakan antrenörlüğe soyununca ona uygun takımı nasıl bulacağız acaba? Öyle ya yorum yapmak için müthiş bir standart tayin eden Hakan kardeşimizi hangi takımın antrenörlüğü kesebilir. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzon gibiler oyunun kuralı gereği Hakan’a yüz vermeyeceklerine göre Hakan belli ki  Milli Takımı talep edecektir.Olmaz, olamaz demeyin olur. Hakan’ın yorum olayındaki tutumu  ve narsistliği ortada..Ederse etsin, havasını alır demeyin, TRT misali arzusu yerine de getirilir, zira  artık Türkiye’de futbol da siyasallaştırılmıştır.