TBMM'deki bütçe görüşmelerinin son gününde sert tartışmalar yaşandı. CHP Genel başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Hangisi gerçek Erdoğan'dır, Hikmetyar'ın önünde diz çöken mi, Anıtkabir'de saygı duruşunda bulunan mı? Açıklasa da öğrensek" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın buna yanıtı, "Sayın Baykal belden aşağı vuruyor. Oradan buradan topladığı fotokopilerle konuşuyor. Ben fotokopilerle konuşursam çok kötü olur. İddia sahibi, iddiasını ispatlamakla mükelleftir. İddiasını ispatlamayan işte oraya ben üç tane nokta koyuyorum. Önce bu kaliteyi artırmamız gerekiyor" oldu.
BAYKAL: GERÇEK RECEP TAYYİP ERDOĞAN HANGİSİ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM genel kurulu'ndaki bütçe görüşmelerinin son gününde hükümete yüklendi. Baykal'ın hedefinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Baykal, "Hangisi gerçek Erdoğan'dır, Hikmetyar'ın önünde diz çöken mi, Anıtkabir'de saygı duruşunda bulunan mı? Açıklasa da öğrensek" dedi.
Kendisinin 32 yıldır siyasette olduğunu hatırlatan CHP lideri, "ben 32 yıl önce ne söylediysem, şimdi de oyum. Ankara'da ne söylediysem, Şemdinli de onu söylerim" dedikten sonra, şöyle devam etti:
"Sayın başbakan geçen gün Mevlana'yı ziyaretinde ünlü düşünürün bir sözünü söyledi; 'Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün.' Çok doğru. Keşke Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da öyle olsa. Şimdi soruyorum. Hikmetyar'ın önünde diz çöken mi, Anıtkabir'de saygı duruşunda bulunan mı? Seçimden önce 'dokunulmazlıkları kaldıracağız' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı, seçildikten sonra 'dokunulmazlıkları kaldırmayız' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı? 'Gerekirse eyalet sistemi olur' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı, 'tek millet' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı? 'maaşım yetmiyor' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı, Başbakan olduktan sonra şirketlerini trilyonlarca liraya satan Recep Tayyip Erdoğan mı? Yeni Zellanda da, 'bedelli askerlik üzerine çalışıyoruz ' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı, Türkiye'ye dönünce 'bedelli konusunda hiçbir çalışmamız yok' diyen Recep Tayyip Erdoğan mı? Açıklasa da öğrensek hangisi gerçek Recep Tayyip Erdoğan."
Baykal'ın konuşması sırasında gerginleştiği yüz ifadesinden okunan Başbakan Erdoğan sürekli not aldı. Meclis şimdi merakla Başbakan'ın yapacağı konuşmayı bekliyor.
UNAKITAN'A İSTİFA ÇAĞRISI
CHP lideri Deniz Baykal, kürsüde telefon dinleme kayıtlarını okuduktan sonra Tempo Dergisi'ni göstererek iddialarda bulundu. Baykal sert bir konuşmanın ardından 'Maliye Bakanı'nı istifaya çağırıyorum' diye bağırdı.
UNAKITAN: İSTİFA ETMEM
Baykal'ın iddialarının ardından söz isteyen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, istifa etmiyorum diyerek şunları söyledi:
Sayın Baykal’ın iddialarına cevap vermek için huzurunuza geldim. Türkiye’de iş yapmak kolay değil. İşleri yaparken birilerinin menfaatlerine dur diyorsunuz. Sayın Baykal sizin hakkınızda Bülent Ersoy’un söylediklerini mi alıp gelelim? Buraya getirdiğiniz iddialara lütfen dikkat edin!
ERDOĞAN: BAYKAL BELDEN AŞAĞI VURUYOR
Bütçe görüşmelerinin sonunda kapanış konuşması için kürsüye gelen AKP Genel başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sözlerine, "Sayın Baykal oradan buradan topladığı fotokopilerle konuştu. Ben fotokopilerle konuşmaya başlarsam çok kötü olur" diye başladı.
"Biz yazma,başörtü dağıttığımız zaman laf oldu. Baykal dağıttığı zaman söz olmaz" diyen Erdoğan şunları söyledi:
EDEP AHLAKA SIĞMIYOR
"Bosna'ya gittiği zaman yazma dağıttı hiç söz olmadı. Baykal bunu hep yapar. Sayın Baykal yaptığın konuşmada bir tane önerin yok. Burada anlatacaksın ki biz de dinleyelim. Bakanlık yaptıınız dönemdeki benzin kuyruklarını bu millet unutmadı. Siz burada sadece bakanıma belden aşağı vurmaktan başka bir şey yapmadınız. Oğlundan başladınız, eşinden çıktınız. Bu edep ahlaka sığmıyor.İddia sahibi, iddiasını ispatlamakla mükelleftir. İddiasını ispatlamayan işte oraya ben üç tane nokta koyuyorum. Önce bu kaliteyi artırmamız gerekiyor.Siyaset kurumu bu yaklaşımlarınızla gücünü itibarını kaybetmeye devam ediyor. 3 Kasım'da o büyük tasfiye işte bundan oldu. Millet bizi ekranlardan izliyor ve buradan da notunu veriyor."
CHP'ye "Atatürk üzerinden siyaset yapıyorsunuz" diye yüklenen Erdoğan, "Türkiye 1999, 2001 krizlerini yaşamıştır. Bu krizlerde iktidarda hangi partiler vardı. Şimdi o krizleri yaşatan iktidarların temsilcilerinden Meclis'te var mı? Var" diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomik gelişmelerinden rakamlar veren Başbakan Erdoğan, "Türkiye küresel krizlerden etkilenmedi" dedi.
MUMCU DEVLET BAŞKANLIĞI SİSTEMİ İSTEDİ
ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, TBMM Genel Kurulu’nda "devlet başkanlığı sistemine" geçme önerisi yaptı. Mumcu, yasama ve yürütmenin arasındaki mesafenin artırılması ve yargının yükseltilmesi görüşünü savunarak, "Devlet başkanı kendi hükümetini kursun ve Meclis denetlesin" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda, 2006 yılı bütçesi üzerinde konuşan ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, konuşmasına Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye yaptığı "Ey oğul, bundan sonra dargınlık, güceniklik bize, hoşgörmek sana yakındır" şeklindeki sözlerini anımsatarak başladı. Mumcu, ülkede yoksulluğun arttığını, veremin yaygınlaştığını ve boşanmaların arttığını ifade ederek, hükümetin istikrar büyüsü ve hipnozuyla vatandaşları işlerin iyi gittiğine inandırmaya çalıştığını söyledi.
Hükümet üyelerinin, dünyanın ve IMF’nin kendilerini övdüğünü söylediklerini belirterek, "IMF’nin övdüklerinden sonu hayırlı olan bir ülke yoktur" dedi. Mumcu, Türkiye’nin süratle stand-by programından çıkıp, kendi programını yazması gerektiğini de söyledi. Mumcu, "Vatandaş da, Allah da sevmez. Kibirlisiniz. Bir tek Allah’ın alternatifi yok. Önemli olan; siz Türkiye için bir alternatif oldunuz mu olamadınız mı?" dedi.
"CUMHURİYETE KARŞI DİRENİŞ VAR"
Bugünkü rejimin Atatürk’ün Cumhuriyetini işlemeyen bir rejim haline getirdiğini savunan Mumcu, Osmanlı geleneğinden gelen siyasal egemenlik, sayısal hegomonya ve siyasi elitler hiyerarşisinin Cumhuriyete karşı direndiğini söyledi. Mumcu, Atatürk’ten beri derinleşen ve krize yol açan en önemli sorunun bu olduğunu belirterek, "Osmanlının egemenlik hiyerarşisi hanedan, onun altında şerefiye, onun altında ilmiye, onun altında mülkiye, onun altında kalemiye, onun altında ayan, onun altında da eşraf, esnaf ve teba vardı. Şimdi de öyle. Hanedan padişahtı. Padişah, ordu, kadılar, müderrisler, yüksek yargı ve YÖK bürokrasisi, onun altında mülkiye, yüksek bürokratlar kalemiye, ayan devlete borç verenler onun altında esnaf ve teba. Şimdi size soruyorum. Bu yapıda ne değişti? 500 yıllık egemen siyasette ne değişti?" diye sordu.
"ATATÜRK DEVRİMLERİNİN TAMAMLANMASINA İHTİYAÇ VAR"
Mumcu, Cumhuriyet devriminin temel hedefinin en alttakileri en üste çıkarmak, egemenliği kayıtsız şartsız milletin yapmak olduğunu belirterek, egemenliği halka vermek istemeyenlerin bunu engellemeye çalıştıklarını ve tuzaklar kurduklarını söyledi. Bu nedenle bir sistem değişikliği yapılması gerektiğini söyleyen Mumcu, "Yoksa sistem bekçiliği ile kendinizi kurtaramazsınız. Demokratik bir devrime ihtiyaç vardır. Yani Atatürk devrimlerinin tamamlanmasına ihtiyaç vardır" şeklinde konuştu.
DEVLET BAŞKANLIĞI SİSTEMİ
Mumcu, bunun için yasama ve yürütme arasındaki mesafenin açılması, yargının yükseltilmesi gerektiğini belirterek, yasamanın kendi içinden çıkardığı hükümeti denetleyemediğini kaydetti. Mumcu, yasama ve yürütmenin ayrı ayrı seçilmesi gerektiğini vurgulayan Mumcu, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanının eşinin kıyafeti tartışmalarından, temsilde adalet tartışmalarından bu ülkeyi kurtaralım. Yönetimde istikrar için ’devlet başkanlığı’ Sistemine geçelim. Devlet başkanı kendi hükümetini kursun ve Meclis denetlesin. Aksi takdirde hükümet bir enkaz edebiyatı ve geçmişin kötülenmesinden başka bir şey gösteremeyecektir."
ERDOĞAN, MUMCU KONUŞMASINI BİTİRİNCE SALONA GİRDİ
ANAP Genel Başkanı Mumcu’nun konuşması yaklaşık 80 dakika sürerken, Başbakan Erdoğan, Mumcu kürsüden indikten sonra Genel Kurul salonuna girdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise Mumcu’nun konuşmasının yarım saate yakın bölümünü dinledi.