Sosyal eşitlik ilkelerinin çiğnendiği yerle bir edildiği kadrolu, sözleşmeli ve anlaşmalı öğretmen ayırımcılığının ile aynı işi yapan kişilerin büyük bir ayırıma tabi tutularak toplum ve çalışma hayatında dengelerin bozularak insanların sömürüldüğü yer Milli Eğitim Bakanlığı.
Bakanlığından bi haber bakanın ne kadar öğretmene ihtiyacı olduğunu bilmeden öğretmen açığını azmış gibi göstermesinin nedeni de bazı okullara imamları öğretmen olarak gönderdiği ortaya çıkmasıyla niyeti anlaşıldı. Örnek olarak Adana'nın bir ilçesinde yapılan şikayet üzerine açılan soruşturmada 13 imam'ın okula öğretmen olarak usulsüz atama yapıldığı belirlenerek işten el çektirildi.
Yalan bakanlığı gibi çalışan bakanlığın öğretmen açığının fazla olmadığına dair yaptığı açıklamaya Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) tarafından hazırlanan “2007 Yılı Eğitim Değerlendirme Raporu”nada , Türkiye'nin, 2008 yılı içinde, 75 bini ilköğretimde, 26 bini okul öncesinde ve 45 bini ortaöğretimde olmak üzere 146 bin öğretmene ihtiyaç olacağı belirtilerek suratlarına şamar gibi çarpıldı..
Rapora göre, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesi başta olmak üzere bazı bölgelerde ve şehirlerin varoşlarında öğretmen açığı artıyor. Raporda özellikle emekli olan, kurum değiştiren ve vefat eden öğretmenlerin yerine yeterli sayıda öğretmen bulunamadığına da dikkat çekiliyor.
-EĞİTİME YÜZDE 100 DESTEK İÇİN BÜTÇE YOK-
İlköğretimin sağlıklı koşullarda sürdürülebilmesi için 3 bin 500 okula, 100 bin dersliğe ve 75 bin öğretmene ihtiyaç olduğu belirtilen raporda, 100 bin derslik yapabilmek için ise yaklaşık 5 milyon YTL gerektiği kaydediliyor. Okul öncesi eğitimde yüzde 100 oranında okullaşabilmek için ise müstakil 3 bin 745 okul, 26 bin 211 öğretmenin gerektiği bunun maliyetinin de 2007 fiyatları ile 1 milyar 198 bin 400 YTL olduğu kaydediliyor. Bu veriler göz önüne alındığında 2008 yılı için eğitime ayrılan bütçenin yeterli olmadığı belirtilirken, 2009, 2010 ve 2011 yılı bütçelerine “Eğitimde yüzde 100 Destek” projesinin altyapı koşullarını hazırlayacak miktarda ödenek ayrılması gerektiği kaydediliyor.
-FIRSAT EŞİTLİĞİ YOK-
Rapora göre, öğrenci, öğretmen ve velilerin yüzde 75'i fırsat eşitliğinin olmadığını düşünüyor. Öğretmen ve öğrencilerin yüzde 62'si de eğitim sisteminin demokratik olmadığını düşünürken, yüzde 74'ü okuldaki araç gereç ve rehberlik hizmetlerinin yeterli olmadığını belirtiyor. Öğretmenlerin yüzde 87'si de atama ve terfilerde yanlı ve siyasi davranıldığına inanıyor.
-DERSHANE GÖNDERMEYEN ANNE BABA GÖREVİNİ YAPAMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR-
Devlet okullarındaki öğretmen ve derslik açığı ve eğitim kalitesinin düşük olması nedeniyle dershanelerin devlet okullarının yerini aldığı kaydedilen raporda, anne babaların çocuklarını dershanelere gönderemediği zaman anne babalık görevini iyi yapamadığını düşündükleri belirtiliyor.
Raporda, var olan eğitim sisteminin, üniversiteyi kazanmak, Anadolu lisesini kazanmak için dershaneye gitmeyi zorunlu kıldığını, fiziki koşulları uygun olan dershanelerin devlet okullarına dönüştürülerek, derslik ve öğretmen açığının çözülmesi gerektiği kaydediliyor.
Gelmiş geçmiş MEB bakanlarının içinde yaptığı icraatlarla en başarısız olduğunu ispatlayan bakan'ın büyük bir pişkinlikle yerinde oturması vatandaşın da büyük tepkisini çekiyor.
Vatandaşlar milli eğitimdeki başarısızlığın en büyük etmenlerinden birisi olarak Bakanlığın başında bulunan başta bakan olmak üzere bakanın kadrosunun bilgisiz ve cahil olmasından kaynaklandığını belirterek " eğer bu söylediklerimizin tersini iddia ediyorlarsa başta bakan olmak üzere kendilerini sınava sokmak istiyoruz. bakalım soruların ka ta kaçına yanıt verecekler o zaman kendilerini ispatlarlar" diyerek sınava davet ettiler
(ANKA)
KİM YALAN SÖYLÜYOR?
Çelik: Gerçek öğretmen açığı 12 bin 805 olduğunu iddia etti
ANKARA (ANKA) -Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında Eylül 2007 itibariyle öğretmen ihtiyacının 25 bin 803 olduğunu ancak bazı alanlardaki norm kadro fazlası konumunda bulunan 12 bin 278 öğretmen dikkate alındığında bu rakamın 12 bin 805 düştüğünü bildirdi.
DSP İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert'in öğretmen atamalarına ilişkin yazılı soru önergesine yanıt veren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, eğitim öğretimdeki öğretmen açığına ilişkin bilgi verdi. MEB'e bağlı resmi eğitim kurumlarındaki öğretmen ihtiyacının bütçe imkanları ölçüsünde tahsis edilen kadro ve boşalan kadrolar dikkate alınarak karşılanmaya çalışıldığını ifade eden Bakan Çelik, öğretmen açığını ise 12 bin 805 olarak açıkladı. Eylül 2007 itibariyle öğretmen ihtiyacının 25 bin 805 olduğunu belirten Çelik,” ancak bazı alanlardaki norm kadro fazlası konumunda bulunan 12 bin 278 öğretmen dikkate alındığında gerçek öğretmen ihtiyacının 12 bin 805 olduğu görülecektir” dedi.
Öğretmen açığının kapatılamadığı alanlarda sözleşmeli öğretmen görevlendirildiğini de kaydeden Çelik, şunları söyledi:
“Bakanlığımızca yapılan kadrolu öğretmen alımlarında ilgili mevzuatta aranan genel ve özel şartları taşıyanlar ile alanlar bazında belirlenen taban puanın üzerinde puana sahip olanlardan müracaat edenlerin -sözleşmeliler dahil- atamaları, KPSS puan üstünlüğü esasına göre bilgisayar ortamında ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına yapılmaktadır. Atamalar konusunda bakanlığımız yargı kararlarının gereklerini geciktirmeksizin yerine getirerek uygulamıştır. Ancak eğitim ve öğretimin aksatılmadan yürütülebilmesi bakımından, yargı kararı doğrultusunda ataması iptal edilen yöneticilerden boşalan eğitim kurumlarına, asaleten atama yapılıncaya kadar ilgili mevzuat çerçevesinde görevlendirmeler yapılmıştır.”
Bu habere göre ya bakan yada Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) yalan söylüyor. BES'in açıklamasının onda biri kadar açık olduğunu açıklayan bakanın bakanlığını tanıdığı ve ihtiyacı bildiği için öyle konuştuğunu farzedelim. Sendikanında bu kadar büyük yalan söylemesi mümkünü olmadığına göre, bunlardan birisi yalan söylüyor. Onu da siz bulun,
Bulduğunuz taraf insanların gözünün içine baka baka utanmadan sıkılmadan bulundugu mevki ve makamı hak etmeyen yüzsüz idarecilikten anlamayan ve insanları yalanlarla uyutmayı görev bilmiş alçak bir yalancıdır . Her iki tarafta doğru söylediğini ispatlamak için insanların önüne birlikte çıkmalı ve kendi tezlerini ispatlamalıdırlar.