Yazıda, hükümette böyle bakanların olduğu, toplumun ilgisinin bu bakanlar üzerine çekilerek çeşitli yolsuzluklar yapıldığının vurgulandığı kaydedilen dilekçede, şöyle denildi:

“(O işini layıkıyla yapıyor ve uyuyor) denilerek, yazıda vurgulanan yolsuzlukların bir parçası olduğu öne sürülmüştür. İlgili yazıda genel olarak vurgulanan, müvekkilim Atilla Koç'un bakan olmasından ziyade, kendisine verilen gizli bir misyonun olduğu, temsil ettiği makamdan ve hizmetten ziyade, hükümetin kendisine verdiği direktifler doğrultusunda kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmekle görevlendirildiğidir.

Dava konusu yazının devamında, (Hem belki de Atilla bey hasta. Bir rahatsızlığı var. Öte yandan bu millet, normal insanı Meclis'e göndermez ki. Hem normal insan milletvekili olmaz ki bi kere. Bu insanlardan başbakan, bakan, milletvekili yaparak kurtulmaya çalışıyor bu millet hep) diyerek müvekkilim de dahil olmak üzere ülkemizin başbakanı, bakanları ve milletvekillerine ağır hakaretler de bulunulmuştur. Sadece bu makamda bulunan şahısların kişilik haklarına saldırmakla kalmayıp, devletin temelini oluşturan bu makamları hedef alan, toplumda infial uyandıracak ithamlarda ve hakaretlerde bulunulmuştur.”

Dilekçede, davacı Koç'un uzun yıllar devletin üst düzey makam ve mevkilerinde görev yaptığı, görev yaptığı süre içinde devletin menfaatlerini her şeyin üzerinde tuttuğu, bu sorumlulukla uzun yıllar ülkeye hizmet ettiği ve her zaman üstlerinin takdirine mahzar olduğu vurgulanarak, dava konusu yazının, Bakan Koç'u kamuoyu önünde küçük düşürdüğü, kişilik haklarını ağır derecede tahrip ettiği, hem kendisini hem de ailesini rencide edip, derinden yaraladığı kaydedildi.

Dava dilekçesinin sonunda, 20 bin YTL manevi tazminatın, davalılar Penguen Dergisi imtiyaz sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Yazı İşleri Müdürü Fatih Solmaz'dan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi istendi.