Anıttepe Lisesi Beden Eğitimi öğretmeni ve resmi öğretmeni, bir öğrenciyi zayıf olan dersinden geçirmek karşılığında öğrenci velisinden rüşvet istedi. Öğrenci velisinin Savcılığa müracaat etmesinden sonra gerçekleşen operasyonda seri numarası alınmış parayı öğrenci velisinden alan öğretmenler Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. İki öğretmenin görevine devam etmesi üzerine CHP Yalova Milletvekili, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yanıtlaması istemiyle bayram öncesinde bir soru önergesi verdi.
-"ÖĞRETMENLER ÜST DÜZEY BÜROKRAT AKRABASI" İDDİASI-
Bu öğretmenlerin rüşvet almak suçundan Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıklarının doğru olup olmadığını soran İnce, “Dava süreci devam ederken bu öğretmenlerin 70 öğretmeni bulunan bin 400 öğrencili Anıttepe Lisesi’ndeki görevlerine devam etmeleri hukuki midir? Bu öğretmenlerin görev yerlerinin değiştirilmemesinin gerekçesi nedir?” sorusunu sordu. İnce, ayrıca söz konusu öğretmenlerin Milli Eğitim Bakanlığı’nda bazı üst düzey bürokratlar ile hemşerilik bağlarının olduğu ve bu bağlantıları tarafından korundukları iddialarının olduğunu açıklayarak, “Seri numarası alınmış paraları rüşvet olarak aldıkları bilindiği halde görev yerlerinin değiştirilmediği yönündeki iddialar doğru mudur?” sorusuna yanıt istedi.
anka
Bir diğer şok uygulama ise bakanhaktan hukuktan,adaletten bahseden ve bunları çocukların öğrenmesi için kurulan bir bakanlığın başında bulanan bakan Çelik'in yasalara uymayıp yasaları alenen çiğnemesi.
Olur mu demeyin vatan gazetesi yazarlarırından Ruhat Mengi bugünkü yazısında işte bu hukuksuzluğu bakın nesıl dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanı ‘yargı’nın üstünde mi?
AKP asli görevi “Anayasa’yı Yasama’ya karşı korumak” olan yani Meclis’te gücü eline geçiren iktidarların Anayasa’nın “değiştirilemez” denilen hükümlerine el uzatmasını ve yanlış uygulamaları önlemek için kurulmuş olan Anayasa Mahkemesi’ni bu görevi yerine getirdiğinde bile “sınırları aştın” diye suçluyor olmasa susacağım.
Ama bunu her fırsatta yapıyorlar. Anayasa Mahkemesi onların lehine bir karar verdiğinde alkışlıyorlar, hoşlarına gitmeyen bir karar çıktığında hemen koro halinde “yetkilerini aştığını” söylüyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı ise Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden aldığı Fevzi Budak’ı “açtığı 13 davayı da kazanmasına rağmen” göreve iade etmemekte direniyor.
Bakan Hüseyin Çelik “yargı kararlarını uygulamadığı için” 5 bin YTL tazminata mahkum edilmesine rağmen Bakanlığın halâ Budak’ı başka görevlere tayin etmesi doğrusu bugüne kadar görülmemiş şekilde yargıyı hiçe sayma örneğinden başka bir şey değil.
Evet bu hükümet döneminde benzer olayların sık sık yaşandığı duyuldu ama Bakan’ın mahkum edilmesine rağmen inat ettiği hiç duyulmadı.
Hüseyin Çelik “yargı üstü” bir şahsiyet midir açıklasa da Türkiye öğrense...
Eli değmişken Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü’nde neden hakkı olanın değil de mutlaka kendi istediği birinin oturması gerekiyor, onu da açıklasa... Erzurum’da “özel bir hal” mevcut da biz mi bilmiyoruz?
İşte iki inanılmaz acayip uygulama ve türkiye bu insanların ellerinde idare ediliyor yasalar ve hukuk hiçe sayılarak.Dünya'nın hiç bir ülkesinde olmayan uygulamalar insanları artık çileden çıkartıyor. Türkiye bunlara layık değil ve olmamalıdır.