Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
IMKB
9.916,000
ALTIN
2.441,870
 
Hava Durumu ANKARA
15 / 24 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BAYRAĞI İNDİRTMEYEN O KOMUTAN KONUŞTU
 SAYGI ÖZTÜRK 12 Haziran 2014 Perşembe  

Hasan Kundakçı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en seçkin komutanlarından biri olarak tanınır. PKK terörünün en azgın dönemlerinden sayılan 1993-1995 yılları arasında Diyarbakır’da Asayiş Kolordu Komutanlığı görevinde bulundu. Yanından tamburalı silahını hiç eksik etmediği için “Tamburalı Paşa” olarak da tanınırdı. Komutanlığı döneminde 35 bin askerle Kuzey Irak harekatını gerçekleştirdi, tam üç ay Kuzey Irak’ta kaldı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) Kolordu Komutanı olarak atandı. Rum gencin, bayrağımızı indirmek için bayrak direğine çıkışı sırasında öldürülmesi de Kundakçı’nın döneminde yaşandı.Bu olaydan sonra hakkında uluslararası yakalama ve tevkif müzekkeresi niteliğinde olan "kırmızı bülten" çıkarıldı. O günden bu yana Kundakçı Paşa yurtdışına çıkmadı. 

Bedelinin ne olduğunu öğrendiler

Rumlar, bazı Avrupa ülkelerinden de kendilerine destek veren motosikletli grupları davet etti. KKTC’yi devlet olarak kabul etmedikleri için sınırı delme girişiminde bulunacak, Girne’ye kadar gelip orada bulunan bayrağımızı da indireceklerdi.
Motosikletli grubun geleceği biliniyordu. O yüzden devlet tedbirini almış, bayrağımızı indirmeye kalkışırlarsa bunu indirmeye çalışanların derhal etkisiz hale getirilmesi de planlanmıştı. Diyarbakır’da bayrağımızı indirenler ellerini-kollarını sallayıp askeri birliğin içine girip-çıkmıştı. Yıllarca Diyarbakır’da da görev yapan emekli Korgeneral Hasan Kundakçı’ya, bayrak indirme olayını, KKTC’de yaşanan bayrak indirme olayını sordum. İşte Kundakçı’nın anlattıkları:
“Bayrak nerede indirilirse indirilsin acıdır. Bu askeri birlikte olursa daha da acıdır. KKTC’de, 14 Ağustos 1996’da bayrağımızı indirmeye kalkıştılar. Gereği yapıldı. Dikkat edilirse bir daha da hiçbir bayrak indirme olayı yaşanmadı, olaylar da bıçakla keser gibi kesildi. Herkes bayrağın indirilmesinin bedelinin ne olacağını öğrendi.

O bayrak indirilmemeliydi

Bayrağımızı indirme girişiminde bulunana karşı mutlaka caydırıcı olunmalı. Silahlı Kuvvetler’in esas görevi caydırmaktır. Caydırdığınız anda, zor olduğunu görür bir daha o işe kalkışılmaz. Eğer caydırıcılık görevini yapamazsanız yeni olaylar, büyük olaylar başlar. Ona izin vermemek lazım.
Diyarbakır’da askeri birliğimizde bayrağımızın indirilmesine asla izin verilmemesi gerekirdi. Kesinlikle bayrak inmemeliydi, indirilmemeliydi. Eğer, bir görevim olsaydı, KKTC’de ne yaptımsa, hangi emri verdimse yine aynı emri verir, aynı şeyin yapılmasını isterdim. Biz, sınırımızı delmeye çalışan, bayrağımızı indirme girişiminde bulunanlara karşı ne yapmamız gerektiğini önceden kararlaştırmıştık. Uyarımıza rağmen bayrağımızı indirmeye kalkışan, karşılığını gördü…”

İndirmeye kalkan iner

Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaptı. Bu açıklamayı konuştuğumuz birçok komutan gibi, emekli Korgeneral Hasan Kundakçı da çok yetersiz buldu. Çünkü onlar bayrağın indirilmesini asla kabul etmiyorlar. Hasan Kundakçı paşadan dinliyorum:
“KKTC’de olduğu gibi, Diyarbakır’da asla bayrak inmez, indirilemezdi. Çünkü bayrak bir ülkenin onurudur, simgesidir. O bayrak inince akla çok şey gelir. Bayrağımızı indirmeye kalkan iner. Bayrak indirmek için kim elini-kolunu uzatırsa onu indirmeye çalışanın elleri kolları kırılır. Bu kesindir.”

PKK’nın insafına bırakıldılar

Sözü “çözüm süreci”ne, “açılım”a getiriyor. Açılımın başından beri yanlış olduğunu belirtiyor ve nedenini de şöyle açıklıyor:
“Bir devlet, terör örgütüyle görüşmez. Ancak terör örgütü silahı bırakırsa oturulup konuşulur. Silahını bırakmayanlarla görüşülmez. PKK gibi kural tanımayan, silahı bırakmayan terör örgütüyle konuşursanız her zaman başınıza çorap örerler. En kötü şey şudur: Açılımla biz Güneydoğu’da devletine bağlı güzel insanların hepsini PKK terör örgütü elemanlarının insafına bıraktık. Şehit cenazesi gelmiyor diye ülkenin şerefi yok ediliyor.
Açılım koşulları iyi bir şekilde yerine getirilip başlatılsaydı belki iyi giderdi. Koşullar ortaya konulmadan yapılan açılım başımıza da olmadık şeyler getiriyor. Bugün örgüte ne verirsen az gelir, onlara yetmez.”
---------------
Ayaklanma provaları…

Terörün en azgın döneminde Diyarbakır’da gazetecilik yapan ve gelişmeleri yakından izleyen Raşit Kısacık’a bölgenin durumunu sorduğumda şunları anlattı:
“Türk Bayrağı’nın hem de TSK garnizonundan indirilmesi, tırmanan eylemin ‘açılım’ sürecinden medet umanların ayaklanma provalarıdır. PKK ve siyasi uzantılarının bugün yaptıkları eylemler, yarın yapacaklarının teminatıdır. Eylemlerin gerisinde yine Narko- terör örgütü yani PKK vardır. Açılım sürecinde güvenlik güçlerinin ellerinin bağlanması terörle mücadeleye değil, uyuşturucu mafyasının işine yarıyor. ‘Cambaza bak’ misali, dikkatler yol kesme, bayrak indirme, molotoflu saldırılara dikkat çekilip uyuşturucu tarlaları ve ticaretinin yolu açılıyor. Yoksa mal tarlada çürüyecek. Acele etmeleri gerekli.”
Terör örgütü, uyuşturucu baronlarıyla el ele vermiş “Çözüm süreci”ni kendilerine göre kullanıyorlar. Uyanın beyler uyanın…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.