DSP, seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesini, milletvekilliği adaylığı için önseçim şartı getirilmesini, yüzde 50 kadın kotası getirilmesini öneriyor. DSP ayrıca Anayasa değişikliğine ilişkin de Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) sayısının artırılmasını önerirken milletvekillerinin, dokunulmazlıkları kaldırılmadan yargılanmasını teklif ediyor. DSP’nin önerileri arasında Cumhurbaşkanı’nın tekrar TBMM tarafından seçilmesi de bulunuyor.
DSP Genel Başkanı Türker, bugün saat 13.00’te CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile görüşecek. Türker’in görüşmede Siyasal Partiler Yasası ve Seçim Yasası ile Anayasa’da yapılacak değişik önerilerini de Baykal’a sunması bekleniyor.
-SEÇİM BARAJI YÜZDE 5’E İNDİRİLMELİ-
DSP’nin Seçim Yasası’nda yapılmasını önerdiği en önemli değişikliği seçim barajı oluşturuyor. DSP, yüzde 10 oranındaki seçim barajına demokratik rejimlerde rastlanamayacağına dikkat çekerek temsilde adaletin sağlanması için barajın yüzde 5’e çekilmesini öneriyor.
-ADAY BELİRLEMEDE ÖNSEÇİM ŞARTI GETİRİLMELİ-
DSP, partilerce gösterilecek milletvekili adaylarının demokratik usullerde belirlenmesinin parti içi demokrasi ilkesinin bir gerekçesi olduğunu vurgulayarak adayların belirlenmesinde önseçim şartının getirilmesini öneriyor. Mevcut Siyasi Partiler Kanunu’na göre aday belirlemede "önseçim" veya "merkez yoklaması" yapılması konusu partilerin tüzüklerine bırakılıyor. DSP’nin değişiklik teklifinin gerekçesinde "Kanun’un tanıdığı bu tercih yapma olanağı, parti yönetimlerini ön seçim yapmak yerine merkez yoklamasına yöneltmiştir. Bu da, parti liderlerinin parti erkini kendi yönetimlerinin sürekliliği için kullanması yolunu açmıştır. Sonuçta partilerde oligarşik bir yönetim tarzı oluşmuş ve parlâmenter sistemimiz, birkaç parti liderinin belirlediği bir sisteme dönüşmüştür" deniliyor. DSP, milletvekili adaylarının, siyasi partilerin seçime katıldıkları her seçim çevresindeki üyelerince seçimden en az 40 gün önce yapılacak bir önseçimle belirlenmesini, eğer siyasi partinin o çevrede bir teşkilatı yoksa ya da yeterli aday bulunmuyorsa partinin merkez karar ve yönetim kurulunca teklif ediyor.
-YÜZDE 50 KADIN KOTASI-
DSP’nin Siyasal Partiler Yasası’ndaki değişiklik önerileri arasında "yüzde 50 kadın kotası" da bulunuyor. Milletvekili seçimlerine ilişkin "Milletvekili seçimleri için düzenlenecek aday listelerinde kadın ve erkekler yüzde elli oranında yer alırlar. Bununla birlikte herhangi bir seçim çevresinde kadın veya erkeklere ayrılan kontenjanlardan biri için yeterli sayıda aday bulunmadığı takdirde eksiklik, diğer cinsiyetten adaylarla doldurulur" denilirken kadınların her düzeydeki parti yönetimi ile TBMM, Belediye Meclisleri, İl Genel Meclislerinde en az yüzde 50 oranında temsil ve katılımının sağlanması yönünde bir düzenlemenin kanuna eklenmesi teklif edildi.
-DSP’NİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİLERİ-
Anayasa değişikliği tartışmaları sürerken, DSP de Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesini öneriyor. DSP’nin Anayasa değişikliği önerilerinde ilk olarak Anayasa’nın egemenlikle ilgili 6. maddesinde uluslararası kuruluşlara üyelik durumunda egemenlik hakkının uluslararası plânda diğer üye devletlerle eşit koşullarda kullanılacağının belirtilmesi gerektiği vurgulandı. Halen Avrupa Konseyi’ne üyelik nedeniyle yargı yetkisinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bünyesinde kullanılmasında durumun benzer olduğu kaydedilerek "Konu Avrupa Birliği’ne tam üyelik bakımından önem taşımaktadır. Türkiye Avrupa Birliği’ne ‘imtiyazlı ortak’ gibi farklı bir statü ile değil, diğer üye devletlerle aynı koşullarda, aynı haklarla katılmalıdır" denildi.
-HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ ANAYASA’DA GÜÇLÜ TEMELE OTURTULMALI-
Temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi gerektiği kaydedilen taslakta Anayasa’nın 22. maddesindeki ‘haberleşme özgürlüğü’nün daha geniş kapsamlı ‘iletişini özgürlüğü’ olarak düzenlenmesi, temel hak ve özgürlüklere ‘bilgi edinme hakkı’, ‘kişisel verilerin korunması’ gibi hakların eklenmesi önerilerek "Bu haklar, yasayla düzenlenmiş veya yasayla korunmuş olmakla birlikte Anayasa’da daha güçlü bir temele oturtulmaları uygun olacaktır" denildi.
-PARTİ KAPATMADA VENEDİK KRİTERLERİ UYGULANMALI-
DSP’nin Anayasa değişikliği taslağında parti kapatmaya ilişkin yeni düzenlemeler yapılması da yer aldı. Anayasa’nın 68. ve 69. maddelerinde belirtilen parti kapatma nedenleri konusunda yeni bir düzenleme yapılması önerilerek parti kapatma nedenlerinin Venedik kriterleri doğrultusunda "şiddeti savunma veya amacına ulaşmak için şiddeti kullanma" unsuruyla birlikle değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi. Taslakta Anayasa Mahkemesi’nin son olarak DTP ile ilgili kararında bu unsura yer verdiğine dikkat çekildi.
-PARTİ KAPATMAYLA MİLLETVEKİLLİKLERİ DÜŞÜRÜLMEMELİ-
Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına söz veya eylemleriyle sebep olan üyelerine verilen 5 yıllık siyaset yasağının Anayasa’da 5 yıllık yasama dönemine paralel olarak yer almış bir hüküm olduğuna işaret edilerek yasama döneminin 4 yıla indirilmesi sebebiyle yasak süresinin de 4, hatta 3 yıla çekilmesi önerildi. Partisinin temelli kapatılmasına söz veya eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliğinin düşürüldüğü anımsatılan taslakta AİHM’in daha önce Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı ve Mehmet Sılay ile ilgili kararlarında, bu hükmün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunun belirtildiği, bu nedenle Anayasa’nın siyasi partilerin kapatılması sonucu milletvekilliğinin düşmesine ilişkin 84. maddesinin son fıkrasının kaldırılması gerektiği ifade edildi.
-MİLLETVEKİLLERİ, DOKUNULMAZLIKLARI KALKMADAN YARGILANABİLMELİ-
DSP’nin değişiklik taslağında dokunulmazlıklara ilişkin öneriler de yer aldı. Taslakta, Anayasa’nın 76. maddesinde milletvekili seçilmeye engel olan suçların sıralandığı kaydedilerek, Anayasa’ya milletvekili seçilmeye engel olarak sıralanan suçlardan dolayı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek olmaksızın tutuksuz yargılanabilecekleri yönünde bir hüküm konulması önerildi. Taslakta yargılamanın milletvekillerine bir kolaylık olmak üzere Ankara’da Yargıtay’ın ilgili ceza dairesinde yapılması, temyiz için Ceza Genel Kurulu’na başvurulması yönünde bir maddenin Anayasa’da yer alması talep edildi.
-BAKANLAR KURULU KHK’LERDE ISRAR HAKKINI KULLANABİLMELİ-
DSP’nin önerileri arasında Kanun Hükmünde Kararnamelere ilişkin yeni düzenleme yapılması da bulunuyor. Anayasa’nın 89. maddesine göre yasaların Cumhurbaşkanı tarafından kısmen veya tamamen uygun görülmezse, bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderilebildiği, ancak TBMM aynı düzenlemede ısrar ettiği takdirde Cumhurbaşkanı’nın o yasayı yayımlamak durumunda olduğu anımsatılan taslakta "Benzeri bir düzenleme, kanun hükmünde kararnameler bakımından da yapılmalı; Cumhurbaşkanı, bir kanun hükmünde kararnameyi Bakanlar Kuruluna iade ettiğinde Bakanlar Kurulu ısrar hakkını kullanabilmeli, bu durumda Cumhurbaşkanı kararnameyi yayımlamalıdır" denildi.
-CUMHURBAŞKANI’NI TBMM SEÇMELİ-
21 Ekim 2007’de kabul edilen Anayasa değişikliği uyarınca Cumhurbaşkanı’nın artık halk tarafından seçileceği kaydedilen taslakta, "parlamenter sisteme uygun olarak" yeni bir düzenleme yapılması gerektiği görüşü savunularak "Bu, başkanlık sistemine giden bir yoldur. O yüzden, Cumhurbaşkanı’nın parlamenter sisteme uygun olarak, yeniden TBMM tarafından seçilmesi düzenlenmelidir" denildi.
-CUMHURBAŞKANI GÖREV SÜRESİNCE YARGILANMAMALI-
DSP’nin değişiklik önerileri arasında Cumhurbaşkanı’nın yargılanması da bulunuyor. Ankara Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, kapatılan Refah Partisi’nin "kayıp trilyon" davası nedeniyle yargılanması gerektiğine karar vermesi üzerine Cumhurbaşkanı’nın görevdeyken yargılanıp yargılanamayacağına ilişkin tartışma yaşanmıştı. DSP, Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasına ilişkin "Anayasa’nın 105. maddesine ‘Cumhurbaşkanı’nın kişisel suçları ile ilgili yargılama süreci görev süresince askıya alınır; ama bu süre boyunca zamanaşımı işlemez’ biçiminde bir hüküm eklenmelidir" önerisinde bulundu.
-OMBUDSMANLIK ANAYASA’DA YER ALMALI-
Anayasa Mahkemesi’nin kamu denetçiliğine (ombudsmanlık) ilişkin kanunu kamu denetçiliği Anayasa’da öngörülmediği gerekçesiyle iptal ettiği anımsatılan taslakta "Karar yanlış olmakla birlikte; Yüksek Mahkeme’nin içtihadı bu yönde olduğuna göre, bu kurum Anayasa’da öngörülmelidir" ifadelerine yer verildi.
-ASKERİ YARGININ GÖREV ALANI ASKER KİŞİLERLE SINIRLANDIRILMALI-
DSP’nin değişiklik önerileri arasında askeri yargı da bulunuyor. Askeri yargıya ilişkin "Anayasa’nın 145. maddesinde yapılacak değişiklikle, askeri yargının görev alanı, asker kişiler ile asker olmayan kişilerin askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili suçlarıyla sınırlandırılmalıdır" önerisine yer verildi.
-ANAYASA MAHKEMESİ VE HSYK ÜYE SAYILARI ARTIRILMALI
Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının değiştirilmesi de DSP’nin önerileri arasında bulunuyor; ancak AKP’nin önerileri arasında bulunan ve yargıyı siyasallaştıracağı eleştirileri alan Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ya Meclis’in üye seçmesi konusunda olumlu veya olumsuz bir görüş belirtilmiyor. DSP’nin Anayasa Mahkemesi’nin yapısına ilişkin değişiklik önerileri şöyle:
"Anayasa’nın 146, 148, 149. 152 ve 153. maddelerinde yapılacak değişikliklerle Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmalıdır. Üye sayısı artırılmalı, örneğin 15’e çıkarılmalıdır. Üyelerin görev süreleri 10 yılla, her durumda emeklilik yaşıyla sınırlandırılmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin iki daire hâlinde çalışması sağlanmalıdır. Anayasa Mahkemesi aynı zamanda ‘Yüce Divan’ olarak görev yaptığından, dairelerden birinin bu sıfatla verdiği karara karşı genel kurul nezdinde temyiz olanağı bulunmalıdır."
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı konusunda da önerilerde bulunularak "Anayasa Mahkemesi’ne temel hak ve özgürlükler konusunda bireysel başvuru hakkı, ancak bütün kanun yolları tüketildikten sonra kabul edilmelidir. Anayasa’nın 152. maddesi çerçevesinde görülmekte olan bir davada Anayasa’ya aykırılık iddiasının öne sürülmesi olanağı bulunduğu için; bireysel başvuru hakkı, ancak belirli istisnaî durumlarda kullanılabilmelidir" denildi.
HSYK’nın yapısının değiştirilmesine ilişkin ise "Anayasa’nın 159. maddesinde yapılacak değişiklikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yeniden yapılandırılmalıdır. Üye sayısı artırılmalı, örneğin 11’e, en çok 15’e çıkarılmalıdır. Üyelerin görev süreleri 10 yılla sınırlandırılmalı, yalnız bir kez seçilme olanağı bulunmalıdır. Bu arada Kurul’un adlî ve idari yargı olarak iki alt kurul hâlinde çalışması olanağı getirilmeli, bunların kararlarına karşı genel kurul nezdinde itiraz edilebilmeli; Kurul’un disiplin cezalarına ilişkin kararlarına karşı yargı yolu açılmalıdır" önerilerine yer verildi.
-YEREL YÖNETİMLER SAYIŞTAYI KURULMALI-
Türkiye’de yerel yönetimlerin çok büyük kaynaklar kullandığı ve Sayıştay’ın bunları denetlemekte yetersiz kaldığı ifade edilen taslakta "Anayasa’nın 160. maddesine eklenecek bir düzenleme ile Yerel Yönetimler Sayıştayı kurulmalıdır. Türkiye’de yerel yönetimler çok büyük kaynaklar kullanmaktadırlar ve Sayıştay, bunları denetlemekte zorlanmaktadır. O nedenle yerel yönetimlerin gelir ve giderlerinin yeni kurulacak Yerel Yönetimler Sayıştayı eliyle denetlenmesi uygun olacaktır" denildi.